"أقل" - Translation from Arabic to Turkish

• demedim
• söylemedim
• daha
• azından
• en
• altında
• azı
• küçük
• kadar
• bile
• değil
• eksik
• azını
• aşağı
• şey

Ama ondan sonra nereye gideceğinle ilgili bir şey demedim.
لكنني لم أقل آي شيء عن مكان ذهابك فيما بعد

Öyle bir şey demedim. Yaşıtlarımın ne düşündüğü umurumda değil.
لم أقل هذا، لا يهمّني ما يعتقده الذين في عمري.

Telefon geldi ve hemen çıktım, ama nereye gittiğimi söylemedim.
وأنا الذى استقبل المحادثة,واخبرتك بذهابى, ولكنى لم أقل الى اين

Endişelenme, Olcha hakkında hiçbir şey söylemedim senin hakkında da hiçbir şey söylemem.
لا تقلق، لم أقل أي شيء يتعلق بأولكا ولن أبوح بأي شيء يخصك

Bir yıldan daha az bir sürede 65.000 km uçuyorlar.
فهي تطير مسافة 65000 كيلومترا في أقل من عام واحد

Orada olmak benim için güvenli olmazdı, en azından bunu söyleyebilirim.
لم يكن الوقوف هناك آمناً بالنسبة لي وهذا أقل ما يقال.

Ben bir şey demedim ama Rocky gözlerini bağlaman gerektiğini düşünüyor.
لم أقل شيئا لكن روكي يعتقد انكي يجب ان تغمضي عينيكي

- Hey, ben asla böyle demedim, tamam mı? - Merhaba, şerif.
ــ ياهوه ، لم أقل هذا أبداً ــ مرحبا ، أيها الشريف

Evet ama sana Evel Knievel gibi giyin de demedim.
صحيح ، لم أقل أن عليك اللبس مثل أيفل كنيفل

Koca bir ısırıktı yahu, hepsini ye demedim ki sana.
تلك كانت قضمة كبيرة لم أقل أنك تستطيع أكلها كلها

Hey, dur bir dakika Bunu yapamazsın. Dediklerimi duydun. Hiç bir şey söylemedim.
لحظة، لا يمكنك فعل هذا عليك سماع قصتي لم أقل شيئاً، أحدهم يكذب

- Evet, bunu hiç söylemedim. - Ama düşünmüş olabilirsin.
لم أقل ذلك هذا لا يعني انك لا تعتقدين ذلك

Ben onu buraya getirmek için söylemedim. Ben bunları öldürmek için emretti.
لم أقل لكم أن تحضروها إلى هنا لقد طلبت منكم أن تقتلوهم

11 Afrika hükümeti bu teknolojiyi kullanarak daha az bağımlı hale gelebileceklerini gördüler.
11 حكومة أفريقية شهدت أنها يمكن أن تصبح أقل اعتمادا باستخدام هذه التكنولوجيا.

Ama fiillerin aktif, daha zahmetli olduğunu ama devam eden katılım gerektirdiğini söylüyorlar.
لكن الأفعال، كما يقولون، هي نشطة، لا أقل تطلبًا لكن تتطلب المشاركة المستمرة.

molekül ağırlığın mol agirligina gore daha az inek olur diye dusundum.
وفكرت في أن الوزن الجزيئي قد بدا أقل تعقيدا من الكتلة المولية.

Kötü yaptığımız bir iş. en azından bunun farkına varmalı ve yapmamalıyız.
على أقل تقدير، ينبغي أن نعترف بذلك، ونحن نميل لعدم الإعتراف به.

Bütün akarsular en sonunda okyanusa ulaşır çünkü okyanus onlardan alçaktadır.
إن كل التدفقات تجري في النهاية إلى المحيط لأنها أقل منه.

Bu rakam Birleşik Krallığın GSYH'nin hemen altında bir rakam.
هذا أقل بقليل من الدخل القومى السنوى فى بريطانيا العظمى.

Sonuçta payıma yarısından biraz azı düştü. 123 dolar gibi bir şey.
لم يتبق لي من ذلك سوى أقل من النصف حوالي 123 دولار

Bu yaklaşık 0.75, yani 1'den küçük -- ve buna alt doğrusal diyoruz.
انها ثلاثة أرباع تقريباً وبالتالي هي أقل من واحد ونطلق عليها خط فرعي

Ama bir kuruluş ;"İnsan kanındaki D vitamini oranı ne kadar fazlaysa ; kalp hastalığına, kansere o kadar az yakalanılır."
ولكن يوجد هناك علاقة: كلما ارتفع مستويات فيتامين د في الدم لدى الناس كلما أصبحوا أقل عرضة لأمراض القلب و السرطان

Yani tersi istikamette bir ilerleme var: daha kapalı sınırlar, daha az işbirliği ve belki Avrupa yapısının farklı bölümlerinin bazılarında ayrılmalar bile olabilir.
بل على العكس ، فهي ذات حدود أكثر إنغلاقاً و أقل تعاوناً ، بل و حتى قد تخرج عن بعض الأجزاء المختلفة للبناء الأوروبي

Efendim, ne dediyseniz onu yaptım. Ne eksik ne fazla.
لقد فعلتُ ما طلتبه مني سيدي لا أكثر ولا أقل

Şunu buldum ki kadınlar polis memurlarının yüzde 13'ünden azını oluşturuyorlardı.
وجدت أن النساء تشكلن أقل من 13 بالمائة من ضباط الشرطة.

Kızın kalbinin, kendisinden aşağı, basit bir asistanda olduğunu anlayınca öfkeden gözü döndü.
وعندما أدرك بأن قلبها يميل إلى المساعد برجل أقل منه بكثير انفجر غضبا

Ve bu bence 20 yıl içerisinde gerçekleştirilebilir bir şey.
وأعتقد بأنه يمكن تحقيق ذلك في أقل من 20 سنة