Ödünç paltomu vestiyerden almam lazım diye düşündüm. Ama yapmadım. | Open Subtitles | ظننت أننى قد رجعت لآخذ معطفى و لكنى لم أفعل |
Çünkü uzun zamandır çalışıyorum ve kazandığım parayla hiçbir şey yapmadım. | Open Subtitles | لأني أعمل منذ فترة طويلة ولا أفعل أي شيء بذاك المال |
Burada benden ne yapmamı istediğinden tam olarak emin değilim. | Open Subtitles | انظري , أنا لست متأكده ماذا تريديني أن أفعل لكي |
Ben bir robot değilim; Her zaman her şeyi aynı yoldan yapmam. | TED | انا لست إنسان آلي, لا أفعل الأشياء بنفس الطريقة في كل مرة. |
34 yıldır hiç yapmadığım bir şeyi bu önemli anda ne diye yapayım? | Open Subtitles | لماذا أفعل شيء لم أفعلهُ أبداً طوال 34 عام في وقت مُهم كهذا؟ |
Bugün, size hayatımda bunu neden yapmak istediğimi ve neler öğrendiğimi anlatmak istiyorum. | TED | واليوم أريد أن أخبركم لماذا قررت أن أفعل ذلك في حياتي ومالذي تعلمته |
Sen açmasaydın kapatacaktım. Ve söz veriyorum bunu bir daha yapmayacağım. | Open Subtitles | كنت سأغلق الخط إذا لم ترد وأنا لن أفعل هذا ثانيةً |
Madem bu kadar uzun süre dayandın, ne yaptığımı anlatayım. | Open Subtitles | لأنّنا بقينا هنا لفترة أطول، سأشرح لكِ ماذا كنت أفعل. |
Tabi ki soracaklar. Ama aynı zamanda, bununla ne yapabilirim diye de soracaklar. | TED | بالتأكيد سيتساءلون. ولكنهم أيضا سيطرحون سؤالا آخرا هو، ماذا يمكنني أن أفعل به؟ |
Hayatınızı zorlaştırmaktan başka bir şey yapmadım. Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun? | Open Subtitles | إنني لم أفعل شيئاً سوى تصعيب حياتكِ مالذي يجعلكِ متأكدة من هذا؟ |
Yanlış hiçbir şey yapmadım, sana hiçbir şey söylemem gerekmiyor. | Open Subtitles | لم أفعل أي شيء خطأ، ولا يجب أن أخبرك بشيء |
Onu Ben yapmadım! Anne, sen bana inanıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لم أفعل هذا ، أنت تصدقينني يا أمي، أليس كذلك؟ |
Aldılar çünkü onlar için birşey yapmamı istiyorlar. Kızımın başı dertte. | Open Subtitles | أخذوها حتى يجعلونى أفعل شيئا لهم , إنها فى مشكلة كبيرة |
Tebrikler. Şimdi, benden frezya spreyi ile ne yapmamı istiyorsun? | Open Subtitles | تهانينا, الآن، ماذا تريدين مني أن أفعل مع بخاخ الفريزيا؟ |
Birinin öncü olması gerekiyordu, ve Ben olmaya karar verdim. | TED | ويجب أن يبادر أحد ما، وقد قررت أن أفعل ذلك. |
Ne yapayım peki, her şeye en baştan mı başlayayım? | Open Subtitles | ماذا تريد مني أن أفعل أبدأ كل شيء من جديد؟ |
Kamboçya'ya ulaştığımda, sefaletle çevrili bir yerde, tatilde olduğum için huzursuz hissettim ve karşılığında bir şey yapmak istedim. | TED | عندما وصلت إلى كومبوديا، شعرت بعدم الإرتياح كوني في عطلة ومحاطة بكثير من الفقر أردت أن أفعل شيئًا بالمقابل. |
Eğer o iki çocuğum olursa bunu onlara asla yapmayacağım. | Open Subtitles | لو كان لي أولئك الطفلين لن أفعل هذا بهم أبدًا |
Sana karşı dürüst değilim, ve ne yaptığımı da bilmiyorum. | Open Subtitles | إنه ليس عادلاً بالنسبة لكِ وأنا لا أعرف ما أفعل |
Doktor bir arkadaşımla görüşmeye gittim. Ona nasıl yapabilirim diye sordum. | TED | فذهبت للتحدث إلى طبيب صديق وسألته كيف يمكن أن أفعل ذلك |
Bu adam bilgisayara iki kalemle aynı anda nasıl çizdirebileceğini çözmüş: bilirsiniz, sen, kalem, bunu yap; sen, kalem, bunu yap. | TED | تمكن هذا الشخص من جعل الكمبيوتر يرسم مستخدما قلمين مثل، أيها القلم : أفعل هذا، و أنت القلم الآخر افعل ذلك. |
Sana yalvarıyorum, lütfen bunu yapma. Bunu Ben yapmıyorum, biz yapıyoruz. | Open Subtitles | ـ أتوسل إليك لا تفعل هذا ـ أنا لا أفعل هذا |
Pekâlâ, Ben bunu yapamam, çünkü bu tamamen sahtekarlık olur. | Open Subtitles | حسنا أنا لا يمكنني أن أفعل ذالك لأنه سيكون كذبا |
Şimdi yaptığım sizin, benim hayatımı yaşama tarzımla ilgili beklentilerinizi karşılamak. | TED | ماذا أفعل الان أرضى توقعاتك عن كيف يمكن أن أعيش حياتى. |
Bak, ne yapacağımı bilmiyorum. Ben elimden geleni yaptım, anlıyor musun? | Open Subtitles | أنظر، لا أعلم ماذا أفعل قمت بفعل أفضل ما يمكنني، أتعلم؟ |
O gece uyuyamadım ve bir şeyler yapmaya karar verdim. | TED | لم أستطع النوم في تلك الليلة، وقررت أن أفعل شيئا. |
Onu kurtarmak için elimden gelen her şeyi yapmazsam kendimi asla affedemem. | Open Subtitles | لن أستطيع مسامحة نفسي إذا لم أفعل أي شي أقدر عليه لإنقاذها |