"لم نفعل" - Translation from Arabic to Turkish

    • yapmadık
        
    • yapmazsak
        
    • yapmamıştık
        
    • yapmasak
        
    • yapmadığımız
        
    • yapmadığımızı
        
    • bizim
        
    • yapmasaydık
        
    • yaptık
        
    • yapmayız
        
    • takdirde
        
    -...arabayı yok etmeseydin daha iyi olurdu. - Biz birşey yapmadık. Open Subtitles إذا لم تكونوا أوشكتم على تدمير السيارة نحن لم نفعل شيئا
    Buraya neden geldiniz bilmiyorum ama biz bir şey yapmadık. Open Subtitles لا أعرف ما تفعلونه هنا، ولكننا لم نفعل أيّ شيء.
    Biz bunu daha önce başka bir çiftle hiç yapmadık. Open Subtitles إننا لم نفعل هذا الأمر مع أي زوجين من قبل
    Bu yüzden harekete geçmezsek, bugün bir şeyler yapmazsak, çok yakın bir zamanda, bazılarının tabiriyle zaman ayarlı tedavi bombasıyla yüzleşeceğiz. TED لذلك ما لم نتصرف ، ما لم نفعل شيئا اليوم فسنواجه في القريب العاجل ما أسماه البعض قنبلة الزمن بالنسبة للعلاج.
    Farkındaysan diğer trenle çarpışacağız. Bir şey yapmazsak hepimiz öleceğiz. Open Subtitles نحن فى طريقنا للتصادم إذا لم نفعل شيء، سوف نموت
    Hiçbir şey yapmadık. En güvenli ve en hızlı şekilde geldik. Open Subtitles لم نفعل شئ , لقد أتينا بمجرد أن أصبح الوضع آمنا
    Olanlar oldu bir kere ve sonrasında hiçbir şey yapmadık. Open Subtitles لقد سمعنا ما سمعنا وبعد ذلك لم نفعل أي شيء
    Bunu ABD'de yapmadık, Japonya'da yapmadık ve Avrupa'da da yapmadık. TED لم نفعل ذلك في الولايات المتحدة لم نفعل ذلك في اليابان ولم نفعلها في أوروبا
    Felaketin yaklaştığını gördük fakat önlemek adına hiçbir şey yapmadık. Open Subtitles رأينا الكارثة و هي آتية و لكننا لم نفعل شيئاً لمنعها
    Bak Kim, seninle konuşmamız gerekirdi. Ama yapmadık. Open Subtitles اسمع يا كيم, كان يجب ان نخبرك, ولكننا لم نفعل
    Yanlış birşey yapmadık. Yapmış gibi de davranmayacağız. Open Subtitles نحن لم نفعل شئ مخالف للقانون ، نتصرف بشكل عادي
    Biz yanlış bir şey yapmadık. Sadece onu görmek istedik. Open Subtitles نحن لم نفعل شيئا خطأ فقط أردنا أن نراها.
    Biz bir şey yapmadık... suçlu değilsin. Open Subtitles نحن لم نفعل أي شئ. أنت الذي علية اللوم؛ أنت الذي أثرتني.
    Hoş değil ama bir şey yapmazsak hafta sonuna kadar ölmüş olacaksın. Open Subtitles ليس أمراً جميلاً، لكن إن لم نفعل شيئاً فستموتين في نهاية الأسبوع
    Bir şey yapmazsak 60 gün içerisinde karaciğer yetersizliğinden ölecek. Open Subtitles إن لم نفعل شيئاً ستموت بانهيار الكبد خلال 60 يوم
    Hiçbir şey yapmazsak, önümüzdeki iki yıl içinde jiroskoplar ya da bataryalar kullanılmaz hale gelecek ve teleskop kontrolden çıkacak. Open Subtitles إن لم نفعل شيئاً فخلال سنتين من الأن إما أداة تحديد الإتجاه أو بطارياته ستتلف وسوف يسقط خارجاً عن السيطرة
    Tamam mı? Çünkü bunu yapmazsak, elimizde hiçbir şey olmayacak. Open Subtitles لاننا ان لم نفعل هذا، لن نحصل على شيء ابداً
    Hemen bir şeyler yapmazsak, o asteroit hepimizi tuzla buz edecek. Open Subtitles إذا لم نفعل شيئا قريبا، أن الكويكب سوف يدمر كل شيء.
    Bunu daha önce hiç yapmamıştık efendim.Nasıl yapacağız? Open Subtitles لم نفعل ذلك من قبل قط يا سيدي. كيف نفعلها؟
    Yaparsak da lanetleneceğiz yapmasak da. Open Subtitles نحن ملعونون إذا لم نفعل وملعونون اذا فعلنا
    Biz kendimiz için bir şeyler yapmadığımız sürece, tanrılar bizim için hiç bir şey yapmaz. Open Subtitles الآلهة لن تفعل شيء لنا أذا نحن لم نفعل شيء لأنفسنا
    Bizzat kendiniz, yanlış bir şey yapmadığımızı söylemiştiniz. Open Subtitles أنتِ بنفسك قلتِ أننا لم نفعل شيئاً خاطئاً
    Bunu bizim yapmadığımıza kesinlikle eminim, efendim. En azından, tek başımıza. Open Subtitles إنني متأكده بأننا لم نفعل ذلك سيدى على الأقل ليس بمفردنا
    Ve kelimenin tam anlamıyla her konuşmayı kaydediyoruz. Böylece herkes her şeyi görebiliyor. Bu şekilde yapmasaydık, bir fikir meritokrasisi oluşturamazdık. TED ونقوم بتسجيل جميع المحادثات حرفياً والسماح للجميع برؤية كل شيء. لأننا إن لم نفعل ذلك، لن نتمكن من نشر ثقافة الجدارة.
    Allah'ım, zannediyorsun ki biz çok yanlış bir şey yaptık ama öyle değil. Open Subtitles يا للمسيح أنت تعتقد أننا فعلنا شيئاً غير طبيعي لكننا لم نفعل
    Beraber hiç bir şey yapmayız. Niçin? Open Subtitles نحن لم نفعل أى شيىء معآ لماذا؟
    Fakat bunu mümkün kılmamız gerektiğini biliyoruz, çünkü aksi takdirde, şu anda yüzleştiğimiz bu birçok davaya yardım edebilmek için gönüllü olmaya hiçbir zaman vaktimiz olmayacak. TED لكننا نعلم بأن علينا فعل هذا، لأننا إن لم نفعل لن نحظى بوقت للتطوع، لنساعد في العديد من القضايا التي نواجهها الآن.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more