Kaçmışsın. Ne getireceğimi bilemedim, ben de salata getirdim. İnsandan yapılma! | Open Subtitles | لم أعرف ما الذي أحضره, لذا قمت بصنع سلطة من الناس |
Seni orada bıraktığım için çok üzgünüm. Başka ne yapacağımı bilemedim, dostum. | Open Subtitles | آسف جداً لأنني تركتك لم أعرف ماذا أفعل غير ذلك يا صاح |
Ben senin altı gülümsemeni bilmiyorum. Bana onları Pete anlattı. | Open Subtitles | أنا لم أعرف شيئا عن إبتساماتك الستّة بيت أخبرني عنها |
Nasıl oluyor da, ben senin sıkı bir saksafoncu olduğunu bilmiyorum? | Open Subtitles | هكذا إذاً .. أنا لم أعرف بأنك تعزف على الة الساكس |
- Onu gülerken hiç görmemiştim. - Dişleri olduğunu bile bilmiyordum. | Open Subtitles | . لم أراه يبتسم أبداً . لم أعرف أن لدية أسنان |
Ve onu orada birakmak zorunda kaldim. Ne yapacagimi bilemedim. | Open Subtitles | و كان عليّ أن أتركها هناك لم أعرف مالذي افعله |
Benim için fazla mı olur bilemedim, ama kime ne, değil mi? | Open Subtitles | لم أعرف ان كان مبالغا به بالنسبة لي لكن من يهتم صحيح؟ |
Ne yapacağımı bilemedim, ama bir kameram vardı, ateşe göğüs gerdim. | TED | لم أعرف ماذا أفعل، ولكن كان لدي كاميرا، فواجهت النار. |
Sana ne alacağımı bilemedim. Üstelik ben alışveriş yapmayı pek beceremem. | Open Subtitles | لم أعرف ما آتيك به التسوق صعب علي نوعاً ما، لذا... |
# Her şeyi denedim ama seni nasıl unuturum bilemedim # | Open Subtitles | حاولت بشتى الطرق ولكن لم أعرف كيف أنساك. |
O anda ne yapacağımı bilemedim... | Open Subtitles | .. لم أعرف ماذا أفعل إذاً .. قمت لم أعرف ماذا أفعل |
Nasıl oluyor da, ben senin sıkı bir saksafoncu olduğunu bilmiyorum? | Open Subtitles | هكذا إذاً .. أنا لم أعرف بأنك تعزف على الة الساكس |
Bir kaç şey aldım, yani, neler isteyeceğini tam olarak bilmiyorum ama, o kadar heyecanlıydım ki her şeyden yedişer tane aldım. | Open Subtitles | لقد حزمت لك بعض الأغراض أقصد أنا لم أعرف ما الذي تريديه بالضبط و لكنني كنت متحمساً و حزمت كل شيء تقريباً |
Tam olarak ne aradığını bilmiyorum, o yüzden tüm dosyayı getirdim. | Open Subtitles | أنا لم أعرف بالفعل ما أردته, لذا أحضرت كل الملفات الطبية |
Ne yapacağımı bilmiyorum Ve bana ilk mektubu da o yazdırdı | Open Subtitles | أنا لم أعرف ماذا أفعل هي من جعلتني أكتب الرسالة الأولى |
GD'de bir depo olduğunu bile bilmiyordum. Andy ne durumda? | Open Subtitles | لم أعرف حتى أن غلوبال لديها مخزن إذا، كيف أندي؟ |
Çok güzel. Bay Bond'un babamı tanıdığını bilmezdim. | Open Subtitles | اولمبي أنا لم أعرف ان السيد بوند يعرف ابي |
Bir saatliğine, Hiç bilmediğim bir şeyi öğrendim. | Open Subtitles | خلال ساعة, اكتشفت شيئاً لم أعرف به من قبل. |
Bunun hakkında ciddi olduğunu fark etmemiştim, bu yüzden iptal ettim. | Open Subtitles | أنا لم أعرف أنك كنت جادا بشأن ذلك .. لذلك قطعته |
Büyüyene kadar olanların farkında değildim... | Open Subtitles | لم أعرف ماذا يحدث حتى كبرت منذ أن كنت صغيرا |
Biliyor musun, etraftayken bu kadar çok rahat olduğum birini hiç tanımadım. | Open Subtitles | هل تعرفين أنني لم أعرف شخصاً مريحاً مثله؟ |
- Öyle bir şey olduğunu hiç bilmiyordum. - Bir yerlerde olmalı. | Open Subtitles | ـ لم أعرف أبداً أنها كذلك ـ لابد أنها في مكان ما |
Başarısız olmuş başka bir girişimci tanımıyordum ve kendimi dünyadaki tek kaybeden sanıyordum. | TED | لم أعرف رائدين أعمال فاشلين آخرين, وأعتقدت بأنني كنت الخاسرة الوحيدة في العالم. |
Şehir dışında oturduğunu biliyordum ama tam olarak nerede olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف أنها تعيش خارج المدينة و لكنى لم أعرف أين |
Gerçek anıları mıydı yoksa kendi hayal gücü müydü bilemiyorum. | Open Subtitles | لم أعرف اذا كانت تلك الذكريات حقيقية أو مجرد خيالات |
Teşekkürler. Karım ve çocuklarım için uzaklara gitmiştim bu yüzden olandan Haberim yoktu. | Open Subtitles | لم أعرف أن أخبار زوجتى وأولادى قد وصلت إلى هنا |
Kore'de böyle evler olduğunu hiç bilmiyordum bile! | Open Subtitles | انا لم أعرف حتى انه يوجد منازل كهاذه فى كوريا |
Eğer bir başkasının gerçekliği ile mücadele etseydim benim için nasıl bir anlam ifade edeceğini bilemezdim. | TED | لم أعرف كيف سيبدو الأمر إن تحديت حقيقة شخص آخر. |