| Duygusal anılar buraya kadar. Birkaç soru ve sonra hemen sıvışacağım. | Open Subtitles | يكفينى هذا القدر من الذكريات عندى بعض الأسئلة و سوف أرحل |
| Hayatımın en güzel yılları bugün bile mutluluk veren anılar. | Open Subtitles | أفضل السَنَوات في حياتِي الذكريات التي منها إجلبْ بهجة اليوم |
| Ama artık öldü ve ondan geriye sadece bu anılar kaldı. | Open Subtitles | ولكن هذا انتهى تلك الذكريات هي كل ما تبقى لي منه |
| Canlı anılar, içi boş üniformalar sergi için titizlikle paketlendiler. | Open Subtitles | ذكريات حية, وازياء خالية كلها مُعبأة بعناية للمعرض ايها الملازم |
| Paylaştığımız ve senin duygusuzca attığın anılar öldüğün güne kadar peşinde olacak. | Open Subtitles | ذكريات ما تشاركنا به وابتعادك بقسوة قلب.. ستطاردك بلا شك حتى وفاتك |
| Ama elde ettiğimiz bir şey vardı... ...oldukça keyifli anılar. | Open Subtitles | لكن كل الذي حصلنا عليه بعض من الذكريات المضحكة الجميلة |
| Sadece anılar benim çocuğa sahip are from this camp. | Open Subtitles | الذكريات الوحيده التى لدىّ مُنذُ طفولتىّ. هى من هذا المُعسكر. |
| Siz, namuslu bakireleri bilmem; ama ben buraya güzel anılar için geldim. | Open Subtitles | أنظرن, لا أعرف عن طهركنّ أيتها العذارى ولكني هنا لصنع بعض الذكريات |
| Kardeşiyle barışmayı denedi ama kötü anılar, iyilerin önüne geçti ve kaçtı. | Open Subtitles | حاولت أن تشكرها و لكن الذكريات السيئه طغت على الجيدة و خرجت |
| O anılar bir görüşten geliyordu, daha onların garipliğinin farkına vardığında. | Open Subtitles | تلك الذكريات قد غابت عن مجال رؤيتك، إلا أنك مدرك لغيابها. |
| Sonrasında bir de bakmışım, anılar dalgıç kuşu gibi birden geri gelmiş. | Open Subtitles | ثمّ الأمر التالي الذي أعرفه، تعود إليّ الذكريات مُجدّداً، وتُغرقني كالطائر السامك. |
| Anılarınız var ve bu anılar kim olduğunuzu oluştururken yardımcı oluyor. | TED | وبالتالي تملكون الذكريات، وهذه الذكريات تساعد في تكوين شخصياتكم، |
| Tabii ki ortada anılar, arzular, niyetler, duygular vesaire var. | TED | قطعًا توجد الذكريات والنوايا والأحاسيس وهكذا. |
| Birçok kişi bana hayatım boyunca zarar verdi ve ben hepsini hatırlıyorum. Ama bana yardımcı olan insanlar ile karşılaştırınca onlar solgun ve silik anılar haline geldiler. | TED | كثير من الناس آذوني في حياتي، وأنا أتذكرهم جميعا ً لكن الذكريات تنمو شاحبة وباهتة بالمقارنة مع الناس الذين ساعدوني. |
| Sonunda, elimde tek kalanlar saçma anılar ve onları paylaşacak kimsenin olmamasıydı. | Open Subtitles | وفى نهايه المطاف كل ما لدى ذكريات تافهه ولا احد لاشاركه بهم |
| Ama anılar yaşadık, dostlar kazandık esrarkeşler devrildi ve gerçekler ortaya çıktı. | Open Subtitles | لكن ذكريات تم صنعها، ،حلفاء جدد ،حشاشون آيلين للسقوط والحقيقة تم فضحها |
| Tedavisine başladığımız zaman aklında geçmişe dönük net anılar yoktu. | Open Subtitles | عندما بدأتُ بعلاجها لم يكن لديها ذكريات مميزة عن ماضيها |
| Biraz daha açarsak geçen sürede olayla ilgili anılar zayıflamaya başlar ve... | Open Subtitles | لتوضيح أكثر، ذكريات الجريمة تميل إلى التلاشي مع مرور الوقت بعد وقوعها، |
| O sarılmaları işlediğine dair beynine sahte anılar yerleştirdiğinize inanıyoruz. | Open Subtitles | نظنك زرعت ذكريات كاذبة في مخه عن اقترافه تلك الجرائم. |
| XL: anılar çok yönlü ve dinamiktirler, ama sadeleştirmek adına, anıyı film klibiymişçesine hayal edelim. | TED | شو: كل ذاكرة معقدة و ديناميكية، لكن فقط للتبسيط، دعنا نتخيل الذاكرة كلقطة من فيلم. |
| Küçük anılar, şuradan, buradan ama en çok hatırladığım şey, onu sevdiğimdi. | Open Subtitles | هناك بعض اللحظات الصغيرة و أشياء هنا و هناك . لكن أكثر ما أذكره منها أنني أحببتها |
| Bak, bizim anılar gerçek yapmak zorunda, ve gerçek çevrelerindeki her şeyi, ya da bu yolla alacağım asla. | Open Subtitles | النظرة، نحن يَجِبُ أَنْ نَجْعلَ ذكرياتنا حقيقي، وكُلّ شيء حولهم حقيقي، أَو نحن مَا سَنَعْبرُ هذا. |
| Sakladığınız anılar çok garip şeyler oluyor. | Open Subtitles | إنّها لغريبةً، تلك الذّكريات الّتي نختزنها. |
| Şişman ve can sıkıcı oldular. anılar için yaşarlar, korkunç kadın hafızası! | Open Subtitles | .عندما ألتقيهن تغرقن بالذكريات .هذه الذاكرة الرهيبة للمرأة |
| Bunu konuşmuştuk. Sahip olduğun anılar sana ait değil. | Open Subtitles | تحدثنا عن هذا ، الذكريات التي لديك ليست ذكرياتك |
| Çizgi filmdeki kuş ne zaman omuzuna konacak? - Peki. Demek Daphne ile yaşadığım bazı anılar mükemmel. | Open Subtitles | حَسَناً، لذا لَرُبَّمَا ذكرياتي دافن مثالية. |
| Yapma ama. Yanında hasta olduğum zamandan kalma anılar taşımanı istemiyorum. | Open Subtitles | بربّك، لا أريدك أن تحتفظ بذكريات عندما كنتُ مريضة. |
| Gün boyunca elde ettiğimiz değerler ve anılar çok hassastı ve kolaylıkla kaybedilip unutuldular. | TED | إن الأحداث والذكريات التي نجمعها خلال اليوم ضعيفة للغاية، ومن السهل فقدانها ونسيانها. |
| Pekâlâ, yeni anılar edinmekte sorun yaşıyor musunuz? | Open Subtitles | حسناً أذاً هل لديكِ أي مشاكل في صنع الذاكره الجديده ؟ |
| anılar garip zira. | Open Subtitles | فالذكريات شيئاً مريب |
| Tekneler, onları test etmek cezirle beraber anılar yeniden geliyor. | Open Subtitles | لقد أصلحت القوارب, و أختبرتهم و كل ذكرياتى معكى تأتى مثل المد و الجزر |