"الأمن" - Translation from Arabic to Turkish

• güvenlikten
• güvenlik
• güvenli
• güvenliğini
• güvenliği
• emniyet
• güvenliğine
• bu
• güvenlikli
• güvenlikte
• gizli
• güvende
• güvenliğe
• güvenliğin
• Güvenlikle

Ulusal güvenlikten anlaşılan buysa... gerçekte ne olduğu her haliyle ayan beyan ortada.
هذا النوع من الأمن القومي عندما تشتم رائحته وتشعر مثل شعوره وتظهر بمظهره

Tekerlekli koltukla güvenlikten geçmek ne kadar sürer, biliyor musun?
هل تعلمين كم تحتاجين من الوقت لتجاوز الأمن بالكرسي المتحرك؟

Bana göre tahminimce gizlilik ve güvenlik çok önemli şeyler.
لكن بالنسبة لي، أعتقد أن موضوع الأمن والخصوصية مهم جدا.

Son 20 yıldır, güvenlik politikalarımız hep kısa vadeli oluşturuldu.
على مدى العقدين الماضيين، كانت سياسة الأمن لدينا قصيرة المدى.

Böyle zamanlarda takım oyuncusu olarak görünmek daha güvenli olur genelde.
أوقات كهذه, ربما يكون من الأمن ان تُري كلاعب في الفريق.

Ama Gerhardt şu anda ülkenin güvenliğini yerle bir ediyor.
ولكن تحويل الأمن في البلاد وإعادته إلى أحداث 11 سبتمبر

Bir çok defa, bu değiş tokuşlar güvenlikten daha mühimdir. Ve bence de bu çok önemlidir.
كثير من المرات، هذه المقايضات عن أشياء أكثر من الأمن ، و أظن أن هذا حقا مهم.

Gerçek güvenlikten bahsedenler aslında ne demek istiyorlar?
ماذا يعني كل شخص عندما يتحدثوا عن الأمن الحقيقي؟

Ama evet bazen güvenlikten koşarak kaçmam gerekir.
لكن نعم، يحصل أحياناً أن أسحب أرضاً من قبل الأمن.

14 yaşında, bir bovling yolunda, oyun konsolundan çaldığım paralarla binadan kaçmaya çalışırken, güvenlik elemanı kolumu yakaladı ve hızla koştum.
كان عمري 14 عاماً داخل مركز بولينج، كنت أسرق نقود لعبة أركاد وقبل الخروج من المبنى أمسك حارس الأمن ذراعي، فجريت.

Daha çok duvar, daha çok bariyer ve güvenlik görüyoruz.
نرى العديد من الحوائط العازلة والحواجز، والمزيد من أفراد الأمن.

Video: Anlatan: Amerika kriz içinde, ekonomi, ulusal güvenlik, iklim krizi.
فيديو: راوي: أمريكا في أزمة، الإقتصاد، الأمن القومي، و تغير المناخ.

Ama güvenli bir sığınağımız olması lazım.
لكن على الناس أن تحظى بتلك القاعدة من الأمن.

'Dünyanın her yerinde güvenli' lafı bu sularda sökmez.
الأمن بين العالم لا يتوافق فى هذه المياه

Bazı diplomatlar, şehir uzmanları ve konuyla ilgili diğer uzmanlar 21. yüzyılın güvenliğini şekillendirecek 40 ila 50 arası kırılgan şehir olduğunu söylüyorlar.
الآن، بعض الدبلوماسيين ومختصو وخبراء التنمية، يتحدثون عن 40 إلى 50 ولاية هشة ستؤثر على الأمن في القرن 21.

Balıkçılık, yetiştiricilik, orman tahribi, iklim değişikliği, gıda güvenliği vb.
مصايد الأسماك، الاستزراع المائي، التصحر التغير المناخي، الأمن الغذائي وغيرها

Sürüden ayırmayı başarırlarsa, onu emniyet ve yiyecekten mahrum bırakacaklar.
لو أمكنهم عزله عن القطيع فسيتمكّنون من منعه الأمن والطعام.

Halkın güvenliğine malolsa bile o çocuğun sokaklarda olmasını istiyor.
إنها تريد هذا الطفل في الشارع على حساب الأمن العام

Ama bu güvenlik sistemini eşsiz kılan şey,.. ...ölümcül tepki sistemi.
ولكن ما يجعل نظام الأمن هذا فريداً أنه نظام يردّ بالقتل

Yüksek güvenlikli her güvenlik kasası iki adet anahtarla açılıyor.
كل صندوق إيداع آمن في خزنة الأمن العالي يتطلب مفتاحين

Ve orada güvenlikte çalışanlar, bana yardım edemez ve çantamı benim için banda koyamazlar.
وأولئك الذين يعملون بمجال الأمن لا يستطيعون مساعدتي ولايمكن لهم أن يقوموا بذلك لأجلي.

Test, Sovyet gizli Servisi'nde iyi ajan olabilecek çocukları belirlemek için hazırlanmış.
الإختبار صمّم للتمييز الأطفال الذين يجعلون وكلاء جيدين في جهاز الأمن السوفيتي.

Yok Edici görevini yaptı, kutu güvende ve her şey yolunda.
لقد دمرنا عملهم , حافظنا على الأمن . كل شي بخير

Yerel güvenliğe teşekkürler, üniversite kampüsünde olmak elektronik tasma takmak gibi bir şey.
حسنا، بفضل الأمن الداخلي أن تكون في حرم جامعي كأنك تلبس سوارا إلكترونيا

Ama kimsenin haberi olmadan güvenliğin bulunduğu kata nasıl çıkmayı düşünüyorsun?
لكن ما عليك أن تعرفه هو كيف ستصعد المستوى الأمن ذاك

Ulusal Güvenlikle alakalı olduğunu ve seni de içerdiğini söyledi.
لقد قال إنه أمر يتضمن الأمن القومي و كذلك أنت