Hadi gidelim. Buradan gitmemiz gerek. Ne anlamı var ki? | Open Subtitles | لابد وأن الأمر يتعلق بالبرنامج الذي كتبته ساعدنا لكي نفوز |
Adamı her gün işte görmek çok zor olsa gerek. | Open Subtitles | لابد وأن الأمر كان صعباً بأن تراه أمامك كل يوم |
Üye olmak için 21 yaşından büyük, burada oturan ve oy verme hakkı olan biri olmalısın. | Open Subtitles | لكى تكون عضواً,لابد وأن يكون لديك شخص فوق ال21 من له حق الإنتخاب لكي يوقع لك. |
Eğer onunla hala ilgileniyorsan, eğer hala ikiniz için bir şeyler yapmak istiyorsan, seninle konuşmamız gerekiyor. | Open Subtitles | لو كنت ما زلت مهتما بها ولو كنت تريد الأشياء جيدة بينكما أنتما الإثنين لابد وأن نتحدث |
Dogru olmali bu. Cunku bir Iskocyali soyledi bunu. | TED | هذا لابد وأن يكون حقيقى لأن رجل إسكتلندى قالها. |
- Goa'uld keşfetmek için gelmişti herhalde. | Open Subtitles | لابد وأن الجواؤلد عبروا البوابة للإستكشاف |
Arayabileceğin bir telefon numarası ya da hotel ismi olması lazım. | Open Subtitles | لابد وأن لديك رقم هاتفه النقّال أو أسم الفندق |
Keşfedilmesi ve tanınması gerekir. | Open Subtitles | لابد وأن يميط اللِّثام عنها ويضعها في الاعتبار. |
Çoğunlukla çocuklar tarafından kullanılacak bir park kuruyorsak, çocuklar bu parkın tasarımında söz sahibi olmalılar. | TED | إذا أنشأنا متنزهًا للاستخدام بشكل أوسع من قبل الأطفال، إذن لابد وأن يكون للأطفال رأي في شكل المتنزه. |
Para arabanın içinden gelmiş olsa gerek. Arabayı kim sürüyordu? | Open Subtitles | لابد وأن المال جاء من داخل السيارة، من كان يقودها؟ |
Eşim beni destekliyor ve maddi durumum da yeterli, bu değişimden geçmem gerek. | TED | ودعمتني زوجتي، وأستطيع تحمل ذلك ماديًا، لابد وأن أقوم بهذه التغييرات. |
Dinleyin, Başkan, sizinle bunu konuşmam gerek. | Open Subtitles | إنصت أيها الرئيس لابد وأن أتحدث لك عن هذا كلا.. |
Rasengan için hazırlanırken, onu fırlatmış olmalısın. | Open Subtitles | إستعملت الراسينجان، لابد وأن تنسفه نسفًا كاملاً |
İşine böylesine bağlı olmanın karşılığını alıyor olmalısın. | Open Subtitles | لابد وأن رب عملك سخيًا كي تلتزم بعملك لهذه الدرجة |
Amargosa Yıldızına dönüp, kritik bir deneye devam etmem gerekiyor. | Open Subtitles | لابد وأن أكمل تجربة خطيرة ظللتُ أجريها على كوكب "أمارغوزا". |
Ana garnizonu batı yönünden ezip geçmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | لابد وأن نجتاح الحامية الرئيسية من الغرب |
Senin için garip olmali yetersiz çocuk olmak. | Open Subtitles | لابد وأن الأمر غريب عليكِ.. أن تكوني الأبنة المُخيّبة للأمل |
Hamile kaldığınıza göre Bay Raj'dan sizinle evlenmesini istemişsinizdir herhalde. | Open Subtitles | سيدة سونيا. حين كنت حاملا لابد وأن طلبت من راج أن يتزوجك |
Bir tane daha olması lazım. | Open Subtitles | لم يكن ليدمر الجهاز الوحيد لابد وأن هناك واحد أخر هنا في مكان ما |
Karanlıklardan çekilip aydınlığa çıkarılması gerekir. | Open Subtitles | لابد وأن تُسحب من غياهب الظُّلمة وتُنتزع عَنْوة إلى داخل النور. |
Demek oluyor ki Goa'uldlar onu gemi kullanarak hiper uzaydan getirmiş olmalılar. | Open Subtitles | الذي يعني أن الجواؤلد لابد وأن سحبوة بالسفن |
Şaşırmış olmalısınız. | Open Subtitles | فهمت لابد وأن الأمر شكل صدمة عليكم |
Şişe başka bir şeyle temas etmiş olmalı. Cildimi feci yaktı. | Open Subtitles | لابد وأن العبوة قد لامست شيئًا, لقد تسببت في حرق جلدي |