"مكان" - Translation from Arabic to Turkish

    • yerde
        
    • yerini
        
    • yerden
        
    • nereye
        
    • yerinde
        
    • yerin
        
    • yerine
        
    • yerim
        
    • yerlere
        
    • Nerede
        
    • yerdir
        
    • yerimiz
        
    • mekan
        
    • bir yer
        
    • yere
        
    Ve bu sadece uzaktaki gelişmekte olan dünyada değil, her yerde. TED وليس ذلك فقط في عالم نامي بعيد، إنه في كل مكان.
    Hadi onlara kulak verelim böylece her yerde işe yaradığını ispat edebilsinler. TED دعونا نعطيهم الاهتمام حتى يتمكنوا من اثبات انها تنجح في كل مكان.
    Böylece bir karınca kraliçenin yakınında bir yerde işe girişebilir. TED بذلك ، فالنملة تبدأ في مكان ما بالقرب من الملكة.
    Birisinin yerini 10 ya da 20 dakikalığına kullanmamıza izin verir misiniz? Open Subtitles هل تسمح لنا باستخدام مكان شخص ما فقط ل 10أو 20 دقيقة؟
    Ve bir yerden çıkarken o anda, geriye dönüp çoğunlukla ceplerinizi yokluyorsunuz. TED وهي اللحظة التي تخرج فيها من مكان ما وتستدير وتربت جيوب البنطال.
    Örneğin, makineyi nereye koyacaklarına karar vermek yaklaşık 3 seneyi buldu. TED على سبيل المثال، تطلب الأمر منهم 3 سنوات ليقررو مكان بنائه.
    Ve neye benzediğini biliyorlar çünkü fotoğraflarını neredeyse her yerde gördüler. TED ويعرفون ما تبدو عليه لأنّهم رأوا صور لها في كلّ مكان.
    Belirli bir zamanda, ülkede bulunan insan sayısı belirli olduğuna göre, belki bireysel etkimizin daha hafif olacağı bir yerde yaşamayı seçebiliriz. TED وهناك الكثير من الناس في هذا البلد في أي وقت من الأوقات، ويمكننا أن نختارالعيش في مكان ربما سيكون أثرنا عليه أخف.
    Hayatınızın bu pakete bağlı olduğunu hayal edin, Afrika'da bir yerde ya da New York'ta, Sandy kasırgasından sonra. TED تخيل إن كانت حياتك تعتمد على هذه الرزمة، في مكان ما في أفريقيا أو في نيويورك، بعد إعصار ساندي.
    Ne zaman oğlumdan bir mektup alsam, hayal edebileceğiniz en karanlık yerde görülen bir ışık demeti gibi geliyordu. TED ومنذ مدة كنت أود الحصول على رسالة من ابني، كانت مثل شعاع من الضوء في أحلك مكان يمكن تخيله.
    Bu yaratıkları Kuzey Amazonlarda yaşadıkları yerde, Akuyiro kabilesinin vatanında ziyaret edelim. TED لنزر مكان عيش هذه المخلوقات في شمال شرق الأمازون موطن قبيلة الأكوريو.
    İyi tasarım ve halk gururunun birleşimi her yerde ihtiyacımız olan bir şey. TED إرتباط التصميم الجيد و الفخر و الإعتزاز هي شيئ نحتاجه في كل مكان.
    Performans, sanatçının belli bir zamanda, seyirci önündeki bir yerde yaptığı zihinsel ve fiziksel kurgudur ve sonra enerji diyaloğu gerçekleşir. TED العرض هو البناء المادي والعقلي الذي يقوم به المُؤدي في وقت معين في مكان ما أمام جمهور ثم يتولّد حوار ساخن.
    Yıllar boyu gördüğü kötü muamele ve işkenceye rağmen hazinesinin yerini söylemedi. Open Subtitles سنوات من إعادة التأهيل والتعذيب فقد رفض الإفصاح عن مكان كنزه. ‏
    Burası Kalp Enstitüsü. Herhangi bir yerden doktorlar giriş yapabilirler. TED هذا في مركز القلب. الأطباء من أي مكان سيستطيعون الدخول
    nereye dönsem küçük bir Margaret olduğunu anlayan o kısmımı. TED الذي يعرف أن أمثال الآنسة مارجريت متواجدون في كل مكان.
    Bir yanda, iş yerinde çocuk yuvalarının olması harika ve parlak bir fikir. TED من ناحية تضع ميزه رعاية الأطفال في مكان العمل وهو أمرٌ رائع ومستنير.
    Birlikte yemek hazırlayabilecekleri bir yerin buna uygun olduğunu düşündüler. TED واعتقدوا أن إعداد الطعام سويًا في مكان ما قد يفيدهم.
    Buradaki durum; insanın yerine bilgisayarın geçmesi değil birlikte çalışmaları. TED وهذه الحالة ليست لإحلال الكمبيوتر مكان البشر ولكن للعمل معاً
    Ama gerçek şu ki Deanna, eve döndüğümde gidecek hiçbir yerim yok. TED ولكن الحقيقة ديانا، عندما عدت لمنزلي، لم يكن لدي مكان أذهب إليه.
    Sana bunu vermek istemiştim, daha sonra bir yerlere gidersiniz, diye. Open Subtitles أردت أن أعطيك هذا لتستطيع الخروج إلى مكان آخر بعد ذلك
    Nerede olduklarını bilebilmek için bir bilgisayarlı görüş takip sistemi kullandık. TED اعتدنا رؤية الكمبيوتر في نظام التتبع من أجل معرفة مكان وجودهما.
    Bir şato gibi olmasa da, evim diyebileceğiniz harika bir yerdir. Open Subtitles لعلها ليست قصر فرنسي، ولكن مؤكد أنه مكان طيب لتدعينه بالديار.
    Başka yerimiz yok ki. Bu dostluk sonsuza kadar sürmeli! Open Subtitles ليس لدينا أى مكان آخر دع هذه الصداقة تكون خالدة
    Bir şeyler yaratırken aklımızda hep bir mekan, bir bağlam mı var? TED أنبتكر جميعاً ما نبتكره مفكرين في مكان ما، أو محيطٍ ما بعينه؟
    Öğle yemeği zamanıydı ve yemek yiyecek bir yer arıyorduk. TED قد كان وقت العشاء, وبدأنا البحث عن مكان لنأكل فيه.
    Bir yere: tasarım bebekler, dünyanın neresinde olursanız olun ya da hangi etnik kökenden, bebekler işte buna benzeyecek. TED مكان واحد: تصميم الأطفال، أين، لا فرق، أين أنت على الكوكب أو ما هو أصلك، سيبدو الأطفال مثل هذا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more