| Gelmek için hep bir bahanesi oluyordu. Sebebi umurumda değildi. | Open Subtitles | كان لديها دائماً عذراً للمجئ و لم أكن أهتم لذلك |
| Kimin ne dediği umurumda değil, her genç kızın güzel bir yanı vardır. | Open Subtitles | لا أهتم بما يقوله أى أحد لكن هناك شئ جميل فى كل فتاة |
| Bodrumda ne olduğu umurumda değil, o telefona ulaşmalıyız beyler. | Open Subtitles | لا أهتم بما يوجد بالقبو علينا أن نصل لذلك الهاتف |
| Ah örümcekleri de al. Biliyorum böcek değiller, ama Umrumda değil. | TED | أوه خذ العناكب كذلك. أعرف أنها ليست حشرات، لكن لا أهتم. |
| Nancy'nin yaşaması veya ölmesi senin umurunda olmayabilir, ama benim umurumda! | Open Subtitles | ربما أنت لا تهتم سواء نانسي تعيش أو تموت، ولكنني أهتم |
| Bütün yol hız yapacağım. Beni kodese atsınlar, umurumda değil. | Open Subtitles | سأسرع الطريق كله دعهم يلقون بي في السجن، لا أهتم |
| Adamla beraber okula gitmedin, ne çeşit bir etiketi olduğu umurumda değil, tanımıyorsunuz. | Open Subtitles | أنّكم لم تذهبوا للجامعة مع الرجل، ولا أهتم ما نوع الشارة على سترته، |
| Hiç umurumda değil. Başının çaresine bakabilen bir kızım var. | Open Subtitles | أنا لا أهتم البته أنا عندي فتاة يمكنها الإعتناء بنفسها |
| Kişisel durumun umurumda değil. Bize saldıran ölü adam umurumda. | Open Subtitles | أنا لا أهتم بالخصوصيات أنا أهتم بالرجال الميتين الذين يهاجمونا |
| - umurumda değil. - Benim de Noel hakkında şüphelerim var. | Open Subtitles | لا أهتم أنا أحياناً يكون عندي بعض الشكوك حول عيد الميلاد |
| Şakaydı. umurumda olan şey o muhteşem beyninin boşa harcanması. | Open Subtitles | أمزح فقط, أهتم فقط بهذا الدماغ الكبير العظيم الذي سيهدر |
| Asal sayı olup olmadığı umurumda değil. - Yapma. Evet ya da hayır? | Open Subtitles | . لا أهتم إذا كان الرقم الأول أم لا نعم أم لا ؟ |
| Aynı kadınla 9 yıldır evli biri olarak, benim umurumda. | Open Subtitles | أنا أهتم. أعتقد أنها تعتقد أني وجهت الدعوة لها هنا. |
| ben ilgilenmediğim sürece, Bana karşı duyguları olması Umrumda bile değil, | Open Subtitles | لا يهم إن كانت تكن لي مشاعر مادمت لا أهتم بها |
| Ve başkalarının ne düşündüğü önemli değil. ben iyi hissediyorum. | Open Subtitles | ولا أهتم بما يعتقده الجميع بهذا الشأن أنا أشعر بالرضا |
| Ben-sadece neye değer verdiğimi biliyorum, ve ve neye vermediğimi. | Open Subtitles | أ.. أنا فقط أعرف ما أهتم به ومالا أهتم به.. |
| Haklisin, ve ben nasil yaptigini umursamiyorum, bir bakima; Bana molekulleri getir, biliyorsunuz. | TED | أنت على حق، ولا أهتم لكيفية قيامك بذلك، نوعا ما؛ تأتيني بالجزيئات، تعرفون. |
| O insanların ne düşündüğünü umursamıyor ama korkarım ki ben umursuyorum. | Open Subtitles | إنها لا تهتم أبدًا بما يفكر به الناس، ولكن أنا أهتم |
| Ama şimdi onu umursamıyorum bile. Sonraki sabah, Şöyle şaşırtıcı bir şey oldu. | Open Subtitles | لكن الآن، لا أهتم بها إطلاقا فى الصباح التالى، حدث ذلك الشىء المدهش |
| Daha da kötüye gidiyor ve tek önemsediğim kişi Hugh Sloan. | Open Subtitles | و الوضع يسوء و الوحيد الذي أهتم بشأنه هو هيو سلون |
| Ama ben bununla ilgilenmiyorum. Devletler de bununla ilgilenmiyorlar. Grip olduysanız gerçekten çok üzgünüm, biliyorum berbat birşey, | TED | لكنني لا أهتم بهذا الأمر، و لا الحكومات تهتم بهذا. فأنا آسف إن كنت مصاب بالحمى ، أنا أعلم أن هذا سيء، |
| Her gün o hastaneye gitmemin tek nedeni o hastalara önem veriyor olmam. | Open Subtitles | السبب الوحيد الذي يجعلني أعود للمشفى يوم بعد يوم لأنني أهتم بأمر المرضى |
| Ama ben süreçle ilgileniyorum bunları oluşturma süreci, benim asıl ilgilendiğim olay. | TED | عملية الابتكار، كالحدث الحقيقي الذي أهتم فيه. |
| Kiminle evlenip evlenmeyeceğin de umurumda değil. Bu beni ilgilendirmez. | Open Subtitles | ولا أهتم بمن ستتزوجى او لماذا هذا ليس من إختصاصى |
| Ama sonra ne düşündüklerini önemsemiyorum çünkü kim olduklarına katlanamıyorum. | Open Subtitles | لكنني لا أهتم بما يفكرون لأنني لا أتحمل ماهم عليه |