"بالكاد" - Translation from Arabic to Turkish

    • zor
        
    • neredeyse
        
    • az
        
    • pek
        
    • ancak
        
    • yeni
        
    • anca
        
    • güç bela
        
    • sadece
        
    • zorlukla
        
    • nadiren
        
    • düzgün
        
    • güçlükle
        
    • tam
        
    • hemen
        
    Zaten zar zor buluşabiliyorken, dün gece benden neden kaçtın? Open Subtitles لماذا هربت منى أمس و كنا بالكاد قد التقينا ؟
    Bu gün belki ama bazı günler birbirimizi zar zor görüyoruz. Open Subtitles اليوم ربما أنك محقة، ولكن في بعض الأيام بالكاد نرى بعضنا
    neredeyse hiç tanımadığım bir babam ve hiç göremediğim bir annem vardı. Open Subtitles بالكاد عرفت أبي،ولم أعرف أمي مطلقاً وأكتشفت منذ يومين أن لي أخ
    Cylonlar hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyoruz ve daha çok şey öğrenene kadar elimizdeki tek bilgi kaynağını yok etmeyeceğiz. Open Subtitles أعنى أننا لانعلم بالكاد أي شيء عن السيلونز وحتى نعلم المزيد , لن نقوم بتدمير المصدر الوحيد للمعلومات بحوزتنا ..
    Kendimiz için bir şeyler seçerken çok fazla vakit harcarız ve yapabileceğimiz müşterek seçimlere çok az kafa yorarız. TED لقد قضينا الكثير من الوقت في اختيار الأشياء لأنفسنا و بالكاد تنعكس على الخيارات المجتمعية التي يمكننا القيام بها
    Yasaklamak bu işi yapan insan sayısında pek bir değişikliğe neden olmuyor. TED بالكاد يحدث الحظر فرقًا للعديد من الأشخاص الذين يفعلون هذه الأشياء فعلا.
    Geçen yıl 600.000'i ancak görebildik yani benim doğduğum yıldakinin yarısı. TED السنة الماضية، تخطينا بالكاد 600.000، أي نصف العدد الذي أنتمي إليه.
    Yüzüme çarpan dalgalardan etrafı zor görüyordum ama orada birşey olduğunu biliyordum. Open Subtitles بالكاد إستطعت الرؤية بسبب تحطّم الأمواج أمامي ولكني علمت بوجود شيء ما
    Birleşik Devletler başkanına programını değiştirmesini rica etmek biraz zor olacak. Open Subtitles لكن انا بالكاد استطيع ان أطلب من الرئيس الأمريكى تغيير جدولة
    Muhteşem. Zar zor araba sürüyorsun. Zeplin kullanmana izin mi verdiler? Open Subtitles عجباً، بالكاد تجيد قيادة السيارة، ومع ذلك مسموح لك بقيادة منطاد؟
    Bu benim ilk görevim adamın ve neredeyse bacağımı kaybedecektim. Open Subtitles في اول تعيين لي بالكاد كدت افقد ارجلي يا رجل
    Vücudum neredeyse sigiyor Ama büyük Cornwall'li kafam için hiç yer yok. Open Subtitles جسمي يتلائم معه, لكن بالكاد فوق ليس هناك حيز لرأسي الدائري الكبير
    Ama o zaman üzerinde ayak izi de olması lazım ama bunun üzerinde neredeyse bir çizik bile yok. Open Subtitles يجب أن يكون هناك نوع من نمط ملابس من الأحذية. ولكن هناك بالكاد الصفر. وسائل لا أحد ركب عليه.
    Zil sesinin kapıdan geldiğini anladığımda az kalsın yeni duş aldığımı unutacaktım. Open Subtitles ومع الوقت أدركت بأنه كان الباب الأمامي بالكاد نسيت أن علي الاستحمام
    Birbirimizi çok az tanıyoruz. Daha şimdiden ruh ikiziymişiz gibi davranıyor. Open Subtitles بالكاد نعرف بعضنا البعض و هي تتصرف مثل ما نكون أحباب
    Tatlım bence o iyi bir kız, ama sana pek.. Open Subtitles الطازجة م ك ض اعتقد انه جيد، لكنني بالكاد ..
    pek değil, bence tam tersi. Belki de yüksek tansiyon. Open Subtitles بالكاد , أقول العكس ربما يعانى من ارتفاع ضغط الدم
    Bir bok deliğinden ötekine gidip, anca geçinmeye mi çalışacaksın? Open Subtitles تتنقلين من بلدة قذرة إلى أخرى، بالكاد تتدبرين أمور المعيشة؟
    Üzerinde güç bela ayakta durabildiğin botta yalnızsın ve güvertedeki her kararı sen vermek zorundasın. TED أنت وحدك على القارب، بالكاد تستطيع الوقوف، ويجب عليك أن تقوم باتخاذ جميع القرارات.
    "Restorantınıza tekrar gelmeye karar vermemiz dehşet verici mi yoksa sadece iyi miydi?" TED هل الأمر بالفعل رائع، أم بالكاد جيد أننا قررنا زيارة مطعمكم مرة أخرى؟
    farkettim ki, resimdeki köprüde birçok insan var ve köprü boyunca insanların yürüdüğünü zorlukla görebiliyorum. TED و لاحظت فوق الجسر هناك أشخاص كثيرين بالكاد تستطيع أن تراهم يمشون عبر الجسر
    Sıkıcı ve acı verici bulduğumdan bunu nadiren yaptım. Bu yüzden iyileşmem bir altı hafta daha uzadı. TED بالكاد قمت به، لأنني وجدته مملًا ومؤلمًا، وكنتيجة لذلك، استغرق مني الأمر ستة أسابيع أخرى لأشعر بتحسن.
    Kampüste doğru düzgün kalacak bir yer yoktu ve görünce de kaçırmak istemedim. Open Subtitles بالكاد استطعت الحصول عليها في ذلك الحرم الجامعي وكانت تبدو فرصة جيدة حينها
    Görüntülerde 13 yaşında ve güçlükle iki kelimeyi bir araya getirebiliyor. Open Subtitles هي بعمر 13 سنة هنا ويمكن أن توتّر كلمتان بالكاد سوية.
    Çünkü hemen hemen hiç kavga etmiyoruz. Ve seks muhteşemdi. Open Subtitles , لاننا بالكاد توقفنا عن الشجار و الغزل كان رائعاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more