Çünkü senin bu işi yapacak yüreğin yok. Bunu ikimizde biliyoruz. | Open Subtitles | لأنك لا تملك الجرأة للقيام بعمل كهذا ونحن نعرف ذلك معاً |
Bu yüzden sırt çantası gibi takabileceğim giyilebilir Bir duvar yaptım. | TED | لذا قمت بعمل جدار ملبوس بحيث أتمكن من إرتداؤه كحقيبة الظهر. |
CA: Bravo Daniel, Dünyayı daha değişik görebilmemiz için inanılmaz Bir iş çıkardın. | TED | كريس أندرسون: دانيال، لقد قمت بعمل رائع في مساعدتناعلى رؤية العالم بطريقة مختلفة. |
Bu yarışmayı kazandığımızda Çin'de projemizi açıklamak için Bir gösterim yapmak zorunda kaldık. | TED | لذلك عندما فزنا بالمنافسة كان علينا ان نقوم بعمل معرض بالصين لشرح المشروع |
Bu yüzden yasa dışı Bir işe karışmadığımı söyledi size. | Open Subtitles | ولهذا ستقول لك أنني لا علاقة لي بعمل غير قانوني |
Her seferinde aynı şekilde yapıyorum yıllardır yapıyorum hem de. | Open Subtitles | أتمنى أن يكون ممتاز أقوم بعمل نفس الأمر كل مرة |
Bütün bü zihinsel süreci durdurmuş ve bambaşka Bir şey yapmış. | TED | لقد أوقف كل تلك العملية العقلية وقام بعمل شئ جديد تماماً. |
Evet, Bir bardak çaydan sonra işini daha iyi yaparsın zaten. | Open Subtitles | نعم , و ستقوم بعمل أفضل إذا تناولت كوب من الشاي |
Hadi ama. En son ne zaman kötü Bir şeyler yapmıştın? | Open Subtitles | هيا ، متى كانت آخر مرة قمتي فيها بعمل شيء سيء؟ |
Başkalarının işlerini yapmakla meşguldüler, kendi işlerini bitirmeye gerçekten zaman ve enerjileri kalmıyordu. | TED | هم مشغولون بعمل وظائف الآخرين ، فينفذ منهم الوقت والطاقة لإكمال عملهم الخاص. |
Fakat ağır çalışmak seni korkutmuyorsa, bu işi iyi yaparsın. | Open Subtitles | لكن اذا كان العمل الصعب لا يرعبك ستقوم بعمل جيد |
Biliyormusunuz şeytan olduğumu keşfetseydim, o işi de layıkıyla yapardım. | Open Subtitles | أتعلم, لو إكتشفتُ أننى إبليس شخصيا لقُمتُ بعمل جيد أيضا |
Sevmediğim Bir işi 16 yıl sürdürecek kadar aptal olduğumu sanmıyorum. | TED | لا أعتقد أنني غبية لهذه الدرجة للقيام بعمل لستة عشر عاماً وأنا لا أحبه. |
Sekiz saatlik Bir çalışma gününde her Bir şeye yoğun ilgi gösterdiğinde ne çok şey yapabildiğini görmek şaşırtıcı. | TED | وستتعجب من قدر ما يمكنك إنجازه في ثماني ساعات يومياً، إذا قمت بعمل كل شيء تلو الآخر بتركيز مكثف. |
Bunların hepsini yaptım, çünkü öğrencilerimin kendileri olarak en iyi olmaları için çevrelerindeki herkesin onları desteklediğini bilmelerini istedim. | TED | وقمتُ بعمل كل ذلك لأنني أردتُ من طلابي أن يعرفوا بأن الجميع من حولهم يدعمهم ليكونوا من أفضل الناس، |
Carol beni terk ettikten sonra ilk defa kendime yemek yapmak zorunda kalmıştım. | Open Subtitles | المرة الأولى التي اردت ان اقوم بعمل عشاء لي بعد أن تركتني كارول |
İşimize dönüp, işe yarar Bir şeyler yapmamamızın Bir sebebi var mı? | Open Subtitles | هل هناك أي سبب يمنعنا من العودة لعملنا، و القيام بعمل مفيد؟ |
Sadece veri topluyorum. Bir liste yapıyorum. Amacım Bir bağlantı bulabilmek. | Open Subtitles | انا احاول ان اقوم بعمل قائمه غراميه للمحاوله للوصول الى ارتباط |
Ama yine de, akvaryumdaki su, delilleri bozma konusunda iyi iş yapmış. | Open Subtitles | لكن أيضاً الماء من حوض السمك قام بعمل جيد إزاء تعريض الأدلة |
Değişen Bir dünyadayız, ve kadının işini yapan erkeklere hayranlık duyarım. | Open Subtitles | لا تخجل العالم بتغير وأنا اقدر الرجل الذي يقوم بعمل المرأة |
Büyük birşeyler beklerken özel şeyler yani reaktör yapmak için | Open Subtitles | أبحث عن شئ كبير ، شئ يقوم بعمل مفاعل خاص |
İşlerini çok iyi yapan muazzam gazeteciler var. Sadece yeni formlara ihtiyacımız var. | TED | هناك صحفيون كثر يقومون بعمل عظيم -- نحن فقط بحاجة إلى صيغ جديدة. |
İlk kez ordu baştan sona Bir şey yapıyor. -Maggott dahil mi? | Open Subtitles | هذة المرة الأولى التى يقوم فيه الجيش بعمل جيد , طوال الطريق |
Amy herhangi birimizin yapacağı şeyi yaptı: Bunu kameraya kaydetti. | TED | وقد قامت إيمي بعمل ما قد يفعله معظمنا: قامت بتصويره. |
Bana parmaklığı verdiler ama frezeciyi vermediler, biz de ondan sürgü yaptık. | TED | وقد أعطونى السياج ولكن لم يعطونى القالب، لذلك قمنا بعمل المزلاج منها. |