"رفض" - Translation from Arabic to Turkish

    • reddedildi
        
    • hayır
        
    • reddediyor
        
    • kabul
        
    • reddetmiş
        
    • reddeden
        
    • reddederse
        
    • reddetmek
        
    • reddettiği
        
    • istemedi
        
    • ret
        
    • karşı
        
    • reddetmişti
        
    • geri
        
    • reddetme
        
    Çok önemli olduğunu düşündüğümüz bu başarıdan sonra makalemiz dört bilimsel dergi tarafından reddedildi. TED وبعد تحقيقنا ما نظنه نتائج باهرة ان تقديمنا للمشروع رفض من قبل 4 مجلات علمية
    Önce bir karavan parkı yapmayı düşündüler, ama belediye meclisi hayır dedi. TED فكرا في بادئ الأمر بانشاء حديقة للمنازل المتنقلة، ولكن المجلس رفض طلبهما.
    Üsteğmen Şafağın yansıması saygılı bir şekilde itaat etmeyi reddediyor. Open Subtitles دع التسجيل يُظهِر أن الملازم الأول رفض أن يستجيب بإحترام
    Bana rüşvet teklif etti ama, ben kabul etmedim tabiki. Open Subtitles في البداية رفض الاستسلام و حاولَ رَشوتي، بحقيبة من المال
    Fakat kendisi herhangi bir sınırlama altında sahneye çıkmayı reddetmiş. Open Subtitles و لكنه رفض الظهور في ظل هذا النوع من الاعتراض
    Kamuya hizmet etmeyi reddeden birisinin, varolmaya hakkı var mıdır? Open Subtitles هل يحق للأنسان أن يعيش إذا رفض أن يخدم مجتمعه؟
    Eğer müvekkiliniz reddederse, ...buna uyması için mahkeme emri çıkarttırabiliriz. Open Subtitles إذا رفض عميلك ، نتمكن من الحصول على امر لإجباره
    Çin'de ev sahibinin yiyecek ya da içecek teklifini reddetmek hakarettir. Open Subtitles في الصين، يعتبر رفض من قُدم إليه الطعام أو الشراب إهانة
    Taş attığını itiraf etmeyi reddettiği için dövüldü ve nihayetinde, hapishaneden salıverildiğinde ölümüne sebep olan bir takım iç yaralanmaları vardı. TED تم ضربه حين رفض الاعتراف برميه للحجارة، وبالنتيجة، تعرض لإصابات داخلية أدت إلى وفاته مباشرة بعد أن أطلق سراحه.
    Böyle olmasına rağmen Verizon ve diğerleri tarafından reddedildi. TED في الواقع,ايضا,تم رفض عرضه من قبل فيريزون واخرون.
    Reena'nın ihtiyacı olan yaşlılar için ilaç talebi reddedildi. Open Subtitles لقد تم رفض مذكرة رينا الخاصة بالأدوية المخدرة
    Sorularına "hayır" cevabını kabul etme. Sadece "Oraya gidiyorum,kıçımı öpün." de. Open Subtitles لا تتقبل أى كلمة رفض فقط قل أنك ذاهب هناك وسبهم
    Annem dün gecenin kötü tadından biraz kurtuluruz diye düşündü ama hayır dedi. Open Subtitles لقد سألته أمي. ظنّت أن هذا سينسيه الطعم السيء لليلة الماضية, ولكنه رفض
    Şu an araçlar okyanus zemininde duruyor ve Almanlar kazayı temizlemeyi reddediyor. Open Subtitles حتى الآن، والسيارات تبقى في قاع المحيط كما رفض الألمان لتنظيف كارثة.
    Bir maçta şike yapıp kaybetmesini istemişler o da reddetmiş. Open Subtitles الأسطورة تقول بأنه بدء حينما رفض رشوة لحسم نتيجة مباراة
    Bana geçmişte onun teklifini reddeden tek erkeğin sen olduğunu söyledi. Open Subtitles لقد أخبرتني أنّك الرجل الوحيد الذي رفض تمهيدها للجنس في الماضي.
    Efendim, bir Denizci düzenli olarak banyo yapmayı reddederse mangasındaki adamlar ona G.I. duşu uygular. Open Subtitles سيدي، إن رفض جندي بحري الاستحمام بالحمامات العامة فالرجال بفرقته يجعلونه يخضع لحمام الجيش الأمريكي
    İlk çelişki, büyümenin geçmişi reddetmek ve ardından onu hemen geri talep etmekle ilgili olmasıdır. TED ان التناقض الاول الذي كان حينها .. هو ان الاشخاص آنذاك .. كان عليهم رفض الماضي ومن ثم توجب عليهم محاولة استعادته
    Bir defasında başka klinisyenler tarafından otizm teşhisi konan 10 çocuktan dokuzunun otistik olduğunu reddettiği için havalara girmişti. TED حتى أنه تفاخر بكونه رفض تشخيص 9 أطفال من أصل 10 أرسلهم أطباء آخرون إليه وذلك دون تلقيهم أي تشخيص لمرض التوحد.
    Ve hepimiz projeyi reddettik. Bağışçıların hiçbiri adlarının bu projeyle anılmasını istemedi ve bu uygulanan ilk projeydi. TED و رغما من رفض الجميع لهذا المشروع و لم يرد أحد من المتبرعين أن يرتبط إسمهم به, بالرغم من هذا كان أول مشروع يتم تنفيذه.
    Ne tuhaftır ki, şimdiye kadar aldığım en ilginç ret mektubu görünüşte zararsız bir mekan olan Walt Disney Dünyası'ndan geldi. TED والغريب ، النوع أكثر ابرزاً هي رسالة رفض التي تلقيتها من عالم والت ديزني ، الذي يبدو كموقع حميد.
    Çünkü, çoğunluğun kararına . etki eden Aristo önermesine karşı çıkıyordu. TED إنه مثير لأنه رفض فرضية أرسطو التي تكمن خلف رأي الأغلبية.
    Bir söylentiye göre Tesla, ödülü Edison ile paylaşmayı reddetmişti. Open Subtitles انتشرت اشاعه ان تيسلا رفض مشاركه الجائزه مع توماس أديسون
    İtirafını geri almak istersen, ülkede seni karşılamak için bekleyeceğiz. Open Subtitles لو قررت رفض اعترافك سوف نكون في انتظارك في الوطن
    Goa'uld ortakyaşamı reddetme nedeniniz bizim için çok değerli olabilir. Open Subtitles حقيقة رفض جسمك للجواؤلد يمكن ان تكون ذات قيمه لنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more