Önemli olan, bu büyük projenin yayınlandığında üstünde senin adının yazacak olmasıdır. | Open Subtitles | المهم هو أنه عندما ينشر هذا المشروع الضخم، فإنه سيحمل اسمك عليه |
Önemli olan, temiz ve güzel bir insan olarak hatırlanman. | Open Subtitles | المهم هو أنه يجب أن يتذكركِ الناس كإنسانة جميلة ونظيفة |
Önemli olan, şimdi hepimiz buradayız ve seni gördüğümüze de seviniyoruz. | Open Subtitles | أنها تخرب الخطة. الشيء المهم أننا كُلنا هنا، ونحن سعداء لرؤيتك |
Sonra bölgeyi kontrol altına alırız. Önemli olan da bu. | Open Subtitles | ثم علينا أن نسيطر على المقاطعة ، ذلك مهم للغاية |
Önemli olan tek şey onu, Amerika topraklarında suikasta uğramaktan kurtarmak. | Open Subtitles | الوحيد الذي يهم أن نبقيه بأمان من الاغتيال على تراب أمريكي |
Bence Önemli olan tek perspektif kuralı şudur: İnandırıcı görünüyorsa, başarılı olmuşsunuz demektir. | TED | القاعدة الوحيدة المهمة للمنظور في اعتقادي هي، اذا كانت قابلة للتصديق، لقد نجحتم. |
Unutma ki bu hayatta Önemli olan, gerçekten hissettiğin şeyleri söylemektir. | Open Subtitles | وتذكر أنه من المهم في الحياة أن تقول ما في خاطرك |
Bu, hayatın bir parçasıdır. Önemli olan bittiklerinde ne yaptığımız. | Open Subtitles | انه جزء من الحياة المهم هو طريقة تعاملنا مع النهاية |
Önemli değil. Önemli olan benim haklı olmam. Bu senin kararın. | Open Subtitles | لا يهم ، المهم هو أنى كنت على حق قرارك أنت |
Önemli olan, arkadaşı için seçtiği üzümler arkadaşını öldürmüş olabilir. | Open Subtitles | المهم هو أني أظنها قد قطفت التوت الذي قتل صديقتها |
Ama şuan Önemli olan bir devlet dairesinde çok sıkı çalışıyor olması. | Open Subtitles | و لكن الشيء المهم هو ان .. عملها كرسميه عامه يعتبر صعب |
Önemli olan, onu odasından uzak tutmak ki biz gidip arayalım. | Open Subtitles | الشيء المهم هو إبعادها عن غرفتها بالفندق حتى نتمكّن من تفتيشها. |
Bak asıI Önemli olan sonuçta vergi mükelleflerinin binlerce dolarını kurtardık ve evimdeki "Arananlar" duvarımda bi kişilik yer açıIdı | Open Subtitles | أنظر، الشيء المهم هو أنّنا وفرنا على دافعي الضرائب آلاف الدولارات وأنا لدي لوح جديد في المنزل لأكبر مطلوبي العدالة |
Kazanmak ya da kaybetmek önemli değil. Önemli olan fark yememek. | Open Subtitles | ليس مهم أن تفوز أو تخسر المهم أن تتغلب على النتائج |
Benim için Önemli olan gelinimin sevgisini, ailesinin de güvenini kazanmaktır. | Open Subtitles | هذا مهم بالنسبة لي لأحوز على عواطف زوجتي و ثقة عائلتها |
Önemli olan tek şey, seni emanet edeceğim adamın iyi bir adam olması. | Open Subtitles | والشئ الوحيد الذي يهم هو أن يكون الرجل الذي سأسلمك له رجلاً جيداً |
O zaman bende benim için çok Önemli olan şeyleri bir kutuya koyarım. | Open Subtitles | ماذا بشأن ضربة مباشرة؟ عندها يكون عندي صندوقا أضع فيه الأشياء المهمة حقا |
Fakat Önemli olan Tüm TTA grup hastalarının kemoterapi hastalarının maruz kaldığı yan etkilerden hiçbirine maruz kalmadılar. | TED | لكن من المهم جدّا أن مجموعة الحقل المعالج للورم لم تعاني من أيّا من الأعراض الجانبية المميزة لمرضى العلاج الكيميائي. |
Ama Önemli olan sadece kalp olsaydı ihanet olmazdı. | Open Subtitles | لكن إن كان الإخلاص هو ما يهمّ فقط ؛ . فلن يكون هناك خيانة |
Bak, Önemli olan, ne kadar üzgün olduğumu bilmeni istedim. | Open Subtitles | انظر الشئ المهم اني اريدك ان تعلم أني متأسفة جدا |
Yani Önemli olan kişilerin kendi modellerini anlamalarını sağlamak. | TED | لذلك فإن أهم شيء هو تعبيرالناس عن نماذجها. |
Hayır, Önemli olan, kuşlar, onlar iyi, değil mi? | Open Subtitles | لا, المغزى هو أن الطيور تتدبر أمرها, صحيح؟ |
Önemli olan, Andy'nin bize ihtiyacı olduğu zaman burada olmamız. | Open Subtitles | ما يهم هو أننا هنا من أجل أندى عندما يحتاجنا |
Önemli olan soru; seni izleyenler hakkında bir şey biliyor mu? | Open Subtitles | السؤال هو هل يعلم هو أى شئ عن من يقوم بتعقبك؟ |
Onu öldürdüm mü öldürmedim mi anlamadım. Önemli olan da bu. | Open Subtitles | لا يهمني إن كنت قتلته أم لا ، هذا ما يهمني |
Önemli olan, size güvenebilmem, dostlarıma, karakterim hakkında şahitlik etmeniz için. | Open Subtitles | الأهم هو أني أستطيع الإعتماد عليكم يا أصدقائي كشهود على سلوكي |
Önemli olan sadece verilen bilgi ve tavsiyenin kalitesi mi? | TED | هل ما يهم حقا هو فقط نوعية النصيحة و المعلومات؟ |