Evrimin nihai ürünü olduğumuzu düşünmek Sanırım çok kibirlice olurdu. | TED | وأعتقد أنه من الغرور منا أن نعتقد أننا نهاية التطور. |
Sanırım bundan kaçınmanın tek yolu, korkunç görünen bir hastalığa sahip olmak ve böylece açıklama yapmak zorunda kalmazsınız. | TED | وأعتقد بأن الوسيلة الوحيدة لتجنبها هي أن يكون لدي مرض خطير مرئي، ومن ثم لا يجب عليكم شرح ذلك. |
Ve Bence tiyatro tam olarak ışık ile hayatı iyileştirebileceğimiz bir yer. | TED | وأعتقد أن المسرح هو المكان الذي يقوم فيه الضوء حقاً بتعزيز الحياة |
Bu benim için üst düzey tasarruf ve Bence anneannem de böylesini isterdi. | TED | هذا بالنسبة لي هو قمة حسن التدبير، وأعتقد أن هذا ما ستحبه جدتي. |
Okyanus için çalışan gönüllü bilim insanı birliğine ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. | TED | وأعتقد بأننا نحتاج إلى تحالف من العلماء المواطنين من أجل المحيط. |
Şuna inanıyorum ki, eğer insanları bundan uzaklaştırırsanız, insanları aslında başarısızlığa doğru yönlendirirsiniz. | TED | وأعتقد أنه عند دفع الناس بعيدا عن ذلك، تدفعهم نحو المزيد من الفشل. |
Sanırım asıl istediğim de bu; birbirimize arka çıkmak ve birbirimizi kollamak. | TED | وأعتقد أن ما أريده بشدة، هو أن نكون مستعدين ونحمي بعضنا البعض. |
Sanırım 2009'a kadar bu haber sonunda İngiltere'ye ulaştı. Bu yüzden, Sanırım Gordon Brown'ı da bu listeye eklemeliyim. | TED | وأعتقد أنه بحلول 2009، هذه الأخبار وصلت أخيراً لبريطانيا. لذا فمن المرجح أن أضم غوردون براون لهذه القائمة أيضاً. |
Fakat Sanırım beni fazla etkiledi, herhalde, diğerlerinden daha fazla. | Open Subtitles | لكني كنت أكثر المتضررين، وأعتقد إنها ستؤثر على الكثيرين غيري |
Savaşa giderken ağabeylerine söylemiştim... Sanırım senin için de vakit geldi. | Open Subtitles | قلته لإخوتك عندما ذهبوا للقتال وأعتقد أنه حان الوقت بالنسبة لك |
Kilosu hakkında aptalca şeyler söyledim ve Sanırım onu birazcık üzdüm. | Open Subtitles | لقد قلت تعليقاً غبياً حول وزنها وأعتقد أني لربّما أزعجتها قليلاً |
Bence dünyanın bu bölümündeki kadınlar insanların yerel ve bölgesel olarak birbirine bağlanması için kültürü önemli bir etken olarak görüyorlar. | TED | وأعتقد أن المرأة في هذا الجزء من العالم أدركت أن الثقافة هي عنصر مهم لربط الناس على حد سواء محليا وإقليميا. |
Bence birkaç yıl içinde, insanlar pilotsuz, elektrikli bir VTOL hava taksisine binmek konusunda kendilerini oldukça rahat hissedecekler. | TED | وأعتقد أنه في غضون بضع سنوات، سيكون الناس مرتاحين جداً بالترحل في تاكسي جوي كهربائي وذاتي القيادة مثل فيتول. |
Bence hep birlikte, bu gerçekliği yaratabiliriz, ve umuyorum yapabilirsiniz de. | TED | وأعتقد أننا معًا يمكننا خلق هذا الواقع، وآمل أن تفعلوا ذلك. |
Bence eğer bir şeyi görebiliyorsanız, o olabilirsiniz, değil mi? | TED | وأعتقد أنه إذا جعلت الآخرين قدوتك، يمكنك أن تكون مثلهم، |
Bu sonun bizimde elimizde olduğunu düşünüyorum ama gerçekten beraber hareket etmemiz gerekecek. | TED | وأعتقد أن تحقيق هذه النهاية في متناول أيدينا، لكن سيتطلب ذلك تعاوننا جميعًا. |
Seks dürtüsünün, etrafta gezinip değişik değişik eşler aramak için evrimleştiğini düşünüyorum. | TED | وأعتقد أن الدافع الجنسي تطوّر فيوصلك إلى هناك، باحثاً عن شريك العمر |
bunu bir şekilde tahmin ediyorum, Bu zor olmalı, buna bir şekilde inanıyorum. | TED | وأعتقد على نحو ما، أنني أؤمن بطريقة ما بأنها يفترض أن تكون صعبة. |
Bundan daha büyük bir sebep göremiyorum. galiba azmim inancımdan geliyor. | TED | ولذلك لا أستطيع التفكير في قضية أكبر، وأعتقد أني مندفعة بإيماني. |
Ayrıca, hata yapmışım gibi hissetmemi sağlamaya çalışarak, fazlasıyla kütahlık ediyorsun. | Open Subtitles | وأعتقد أنك وقح للغاية لتجعلني أشعر .. أنني فعلت شيئاً خاطئاً |
düşündüm ki onun ilk arkadaşı olduğundan bana yardım edebilirsin. | Open Subtitles | وأعتقد أنك صديقه الوحيد هنا, لذا فكرت أنه يمكنك مساعدتي |
Çoğu insan için uyan zilinin bir hastalık biçiminde geldiğini sanıyorum. | TED | وأعتقد أن لكثير من الناس، هذا التنبيه يأتي على هيئة مرض. |
Beni yalnız başıma bıraktılar. Oda arkadaşım olur sanıyordum. Konuşacak bir insan falan. | Open Subtitles | لقد وضعوني هنا لوحدي وأعتقد أنني أحتاج لشريك أتحدث معه |
Bence bunun derinlerdeki nedeni, onun kolayca yayıldığını biliyor olmaları. | TED | وأعتقد أن السبب أنهم في قرارة أنفسهم، يعلمون سهولة انتشاره. |
ve ben sadece düşündüm de harika olurdu, onun anısına bir şeylerle katkıda bulunmak gerçekten iyi olurdu. | TED | وأعتقد انه سيكون من الرائع، أنه سيكون جميلا حقا أن نسهم بشيء لذكراه. |
ve bana, bugün bizim için ve çalıştığım iş için çok önemli olduğunu düşündüğüm üç ders verdi. | TED | وقد علمتني ثلاث دروس وأعتقد أنها مهمة جداً بالنسبة لنا اليوم، وبالتأكيد في العمل الذي أقوم به. |
ve bunu destekleyerek de iyi bir iş çıkardığımız kanısındayım. | TED | وأعتقد أننا قطعنا شوطاً طويلاً في تقديم ذلك. |