"ذلك من" - Translation from Arabic to Turkish

    • Bunu daha
        
    • için bunu
        
    • bundan
        
    • bunları
        
    • Bunun
        
    • böyle
        
    • - Bunu
        
    • ve bunu
        
    Bunu daha önce biri söylemişti. Herkes her şeyi biliyor. Open Subtitles لقد قيل لي ذلك من قبل الجميع يعرفون كل شيء
    Buffy, Bunu daha önce de defalarca söyledim ama, dikkatli ol. Open Subtitles لقد سمعتني وأنا أقول لك ذلك من قبل ولكن كوني حريصة
    Aslında Bunu daha önce de çok özel biriyle beraber yapmıştınız. Open Subtitles في الواقع، لقد فعلتَ ذلك من قبل، مع شخص مميّز جداً
    Benim için ya da çocuklar için bunu değiştirmeye çalışma. Open Subtitles لا تحاول تغيير ذلك من أجلى أو من أجل الأطفال
    bundan sonra, seninle benim tek tartışacağımız ikimizin ortak konuları olacak. Open Subtitles فيما عدا ذلك من الان .. سنناقش فقط الاشياء المشتركة بيننا
    bunları her aile, toplum, köy, kent, şehir ve ülkeyle çarpın. İşte karşınızda yeni, normal bir gelişme var. TED لنُعَدْد ذلك من قبل كل عائلة، كل مجتمع قرية، بلدة، مدينة، دولة وفجأة، نصل إلى خروج طبيعي من الأزمة.
    - Bunu daha öncede duydum. - Bu defa farklı olacak. Open Subtitles ــ لقد سمعت ذلك من قبل ــ هذه المرة الأمر مختلف
    Bunu daha önce de söylemiştim, ama bu sefer ciddiyim. Open Subtitles قلت ذلك من قبل لكن هذه المرة أنا أعني ذلك
    Bunu daha önce, 10.000 yıl önce, mağaralarımızdan çıktığımızda yaptık. TED فعلنا ذلك من قبل، 10،000 سنة مضت، عندما خرجنا
    Fakat Bunu daha önce göremedim, birisi bana onun kilolu olduğunu söyleyene kadar. TED ولم يكن بمقدوري أن أرى ذلك من قبل، حتى أخبرني شخص ما أن القائد العزيز هو مجرد شخص بَديـن.
    Bunu daha önce de duymuştum. Open Subtitles سمعت ذلك من قبل أيضاً , أذكرك بشخص ما كنت تحبة بجنون
    Bunu daha önce düşünmeliydin. Open Subtitles كان من المفروض ان تكونى فكرت في ذلك من قبل
    Bunca yıldan sonra saçma gibi geliyor, ama Bunu daha önce hiç yapmamıştım. Open Subtitles سأبدو مجنونا بعد كل هذه السنوات ، ولكني ما فعلت ذلك من قبل أبدا.
    Bunu daha önce anlamalıydım, adi o. çocuğu! Open Subtitles كان عليّ أن أدرك ذلك من قبل أيّها الداعر العفن
    Gidip kör olan herkesi soyup Arjantin'e kaçağım Bunu daha önce kimse düşünmedi. Open Subtitles سأخرج واسرق اى شخص و اهرب للأرجنتين لأنه لم يفكر احد فى ذلك من قبل
    Bunu daha önce görmüştüm, ama hiç bir zaman içinde olmamıştım. Open Subtitles حسنا، لقد رأيت ذلك من قبل، ولكن لم أكن أبدا في ذلك.
    Eski zamanlardan gelen, neden bir insan için bunu yapayım ki? Open Subtitles أيها العتيق, لم ينبغي لي أن أفعل ذلك من أجل بشري؟
    Eğer bizim için bunu yapmak istemiyorsan o zaman çocuğumuz için yap. Open Subtitles إذا كُنتِ لا تودين فعل ذلك من أجلنا فلتفعليها من أجل طفلنا
    200'ün üstünde ölenin olduğu bir yolcu uçağı kazası bundan çok daha büyük bir haber oluyor. TED هي قصة أكبر من ذلك بكثير. هل يثير ذلك من غضبك؟ بيل: نعم، بسبب أن شيئا صامتا يحدث.
    Bu orospu çocuğunu bir kez yakalarsak jüri, bunları kendi ağzından duyacak. Open Subtitles عندما نمسك الحقير، هيئة المحلفين عيها أن تسمع ذلك من فمّه الخاص
    Tuzun dağıldığını görünce de korkup şaşkına döndüğünün farkındasındır herhalde. Evet, korkmuş olabilirim. Ama Bunun şaka olduğunu bile bile rol yaptım. Open Subtitles ـ وبعد ذلك بَدأَت بالصُراخ كيف انتثر الملحِ في الغرفة ـ قلت ذلك من باب اللهو أمام الكاميرا وقد كنت مستمتعا بذلكً
    Bernard, ondan habersiz böyle bir şey yaptığın için kızacaktır. Open Subtitles لقد فعلتي ذلك من وراء ظهر بيرنارد سوف يكون غاضباً
    Benim şekerci dükkanım var ve bunu ilk 30 saniye içinde söyledim. Open Subtitles أنا لدي متجر حلويات وخرج ذلك من فمي، في أول 30 ثانية.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more