"قلتِ" - Translation from Arabic to Turkish

• söylemiştin
• dedin
• söyledin
• demiştin
• dediğin
• söylediğin
• dediniz
• söylediğini
• söylediniz
• dediğini
• diyorsun
• demiştiniz
• "
• söylüyorsun
• söylediğinde

Ama bunu bana sorman aptalca. Çünkü bunu yaptığını söylemiştin.
لكن يالا سخافتي لكي أسالكِ هذا،مارثا،لانكِ لتوكِ قلتِ أنكِ فعلتها.

İstediğin tek şeyin, bağımlılığımı kontrol etmemi sağlamak olduğunu söylemiştin.
قلتِ بأنّ كلّ ما أردتِه هو مساعدتي بالسيطرة على إدماني

- Ne? Kendin dedin, sürekli mutlu olmamak için sebep ariyorum.
لقد قلتِ لي بنفسكَ أنني أبحث عن أسباب تحرمني من السعادة

Ama olmalı. Uzun zamandır aşka hasret olduğunu kendin dedin.
ولكن يجب حدوثه، لقد قلتِ أنك لم تحب من قبل

Daha demin bana zengin bir kız kardeşi olduğunu söyledin.
لمَ لا ؟ لقد قلتِ لي للتو إن لديها أختاًغنية.

Ben senden böyle bir şey istemedim. Sen istediğini söyledin.
أنا لم أطلب منكِ ذلك، أنتِ قلتِ بأنّكِ تريدين ذلك

Yarığın insanları aldığından emin olmak için daha fazla veri gerek demiştin.
قلتِ أننا بحاجة للمزيد من البيانات لنتيقن من أن الصدع يأخذ الناس

Eğer telefon ortaya çıkarsa, bugün düşürdüğümü söylerim, dediğin gibi.
لو رنّ الهاتف فجأةً، سأقول بأني أضعته اليوم، كما قلتِ

Öleceğimi söylemiştin, ama bu dünyayı kastettin. Göz açıp kapayıncaya dek geçecek.
لقد قلتِ بأنني سأموت لكنكِ عنيتِ هذا العالم بأكمله سيختفي عن الوجود

Saat dokuzda aracayağını söylemiştin. Şu an yedi dakika geçti ama...
أنتِ قلتِ أنّك ستتّصلين عند التاسعة والآن تجاوزت بسبع دقائق, لكن

6,7 aydır bu işin içinde olduğunu söylemiştin, değil mi?
قلتِ أنّكِ بهذا العمل مُنذ 6 أو 7 أشهر ؟

- Ne? Kendin dedin, sürekli mutlu olmamak için sebep arıyorum.
لقد قلتِ لي بنفسكَ أنني أبحث عن أسباب تحرمني من السعادة

Kendin dedin, sana mesaj göndermeye çalışıyor. Seninle görüşmek istiyor.
قلتِ بنفسكِ إنّه يحاول أن يبعث إليكِ برسالةٍ، يريد لقاءكِ

İnanmıyorum, onu dedin ya, benimkilerin ucu bir sertleşti anlatamam.
يا إلهي لقد قلتِ هذا للتو واصبحت حلماتي قاسيه جداً

Geçen hafta, " " Dev Çakal Wile Ayağı " 'ndan nefret ettiğini sen söyledin.
الأسبوع الماضي, أنت قلتِ أنكِ تكرهين أقدام القيوط الضخمة التي لديك

Sana yapılanlar hakkında gerçeği söyledin Sen ona karşı koydun.
قلتِ الحقيقة حول ما حدث لكِ لقد واجهتِ ذلك الشاب

Burs almama rağmen yine de çok pahalı olduğunu sen söyledin anne.
لقد قلتِ ذلكَ بنفسِكِ يا أمي إنها غالية جداً حتى معَ المساعدة

Bunu yapacak kadar soğukkanlıysa yalan söyleyecek kadar da soğukkanlıdır demiştin ama bu kadın unvanını, şirketini her şeyini kaybedecek.
لقد قلتِ إن كانت متحجرة القلب لفعلها ستكون متحجرة للكذب بشأن ذلك لكن هذه الإمرآه على وشك خسارة منصبها وشركتها

Tam bir baş belası ama dediğin gibi evde faydası oluyor.
إنه مسبب للإزعاج لكن كما قلتِ إنه مفيد في أعمال البيت

Sabıka fotoğrafları, sabıka kaydı, bilinen suç ortakları falan ama dosyada yaptığını söylediğin hırsızlıklarla ilgili hiç bir şey yoktu.
صورته وسجلاته الإجراميه وقائمة بمساعديه ولكن لم يوجد فيه أى شئ عن سطو على المنازل لقد قلتِ أنه مازال يسرق

Korkarım bir hata yaptınız. Belki sizinki budur. Ne dediniz?
أخشى أنكِ أخطأتِ , ربما هذة سيارتكِ ماذا قلتِ ؟

Ve evet, bir beyzbol sopasıyla. Bizi burada tutmak istediğini söylediğini sanıyordum.
و أجل, بمضرب كرة القاعدة أعتقدت أنك قلتِ أنه يريد ابقائنا هنا

Bu ne şimdi? İlk ifadenizde Bronco'yu gece onda gördüğünüzü söylediniz.
بأقوالك الأولى، قلتِ بأنك شاهدتِ سيارة البرونكو عند الساعة 10 مساء.

Onun can alıcı birşey dediğini söylediğini sanmıştım.
أعتقد بأنك قلتِ بأنه قال شيئاً لامس الحقيقة

Öyle diyorsun ama, ben içinde oldukça büyük topaklar görüyorum.
إذا قلتِ ذلك، ولكني أنظر إلى قطع كبيرة غير مهروسة

Hasta sayısı 300.000 mi demiştiniz?
كل هذا مسائل ضرب هل قلتِ بأن هناك 300,000 كسيح؟

Entripolojistinin ve antropolojistinin bir işe yaramadığını söylüyorsun, değil mi?
أنتِ قلتِ أن عالم حشراتك وعالم الانثروبولوجيا سيئين، أليس كذلك؟

Bir oğlanın peşinden üniversiteye geldiğini söylediğinde kulağıma çok tanıdık geldi.
عندما قلتِ أنكِ لحقتِ ولداً للكلية لقد بدا الأمر مألوفاً جداً.