"الغريب" - Translation from Arabic to Turkish

    • garip
        
    • tuhaf
        
    • yabancı
        
    • ilginç
        
    • komik
        
    • acayip
        
    • ucube
        
    • yabancının
        
    • garibi
        
    • garipti
        
    • merak
        
    • yabancıyı
        
    • saçma
        
    • tuhaftı
        
    • gariptir
        
    Fakat yeni bir fikir ortaya koyduğunuz anda her yeni fikre iki kelimeyle başlayan garip bir yanıt verme modası var. TED ولكن في اللحظة التي تقدمون فيها فكرة جديدة، هناك ذلك الميل الغريب العجيب للرد على كل فكرة جديدة. بدءًا بكلمتين اثنتين.
    Ve şu garip tropikal hastalıktan dolayı, bir yıl kaybetti. Open Subtitles و فقد سنه أخرى بعد إصابته بذلك المرض الإستوائي الغريب.
    garip bir his var içimde, sanki sen söylediğin kişi değilsin. Open Subtitles انا لدي هذا الاحساس الغريب انت لست من تقول انك هو
    Bu yüzden saatlerimi bu tuhaf Kunduz Festivalini mantıklı hale getirmeye çalışarak geçiriyorum. TED لقد قضيت ساعات وساعات في محاولة لفهم المنطق وراء يوم جرذ الأرض الغريب.
    Fiziğin temel kuralını duydunuz mu, işin tuhaf yanı Curie yasası olarak bilinir. Open Subtitles هل سبق لك أن تسمع القانون الأساسي للفيزياء، يعرف الغريب باسم قانون كوري
    yabancı maddeleri ayrıştırıp uzaklaştıran bu mekanizmayı bu molekülü gizleyerek atlatmak gerekiyor. TED علينا جعله أن يتجاوز آلية التخلص من الجسم الغريب عن طريق اخفائه.
    Hikayenin hiç bir kişi tarafından desteklenmemiş olmasının garip olduğunu düşünmüyor musun? Open Subtitles ألا تعتقدين انه من الغريب ان لا أحد يمكنه التحقق من قصتك؟
    Babamla teyzenin eskiden sevgili olmaları sana da garip gelmiyor mu? Open Subtitles ألم تفكري أنه من الغريب أن أبي وعمتك كانا يتواعدان ؟
    Ve bu garip yaratık orada duruyordu el çantası çeşit tutarak. Open Subtitles و كان المخلوق الغريب واقفاً هناك كان يحمل نوع من الحقائب
    Eğer aranızdan biri Meksika yemeği sevmezse garip olur esas çünkü fajita yapacağım! Open Subtitles الشئ الغريب هو أن يوجد شخص لا يحب الطعام المكسيكي، لأني سأطبخ فاهيتا
    Ondan biraz sonra da çok garip davranışlarda bulunmaya başlamış. Open Subtitles و مباشرة بعد ذلك بدأ بإظهار بعض السلوك الغريب جداً
    Günde geri gidip, masum hayatları kurtardığın garip inanışın var. Open Subtitles إعتقادكِ الغريب في أنكِ تعيدين اليوم وتقومين بإنقاذ حياة الأبرياء
    Ama tuhaf olan şu ki görünüşe göre bu kadın bir sabır modeliydi. Open Subtitles ولكن الشئ الغريب ايها السادة, هو ان, هذه المرأة كانت ظاهريا نموذجا للصبر,
    İnsanların kendilerini sana yakın sanıp başından neler geçtiğini hiç bilmemeleri tuhaf şey. Open Subtitles الغريب أن يعتقد المرء أنه مقرب جداً من أحدهم لكنه يجهل تماماً مايعانيه
    tuhaf vücut şekli avına yaklaşırken, onu ufuk çizgisinin altında tutar. Open Subtitles عند الملاحقة، يَبقي تحت الأفقِ وربما ساعده عليها شكل جسمه الغريب.
    tuhaf rengine rağmen bilim insanları onun bir asteroid parçası olduğunu sandılar. Open Subtitles ..وعلى الرغم من لونها الغريب إفترض العلماء أنها كانت قطعة من كويكب
    - Hiçbir şey. yabancı ancak belli bir açıdan baktığında endişelendirir seni. Open Subtitles أنت تقلق بشأن الغريب إن نظرت إليه من وجهة نظر معينة فقط
    Bir köşebaşında güneşin altında duran bir yabancı görüyor... ve ona yaklaşıp dudaklarından öpüyor, bu hiç tanımadığı adamı. Open Subtitles ثم ترى رجلاً غريباً يقف تحت أشعة الشمس في نهاية طرف الشارع ثم تذهب إليه لتُقبله. ذلك الشخص الغريب.
    İlginç olan, kocası kadının silaha asla elini sürmediğini söylüyor. Open Subtitles الغريب بالأمر أن زوجها قال إنها لم تلمس المسدس قط.
    komik saçları olan at yaptı. Keçi de işin içinde. Open Subtitles لقد فعلها الحصان ذو الشعر الغريب وكان متفقا مع العنزه
    Bunun sonucu olarak, şu acayip durum var ki, seçkinler seçmenlerin kontrolünden çıktı. TED ونتيجة لذلك لدينا هذا الوضع الغريب الذى خرجت فيه النخبة عن سيطرة الناخبين.
    Ben sadece bu ucube şovun bir parçası olmak istemiyorum. Open Subtitles فقط.. لا اريد ان اكون جزءاً من ذلك العرض الغريب
    Senin gibi yabancının buraya girmesine nasıl izin verdiler? Open Subtitles كيف سمحوا لك بالدخول إلى هنا أيها الغريب ؟
    İşin garibi, o bana, benim ona kızdığımdan daha çok kızıyor sanırım. Open Subtitles الجزء الغريب هو اني اعتقد بانه غاضبٌ مني أكثر من غضبي عليه
    Hiçbir zaman gerçekte ne olduğunu bilemezsin. Diğer insanların arasında kucak dansı garipti. Open Subtitles لانك لاتعرف بالضبط ماعليك فعله فمن الغريب أن تحصل على رقصة في أحضانك
    Gerçekten merak uyandıran şey beynin yapısının bir tanımı olmaması, değil mi? Open Subtitles الغريب فعلاً هنا،أنه لا يوجد به تراكيب أو تفاصيل تشريحية مميزة.أليس كذلك؟
    Açgözlülük günahından kurtulma duamız, ilkelerimizi unutup, aramızdaki yabancıyı aldatmak için mi? Open Subtitles هل نصلي لنغتسل من خطيئة الطمع فقط لنغلق الكتاب ونخدع الغريب في وسطنا ؟
    Bu kadar saçma olan o ve diğerlerinin sürekli denetim altında olması. Open Subtitles الغريب في اﻷمر أنها وباقي زميلاتها كانوا تحت مراقبة مستمرة
    Savaş devam ederken bizim tam bir huzur içinde olmamız çok tuhaftı. Open Subtitles كان من الغريب أن تفكر ذلك أثناء الحرب أن نـكـون فـي سـلام تـام
    Ve gariptir ki, göğüs büyütmeden daha popüler olan tek plastik cerrahi operasyon liposuction, bunun da çoğu erkekler tarafından yaptırılıyor. TED و الغريب أن العملية التجميلية الوحيدة التي تلقى رواجاً بعد تكبير الصدر هي شفط الدهون، و معظم ذلك يقوم بأدائه رجال.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more