Her zaman sadece kendimizle olmamamız gerektiğini, buraya hizmet etmek için geldiğimizi biliyorduk. | TED | وكنا نعلم دائما أننا لم نوجد لأنفسنا فقط، بل نحن هنا لنقدم المساعدة. |
bildiğimiz bütün galaksilerin merkezinde devasa bir kara delik bulunur. | TED | في مركز كل مجرة نعلم عنها يوجد ثقب أسود عملاق. |
- Evet. İki numaralı kurbanla yatıp yatmadığını biliyor muyuz? | Open Subtitles | كذلك هل نعلم اذا كانت نامت مع الضحيه رقم أثنين? |
- O kendini kurtarmak için herkes lanetli. - Evet, biliyorum. | Open Subtitles | . لقد لعن الجميع لينقذ نفسه . أجل ، نحن نعلم |
Ama o sırada henüz bunu bilmiyorduk. O gece hepimizin keyfi yerindeydi. | Open Subtitles | و في هذه الليله لم نكن نعلم في هذه الليله كنا سعداء |
Bilmiyoruz. Bu yol, tapirlerin yolda ölüm miktarını azaltacak mı göreceğiz. | TED | لا نعلم ، لنر هل ستقلل من موت التابير على الطرق. |
Böyle bir durumda yapmamız gerekeni hepimiz biliyoruz, öyle değil mi? | TED | ونحن نعلم جميعاً ماذا سيحدث في هذه الحالة .. صحيح ؟ |
Ama hepimiz yeniden diriliş hikayesinden biliriz ki önce ölmek zorundayız. | TED | لكننا نعلم جميعاً من قصص الشفاء عليك أن تختبر الموت أولاً |
Yani durumun iyi olmadığını biliyorduk ve yansımaları şirketimizde de görülüyordu. | TED | نعلم أنها أرقام تبعث على الأسى، وهي تظهر نفسها في منظمتنا. |
Hepimiz biliyorduk ki sadece bir günlük bir erteleme makûldü. | Open Subtitles | كنا نعلم جميعاً أنه مسموح بيوم واحد تأخير فى الأبحار |
Bazen daha fazla oluyorduk. Ama yemek azaldığında içimizden birilerini öldüreceklerini biliyorduk. | Open Subtitles | يزيدون في بعض الأحيان، وكنا نعلم أنه عندما ينفذ الطعام سيقتلون بعضنا |
bildiğimiz kadarıyla hiçbir şey. Öğrenmeye çalıştığımız şey, ona ne yapıldığı. | Open Subtitles | لا شيء نعرفه نحن نحاول ان نعلم ما الذي عمل له |
Dikkat, Hazzard'ın güzel insanları. bildiğimiz gibi hayat bitmek üzere. | Open Subtitles | الرجاء الانتباه يا سكان هازارد الحياة كما نعلم ستعود للنهاية |
Tüyün ne anlama geldiğini başkalarının bilmesi önemli değil, sonuçta o biliyor. | Open Subtitles | ولكن الريش الابيض كلنا نعلم كايت : هذا يعني انه يملك مصدر |
-Silahın üzerinde Bay Strange'in parmak izleri vardı, biliyor musunuz? | Open Subtitles | نحن نعلم اننا وجدنا بصمات السيد سترينج على سلاح الجريمة. |
Onun, seni çok fazla sevdiğini senin de onu özleyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | اننا نعرف انة احبك جدا واننا نعلم انك سوف تشتاق الية |
Bir yanlış anlaşılma oldu, bu kadar uzun sürdüğü bilmiyorduk. | Open Subtitles | وكان هناك خلاف لم نكن نعلم أن الطريق طويل هكذا |
Hidetora'yı nasıl teslim edeceğiz, daha nerede olduğunu bile Bilmiyoruz? | Open Subtitles | ،حتى لو أردنا تسليم والدك نحن لا نعلم أين هو |
Her şeyden önce oldukça basit bir yapısı olduğunu biliyoruz. | TED | و فوق هذا و ذاك، نعلم بأنّه كان شديد البساطة. |
Bize en iyi ayrılır, Dr Dodd. biz ne yapacağımızı biliriz. | Open Subtitles | من الأفضل ان تتركنا نمضى دكتور دود نعلم ما يجب فعله |
Albie, eğer devreden çıkmak istiyorsan, en azından haberimiz olsun. | Open Subtitles | ألبي، إذا أردت الإختفاء فعلينا أن نعلم بذلك على الأقل. |
Evet, bu iyi ama yaralarının derinliklerini onu ameliyata almadan bilemeyiz. | Open Subtitles | أجل ، هذا جيد لكنا لا نعلم كيف هي إصابته قبلأننجريعليهجراحة. |
Fakat sistematik mağara kaşifliğinin yüz sene önce başlamasıyla birlikte, aslında bu mağaraların, dünyanın her kıtasında bulunduğunu öğrendik. | TED | ومع ذلك، منذ أن بدأ استكتشاف الكهوف الممنهج منذ مايقرب من قرن من الزمان، نعلم أن الكهوف موجودة في كل قارة حول العالم. |
Bu olayın arkasında kimin olduğunu bilmemiz gerekli. O kadar zamanımız yok. | Open Subtitles | نريد أن نعلم من يقبع خلف هذا، لا نملك الكثير من الوقت |
Eğer onları gündüz avlıyorsak, onların kurt olmadığını nereden bileceğiz? | Open Subtitles | إذا كُنا نصطاد بالنهار ، كيف نعلم أنّهُم ليسوا ذئاباً؟ |
Bu hayatta ne olursa olsun nezaket, cesaret ve özveri içinde her zaman olduğu gibi birbirinize bakacağınızı bilmek bizi gururlandırıyor. | Open Subtitles | أنه يسعدنا ان نعلم أنه لا شئ فى العالم يمنعكم من أن تعتنوا بأنفسكم أنتم الثلاثة , بالحب والمودة وأنكار الذات |
Ancak hepimizin de bildiği gibi, hiçbir şey mükemmel değildir ve bazen süperiletkenin içerisinde manyetik alan kalır. | TED | و لكن الصورة ليست دائماً مثاليةً، كما نعلم جميعنا، فأحياناً تبقى خطوط من الحقول المغناطيسية داخل الموصل الفائق. |