"بعمل" - Translation from Arabic to Turkish

    • işi
        
    • Bir
        
    • için
        
    • yapmak
        
    • işe
        
    • yapıyorum
        
    • yapmış
        
    • İşini
        
    • şeyler
        
    • işlerini
        
    • çok
        
    • yapıyor
        
    • yaptı
        
    • de
        
    • yaptım
        
    Çünkü senin bu işi yapacak yüreğin yok. Bunu ikimizde biliyoruz. Open Subtitles لأنك لا تملك الجرأة للقيام بعمل كهذا ونحن نعرف ذلك معاً
    Bu yüzden sırt çantası gibi takabileceğim giyilebilir Bir duvar yaptım. TED لذا قمت بعمل جدار ملبوس بحيث أتمكن من إرتداؤه كحقيبة الظهر.
    CA: Bravo Daniel, Dünyayı daha değişik görebilmemiz için inanılmaz Bir iş çıkardın. TED كريس أندرسون: دانيال، لقد قمت بعمل رائع في مساعدتناعلى رؤية العالم بطريقة مختلفة.
    Bu yarışmayı kazandığımızda Çin'de projemizi açıklamak için Bir gösterim yapmak zorunda kaldık. TED لذلك عندما فزنا بالمنافسة كان علينا ان نقوم بعمل معرض بالصين لشرح المشروع
    Bu yüzden yasa dışı Bir işe karışmadığımı söyledi size. Open Subtitles ولهذا ستقول لك أنني لا علاقة لي بعمل غير قانوني
    Her seferinde aynı şekilde yapıyorum yıllardır yapıyorum hem de. Open Subtitles أتمنى أن يكون ممتاز أقوم بعمل نفس الأمر كل مرة
    Bütün bü zihinsel süreci durdurmuş ve bambaşka Bir şey yapmış. TED لقد أوقف كل تلك العملية العقلية وقام بعمل شئ جديد تماماً.
    Evet, Bir bardak çaydan sonra işini daha iyi yaparsın zaten. Open Subtitles نعم , و ستقوم بعمل أفضل إذا تناولت كوب من الشاي
    Hadi ama. En son ne zaman kötü Bir şeyler yapmıştın? Open Subtitles هيا ، متى كانت آخر مرة قمتي فيها بعمل شيء سيء؟
    Başkalarının işlerini yapmakla meşguldüler, kendi işlerini bitirmeye gerçekten zaman ve enerjileri kalmıyordu. TED هم مشغولون بعمل وظائف الآخرين ، فينفذ منهم الوقت والطاقة لإكمال عملهم الخاص.
    Fakat ağır çalışmak seni korkutmuyorsa, bu işi iyi yaparsın. Open Subtitles لكن اذا كان العمل الصعب لا يرعبك ستقوم بعمل جيد
    Biliyormusunuz şeytan olduğumu keşfetseydim, o işi de layıkıyla yapardım. Open Subtitles أتعلم, لو إكتشفتُ أننى إبليس شخصيا لقُمتُ بعمل جيد أيضا
    Sevmediğim Bir işi 16 yıl sürdürecek kadar aptal olduğumu sanmıyorum. TED لا أعتقد أنني غبية لهذه الدرجة للقيام بعمل لستة عشر عاماً وأنا لا أحبه.
    Sekiz saatlik Bir çalışma gününde her Bir şeye yoğun ilgi gösterdiğinde ne çok şey yapabildiğini görmek şaşırtıcı. TED وستتعجب من قدر ما يمكنك إنجازه في ثماني ساعات يومياً، إذا قمت بعمل كل شيء تلو الآخر بتركيز مكثف.
    Bunların hepsini yaptım, çünkü öğrencilerimin kendileri olarak en iyi olmaları için çevrelerindeki herkesin onları desteklediğini bilmelerini istedim. TED وقمتُ بعمل كل ذلك لأنني أردتُ من طلابي أن يعرفوا بأن الجميع من حولهم يدعمهم ليكونوا من أفضل الناس،
    Carol beni terk ettikten sonra ilk defa kendime yemek yapmak zorunda kalmıştım. Open Subtitles المرة الأولى التي اردت ان اقوم بعمل عشاء لي بعد أن تركتني كارول
    İşimize dönüp, işe yarar Bir şeyler yapmamamızın Bir sebebi var mı? Open Subtitles هل هناك أي سبب يمنعنا من العودة لعملنا، و القيام بعمل مفيد؟
    Sadece veri topluyorum. Bir liste yapıyorum. Amacım Bir bağlantı bulabilmek. Open Subtitles انا احاول ان اقوم بعمل قائمه غراميه للمحاوله للوصول الى ارتباط
    Ama yine de, akvaryumdaki su, delilleri bozma konusunda iyi iş yapmış. Open Subtitles لكن أيضاً الماء من حوض السمك قام بعمل جيد إزاء تعريض الأدلة
    Değişen Bir dünyadayız, ve kadının işini yapan erkeklere hayranlık duyarım. Open Subtitles لا تخجل العالم بتغير وأنا اقدر الرجل الذي يقوم بعمل المرأة
    Büyük birşeyler beklerken özel şeyler yani reaktör yapmak için Open Subtitles أبحث عن شئ كبير ، شئ يقوم بعمل مفاعل خاص
    İşlerini çok iyi yapan muazzam gazeteciler var. Sadece yeni formlara ihtiyacımız var. TED هناك صحفيون كثر يقومون بعمل عظيم -- نحن فقط بحاجة إلى صيغ جديدة.
    İlk kez ordu baştan sona Bir şey yapıyor. -Maggott dahil mi? Open Subtitles هذة المرة الأولى التى يقوم فيه الجيش بعمل جيد , طوال الطريق
    Amy herhangi birimizin yapacağı şeyi yaptı: Bunu kameraya kaydetti. TED وقد قامت إيمي بعمل ما قد يفعله معظمنا: قامت بتصويره.
    Bana parmaklığı verdiler ama frezeciyi vermediler, biz de ondan sürgü yaptık. TED وقد أعطونى السياج ولكن لم يعطونى القالب، لذلك قمنا بعمل المزلاج منها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more