"خاطر" - Translation from Arabic to Turkish

    • riske attı
        
    • tehlikeye attı
        
    • kendi
        
    • risk
        
    • hatırına
        
    • isteyerek
        
    • hatırı
        
    • bir şans
        
    • seve
        
    • aşkına
        
    • iyiliği
        
    • riske etti
        
    • koydu
        
    • riskine
        
    • göze aldı
        
    Hayatını bir ton altın için o riske attı, ben değil. Open Subtitles هو خاطر بحياته من أجل طن من الذهب ، ولكننى لم أفعل
    "pilot Sunder Khanna'ya," 35 Squadron... mahsur kalmış arkadaşları için kendini riske attı. Open Subtitles إلى الملازم أول طيار سندر خان 35 سرب الذى خاطر بحياته لإسقاط الإمدادات إلى الجنود فى الجبهة
    O senden kendini hiç sakınmadı. Her şeyini tehlikeye attı. Open Subtitles فهو لم يعيقك في أي شئ لقد خاطر بكل شئ
    Biriniz bu hastanenin ve UNOS'un güvenilirliğini tehlikeye attı. Open Subtitles أحدكم خاطر بنزاهة هذه المستشفى أمام منظمة التبرع بالأعضاء
    Sizi hayal edilmesi imkansız, seve seve kendi canınıza... kıyacağınız bir acıya sürüklüyor. Open Subtitles إنه يجعلك تقاسين آلاماً لا يمكن تخيلها، مما يدفعك للإنتحار عن طيب خاطر.
    Toplum liderleri buna karşı çıkarlarken Vali Farelli'nin Babitch davasını iptal etmesi yaklaşan seçimler açısından büyük risk taşıyor. Open Subtitles قادة المجتمع يصرخون بكلمة تغطية العمدة ماير خاطر كثيراً بقضية بابيتش التي قد تأثر في عملية الانتخابات القادمة
    Bunu Mildred'in hatırına yapıyorum. Böyle olmasını isterdi. Open Subtitles انا افعل هذا من اجل خاطر ميلدريد, فهى كانت لتود هذا
    Bu adamlar dünyayı tekrar şekillendirmeme yardımcı oldular ve bunu isteyerek yaptılar. Open Subtitles هؤلاء الرجال ساعدوني بتغيير العالم , وهو يفعلون ذلك عن طيب خاطر
    Borçlularına kalmış olan araziyi ve parayı riske attı. Open Subtitles الليدي ألين منعته من الورث فهرب من دون أي يملك أي شئ خاطر بكل ثروته وورثه، والمال الذي بقي لدى الدائنين له
    Cinayetten aranıyordum ama rüyamdaki çocuk beni kurtarmak için kendini riske attı. Open Subtitles لقد كنتُ مطلوبةً للعدالة، لكنَّ ذلك الرجل الذي في الحلم، لقد خاطر بحياته لينقذني
    En yakın arkadaşına, oğluma yardım etmek için her şeyi riske attı. Open Subtitles لقد خاطر بكل شيء ليساعد أفضل أصدقاءه, أبني
    Biriniz bu hastanenin ve UNOS'un güvenilirliğini tehlikeye attı. Open Subtitles أحدكم خاطر بنزاهة هذه المستشفى أمام منظمة التبرع بالأعضاء
    O senin için hayatını tehlikeye attı, sen de onun için. Open Subtitles هو خاطر بحياته من اجلك وانت خاطرت بحياتك من اجله
    Bir keresinde, hatta birden de fazla defa dışarı çıktı ve kendini tehlikeye attı yaralıları ve ölüleri geri getirerek tahliye etmemize yardım etti. Open Subtitles وفي أكثر من مناسبة خاطر بحياته لنقل جرحانا حتى منطقة الإخلاء.
    On bin kadar toplum sağlık çalışanı hayatlarını riske atarak virüsün kaynağını bulup kendi yerinde hastalığı durdurdular. TED خاطر حوالي عشرة آلاف عامل صحة في المجتمع بحياتهم للمساعدة على اقتناص الفيروس وتوقيف حركته.
    Tanrı'ya edilmiş bir bekaret yeminine sırt çevirmek ve zina çukurunda kıvranmak, şeytanı, cehennem ağzına kadar, kendi isteğinle takip etmek demektir. Open Subtitles حيث يعد نكثا لوعد قطعه للرب وسقوط في حفرة الزنا واتباع للشيطان عن طيب خاطر الى فوهة الجحيم
    Tahmin edemeyecekleri şeyler yap. Zar at, risk al. Open Subtitles قم بأشياء لا تتوقعها خذها إلى الخارج خاطر معها
    Sana öğrettiklerimin hatırına bundan sonra... asla Nandini'yle görüşmeyeceksin... hatta onunla yakından, uzaktan ilgilenmeyeceksin. Open Subtitles فعلت كل شيء من أجل خاطر ناندني وحان وقت للتعويض أقسم بأنك مستعد
    hayatınızda ne zaman mecbur olmadığınız halde devlete isteyerek para verdiniz? TED فآخر شيء في حياتكم ترغبون به هو إعطاء الحكومة أموالكم عن طيب خاطر بينما لستم مضطرين لذلك؟
    Seni daha önceleri affettim çünkü hem eski günleri hatırı vardı hem de seni oğlum gibi görüyordum. Open Subtitles أدعك تنزلق بعض الأحيان فقط لأجل خاطر الماضي دائماَ رأيت فيك الابن
    risk al. bir şans ver. Bunlar bana hep söylediğin şeyler. Open Subtitles خاطر وخذ فرصتك ولكن قل لي
    Ve Tanrı aşkına, genç dostum... dönüşünde tekrar sessizce girmek zorunda kalmamaya çalış. Open Subtitles و لأجل خاطر السماء يا صديقي الصغير حاول و اثبت لهم أنك لست مُضطرا للتسلل عائدا مرة أخرى
    Bu, arkadaşlığımızın, iyiliği için, reddedebileceğim bir fırsat. Open Subtitles لكنها فٌرصة أنا مستعدة للتضحية بها لأجل خاطر صداقتنا
    Yetenekli bir cerrah olarak hayata atıldıktan sonra zayıflama ilaçları sektörünün en iyi tele satışçısı olmak için her şeyini riske etti. Open Subtitles من بداياته المتواضعة كجراح بارز، خاطر بكل شيء ليكون أنجح مسوق عبر الهاتف في هذا المجال.
    - Çünkü Amerika Birleşik Devletleri Güney Bölgesi'nin başsavcısı bu mesele için kariyerini ortaya koydu. Open Subtitles لأن وكيل وزارة العدل للمنطقة الجنوبية خاطر بـ مهنته مقابل ذلك
    Kendini tutmayı öğren, ya da kendini ve sevdiğin her şeyi yok etme riskine gir. Open Subtitles تعلم كيف تقاوم، او خاطر بتدمير نفسك وكل من تحب
    Bir gün, Desmond tehlikeyi göze aldı ve dışarının tehlikeli olmadığını anladı. Open Subtitles وفي يوم, خاطر ديزموند بالخروج وأكتشف أنه قد خدع.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more