"لديك" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir
        
    • yok
        
    • senin
        
    • sende
        
    • Sen
        
    • buldun
        
    • vardır
        
    • sahipsin
        
    • sahip
        
    • varmış
        
    • varsa
        
    • vardı
        
    • mu
        
    • olduğunu
        
    • var mı
        
    Üçüncü olarak memenizde kalıcı bir değişiklik fark ettiyseniz tekrar ya da başka çekim yaptırmak konusunda ısrarcı olun. TED والامر الثالث .. ان لاحظت اي تغير في حجم الثدي لديك اصري على ان تحصلي على تصوير ثدي اضافي
    Topluma sunacağınız bir yeteneğiniz olduğunu ve onlara hizmet edeceğinizi göstermek zorundasınız. TED يجب عليك إثبات أن لديك مهارة تستطيع تقديمها للمجتمع وتقدم خدمة للمجتمع
    Benzer olarak sizlerin alınabileceği bir şeyi söyleme gibi bir insani hakkım var, ama sizin alınmama gibi bir insan hakkınız yok. TED وبالمثل، فإن لدي حق إنساني في أن أقول شيئاً قد تجده أنت مهيناً، ولكن ليس لديك حق إنساني في عدم التعرض للإهانة.
    Teknen senin tüm dünyan ve ayrılırken yanına aldığıkların sahip olduğun her şeydir. TED قاربك هو عالمك، وكل ما تأخده معك عندما تغادر هو كل ما لديك.
    Amaç sende olan bir şeye ihtiyacı olan herkes ile ticaret yapmak değil. TED فلا يجب أن يكون الهدف القيام بالأعمال مع كل من يحتاج ما لديك.
    Eğer Sen gidecek birine sahipsen, gidebilirsin. Bana anlatmana gerek yok. Open Subtitles إذا كان لديك من تريد الذهاب إليها ستكونين فى طريقك إليها
    KA: İşte şefkat sayesinde muhteşem şeyler yapan bir şehriniz var. TED ك. أ: هنا لديك مدينة تقوم بفعل أشياء عظيمة بفضل التعاطف.
    Eğer böyle büyük bir illete bulaşmışsanız, aynı büyüklükte çarelere ihtiyacınız olur. TED إذا كان لديك الأمراض شديدة، فأنت بحاجة للحصول على سبل معالجة شديدة.
    Yani, bilinç öznel ve bilim nesnel olduğu için bilincin nesnel bir bilimi olamayacağına dair itiraz, bir kelime oyunu. TED فالاعتراض القائل أنك أنت لا تستطيع أن يكون لديك علم موضوعي للوعي لأنه ذاتي و العلم موضوعي، هذا تلاعب لفظي
    Küçük bir bebekken, yeni bebek, anneye karşı güçlü bir cinsel istek duyulur. TED حينما كنت طفلا صغيرا، طفلا حديث السن، كان لديك انجذاب جنسي شديد لأمك.
    Ve bazı insanlar Lego alışkanlıkları için gereken parayı bu küçük şeyleri satarak karşılıyorlar. Fakat sonra geminize hiç kimse yok. TED وبعض الناس سيقومون بتمويل عادة الليغو خاصتهم عبر بيع الناشئين في هذا المجال. لكن بعد ذلك ليس لديك ناشئين يعملون معك.
    Böyle hayaller kurmak için uzaklarda olmana gerek yok. Doğru. Open Subtitles ليس ضرورياً أن تكون بالخارج كى تكون لديك أحلام كهذه
    Ancak çok daha fazla para, senin hanene bir madde olarak eklenebilirdi. Open Subtitles ولكن الأموال الكثيرة قد تكون لها اولوياتها الخاصة لديك فى كفة ميزانك,
    Dünyadaki en sevdiğim kadın, oğlunun senin için ne demek olduğunu biliyorum. Open Subtitles يا أعز إمرأة فى العالم أعرف قدر إبنك لديك و هذا يخيفنى
    İstediğin kadarını say. sende ne kadar varsa, bende dört fazlası var. Open Subtitles . عُدها كيفما شئت على قدر ما لديك ، لدي أربعة أضعافها
    Öğrenmek istediklerin varsa, mesela Sen yokken geçen 12 yıl... Open Subtitles لذلك لو لديك أي أسئلة بخصوص الاثنا عشر عاما الماضية
    - Nereden buldun onu? senin bir kıçın var, kızım. Open Subtitles هذه هي المؤخرة يا ـ تيري ـ أصبح لديك مؤخرة
    Odaya davet edildiyseniz, o masada bir yeriniz olduğunu bilin ve o masada bir yeriniz varsa konuşma sorumluluğunuz da vardır. TED إذا كنت قد دُعيت للغرفة، تعرف بأن لديك مقعدًا على تلك الطاولة، وإذا كان لديك مقعد على الطاولة، عليك المسؤولية للتحدث.
    Çok çeşitli konuları anlayabilen bir bilim adamı aklına ve bunları çok yalın bir dile dökebilme yeteneğine sahipsin. TED لديك هذا العقل العلمي الذي يمكن أن يدرك مجموعة كاملة من القضايا، والقدرة على تحويلها إلى لغة أكثر وضوحاً.
    Tabi ki de bunun avantajı kaynak malzemede sıfır kayıp potansiyeline sahip olmasıdır. TED الفائدة من هذا بالطبع، هو أن لديك احتمال فقدان صفر من الموارد المادية.
    "Sayın bay Striker, duyduğuma göre sizde gereğinden fazla at varmış." Open Subtitles عزيزي السيد سترايكر : لقد سمعت بأن لديك الكثير من الخيول
    Sanırım iki tane başarılı şirketin vardı ve sonra radyoları dönüştürmek için uyduları nasıl kullanabileceğimize ilişkin problemi ele almıştın. TED أظن أنك كان لديك شركتان ناجحتان وعندئذ شرعت في العمل على قضية كيفية استخدام الأقمار الصناعية لإحداث ثورة في الإذاعة
    Çok fazla paran varmış. Sence bunu düşünmek gerekmiyor mu? Open Subtitles أظن أنك كان لديك الكثير من المال من سيفكر بشأنه؟
    Yapabilir misin, yoksa vajinam hakkında başka sorun var mı? Open Subtitles هل تستطيع فعل ذلك، أم لديك أسئلة أكثر عن مهبلي؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more