"عميق" - Translation from Arabic to Turkish

    • derin
        
    • derinden
        
    • derine
        
    • büyük
        
    • Çok
        
    • derinlerde
        
    • içten
        
    • derinde
        
    • derindi
        
    • derindir
        
    • derinmiş
        
    • ağır
        
    Çok derin bir acı içerisindeydim. ve bu güce sahip olmadığımı ama TED كنت ما ازال في حزن عميق كنت اعلم انني لا املك القوة
    Ve bu da, esasında Richard'ın söylediği derin şey: Bir şeyi anlamak için, küçük parçalarını anlamak lazım. Etrafındaki her şeyden azıcık anlamak lazım. TED ولذا، فأنه شئ عميق أن تحدث ريتشارد حول: لفهم أي شئ، يتوجب عليك فهم قليل من القطع. شئ قليل عن كل شئ يحيط به.
    Çok derinden gider ve bizi en kötü gerçeklerden korur. Open Subtitles إنه شيء عميق جداً و يحمينا من من الحقيقة السيئة
    Ve patatesler, onları da yeterince derine gömmedi! Open Subtitles وقام بدفع البطاطس أيضاً تحت الارض بشكل عميق جداً
    100 metre kalınlığındaki buz birdenbire eriyerek büyük bir vadi oluşturdu. Open Subtitles لقد أذاب 300 قدم من الثلج في طريقه، مشكلاً وادٍ عميق.
    "Evet canım" diyen ve Zeta sahteliğin arasında derinlerde bir yerde gerçeği biliyorsun. Open Subtitles في مكان عميق بين حماس الفتيات و حقيقة زيتا , انتِ تعلمين الحقيقة
    Bütün bir şehir derin vadilerle oyulmuş dağlık bir zeminde uzanıyordu. Open Subtitles المدينه بأكملها تتمدد على تله شديدة الأنحـدار، كونه فالق جيولوجى عميق
    Koyu bir takım elbise giyiyordu ve yüzünde o kadar olgun, o kadar derin bir acı vardı ki ona zor bakıyordum. Open Subtitles ،كان يرتدى بزة غامقة و على وجهه رأيت الحكمة و ألم قديم و عميق حتى أنني لم أستطع النظر إليه مباشرا ً
    Koyu bir takım elbise giyiyordu ve yüzünde o kadar olgun, o kadar derin bir acı vardı ki ona zor bakıyordum. Open Subtitles ،كان يرتدى بزة غامقة و على وجهه رأيت الحكمة و ألم قديم و عميق حتى أنني لم أستطع النظر إليه مباشرا ً
    Üç oğlumun da tekrar evimin çatısı altında toplanması... içimi öyle derin bir huzur ve mutlulukla dolduruyor ki, Tanrıya şükrediyorum. Open Subtitles . ألأن ابنائى كلهم معى مرة أخرى أنى اشعر لذلك , بارتياح عميق . حيال هذا , لذا فانا اشكر الله
    Aslam ve ben derinden pişman olduğum sözleri dün yaşadık. Open Subtitles أسلم وكان لي كلمات يوم أمس، والتي أشعر بأسف عميق.
    İnteraktif hikâye anlatımının 20. yüzyılın sineması gibi olacağına inanıyorum: Zamanını derinden değiştiren bir sanat. TED أؤمن بأن القصص التفاعلية بإمكانها أن تكون ما كانت عليه السينما في القرن العشرين: فن ذو تأثير عميق على عصره.
    Bıçak derine, üçüncü ve dördüncü kaburgalar arasına girmiş. Open Subtitles الخرق كان عميق والسكينة دخلت ما بين الأضلاع الثالثة والرابعة
    -Daha dün, elimizde hiçbir şey yoktu. Toparlanamayacak kadar derine batmış değiliz. Open Subtitles نحن لسنا عميق جدا في هذا أننا لا يمكن استرداد
    Dahası, yaratıcı sorun çözmede ve derin bilgi alınımında büyük bir etkisi var. TED بالإضافة إلى ذلك ، لها تأثير عميق في دفع الحلول الإبتكارية ومعالجة المعلومات العميقة.
    Fakat farklı bir cevap, farklı türde bir cevap, aşağı yukarı iki bin yıllık kış uykusuna yatmış, son zamanlardaki en büyük başarıya sahip bir cevap. TED لكن إجابة مختلفة، نوع مختلف من الجواب، بقيت في سبات عميق ما يقارب 2000 سنة، حققت نجاحا كبيرًا مؤخرًا.
    Bunlar ve geçmişimde işlediğim tüm günahlar için Çok üzgünüm. Open Subtitles و من أجل كل الآثام التي إقترفتها أشعر بأسف عميق
    Ne hissederse hissetsin, bu Çok derinlerde oluyor ve kimse bunu anlayamıyor. Open Subtitles مهما كان ما تشعر به فإنه عميق جداً لا يعرفه أحد
    Muhtemelen o da birşeyler okuyordur. Çok içten biri. Open Subtitles ربما يقرأ أيضاً , إنه عميق جدً , تدرين ذلك ؟
    Yaralı doku Çok derinde. Kalbi tekrar atmaya başlamak için Çok zayıf. Open Subtitles نسيج الجرح عميق جداً والقلب ضعيف جداً لأن يتحرك ثانية
    İşi yüzünden çektiği acılar Çok derindi. Open Subtitles يطفئ الألم الذي شعرت كنتيجة شغلها كانت عميق.
    Çalılar elbiseyi parçalar ve çamur yer yer Çok derindir. Open Subtitles الأربطة ستمزق اللباس و الطين عميق جدا في تلك الأماكن
    Çok derinmiş. Bunu yapamam. Open Subtitles انه عميق لا يمكنني القيام بهذا
    Babam ağır bir depresyondaydı-- hastaydı-- öldüğü güne kadar. Open Subtitles . . أخفى أبي إكتئاب عميق . . مرض , في الحقيقة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more