"الصغيرة" - Translation from Arabic to Turkish

    • küçük
        
    • ufak
        
    • minik
        
    • genç
        
    • küçücük
        
    • mini
        
    • ufaklık
        
    • bebek
        
    • kız
        
    • ufacık
        
    • kısa
        
    • yavru
        
    • minicik
        
    • mikro
        
    • parçaları
        
    Bunu küçük prefabrik parçalarla inşa ediyoruz bunlar hava ve ışığın kontrolü bir şekilde içeri girmesine izin veren pencereler. TED ونحن بصدد بناءه مع هذه القطع الجاهزة الصغيرة وهي النوافذ التي تسمح بدخول الهواء والضوء بطريقة متحكم بها داخل المبنى
    Sizin bilmiyor olabileceğiniz şey aynı sesin nörolojik bir koşuldan dolayı konuşamayan bu küçük kız tarafından da kullanılabileceğidir. TED ما لا تعرفونه أن الصوت نفسه يمكن أن تستخدمه هذه الفتاة الصغيرة التي لا تستطيع الكلام بسبب حالة عصبية.
    Bence, bu ufak değişiklikler bize bu artırılmış büyük değişikliklerin altında gelişmekte olan karmaşık bir hesaplama olduğunu gösteriyor. TED إذاً هذه التغييرات الصغيرة أعتقد أنها.. تشير إلى أن حسابات معقدة هي التي تؤدي إلى إحداث وتضخيم هذه التغييرات.
    Peki ya etrafımızdaki tüm bu ufak böcekler ne oluyor? TED لكن ماذا عن هذه الحشرات الصغيرة التي تملأ المكان حولنا؟
    Çözüm kulak zarı veya timpanik membran ve orta kulağın minik kemikleridir. TED الحل هو طبلة الأذن أو الغشاء الطبلي، والعظام الصغيرة في الأذن الوسطى.
    Ve sürünün aslında bu genç file göz kulak olduğunu anladım. TED فعلمت حينها أن بقية القطيع كانوا بالفعل يهتمون بهذه الفيلة الصغيرة.
    ve eğer merak ediyorsanız, bu küçük bölgede tek bir tuvaleti paylaşıyorlardı. TED وفي حال كنت تتساءل فهم يتشاركون بحمام واحد في تلك الحدود الصغيرة.
    Devletler, küçük işçi dövizlerinin para aklama olmadığının farkına varmalılar. TED يجب على الحكومات التمييز أن الحوالات الصغيرة ليست غسيل أموال
    Bu küçük robotların enkazda hayatta kalanları aradığını hayal edin. TED تخيل هذه الروبوتات الصغيرة تجول هذا الركام للبحث عن ناجين.
    demek. Bunu yapabilirsek, belki de, belki de bu aptal, küçük etiketlerden kurtulabiliriz. TED وإن نجحنا، قد، وفقط قد، نتمكن من الاستغناء عن هذه الملصقات الصغيرة الغبية.
    Onunla buluştuğunda şu ufak yarayı gösterirsen belki sana inanır. Open Subtitles حين ذهبت اليه و اظهرت له رقبتك الصغيرة ربما صدقك
    Balık bıçağı veya çatalı yoksa, daha ufak bir bıçak veya çatal kullanın. Open Subtitles إن لم تكن هناك اياً من الشوكات, استعمل السكين والشوكة الصغيرة لأكل السمك
    kız kardeşimi arıyorum! ufak bir kız çocuğu gördünüz mü? Open Subtitles أنني أبحث عن أختي الصغيرة , هل رأيت طفلة صغيرة؟
    Nesli tükenme tehlikesi altındaki türlerin minik dünyaları yok ediliyor. Open Subtitles العوالم الصغيرة التي هي بمثابة الملاجئ لأجناس عديدة مهدّدة بالانقراض.
    Yeryüzündeki en geniş yaşayan yapıların minik hayvanlar tarafından inşa edilmesi ne harika. Open Subtitles كم هو رائع هذا التركيب الحيّ الأكبر في الأرض بني بالحيوانات الصغيرة جدا
    Şimdi ihtiyacın yok biliyorum ama yakında minik göğüslerin büyümeye başlayacak. Open Subtitles انا اعلم لاتحتاجين لوحدة الأن لكن اثداؤك الصغيرة الجميله ستظهر قريباً
    Seninle çıkan bir genç kız artık sıradan bir kız olmaz. Open Subtitles أن الفتاة الصغيرة التي تخرج معك لا تبقى فتاة صغيرة عادية
    St. James Kilisesine teşrif ederlerdi. Ama genç Miss Bennetleri de unutmayalım! Open Subtitles أنهن ليشرفن بلاط سانت جيمس نفسه ولكن دعينا لاننسى الآنسة بنيت الصغيرة
    Bu genç kasaba kızlarının nasıl dedikodu yaptıklarını duymanız gerek. Open Subtitles يجب أن تسمع هذه البلدة الصغيرة البنات ، الطريق يقشبون
    Doktora öğrencileri küçücük odaya doluştu ve bana hızlıca sorular sormaya başladılar, en sonunda sirkte gibi hissetmeye başlamıştım. TED وتجمع الدكاترة في هذا الغرفة الصغيرة وكانوا ينهالون علي بالأسئلة وفي النهاية، شعرت نوعاً ما وكأنني في سيارة مهرج.
    mini marketlerden, bakkallardan ve Keno'nun marketindeki jetonlu makinalar gibi. Open Subtitles قضبان النيكل الصغيرة , مبيعات البقالة، تلكَ النوعية من الأشياء.
    Bütün varlığınla nefret ettiğin şu kokuşmuş ufaklık mı? Open Subtitles أليست هى الفتاه الصغيرة التى تكرهينها من كل قلبك
    Buradaki dev yıldız Eta Karina, birçok bebek yıldızın da babasıdır. Open Subtitles هنا، النجم العملاق، إيتا كارينا، هو والد العديد من النجوم الصغيرة
    Geçen bahar ufacık bir damarda önemsiz küçük bir kasılmam oldu. Open Subtitles فى الربيع الماضى أصابنى تشنج صغير فى أحد الأوعية الدموية الصغيرة
    İnan bana, Polly. Acı duyduğunu biliyorum, bu yüzden konuşmayı kısa keseceğim. Open Subtitles صدقيني يا بولي,انا اعرف كم انت تتألمين, لذا سأستغني من المحادثة الصغيرة
    Hala dudakların varken bize bir öpücük ver yavru ördek Open Subtitles أعطني قبلة، أيتها البطة الصغيرة فيما لا تزالين تحتفظين بشفتيك
    Pekala, kurbanın kafatasına gömülmüş olan şu minicik metal... tanelerini görüyor musunuz? Open Subtitles حسنا, هل ترى هذه الشظايا المعدنية الصغيرة كانت موجودة في جمجمة الضحية؟
    Beyin zarındaki mikro tümörler, aniden boğulup ölmene yol açabilir. Open Subtitles بعض الأورام الصغيرة على السحايا و فجأة تختنق حتي الموت
    Büyük kurabiye. küçük kurabiyenin içinde Godiva çikolata parçaları var diyebilirsiniz, ama işe yaramaz. Büyük kurabiyeyi isterler. TED يمكنك أخبارهم أن الحلوى الصغيرة تحتوي على قطع شيكولاتة شهية في داخلها، لن يجدي ذلك نفعا. إنهم يريدون الكبيرة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more