Eğer özgün biri olduğumu hissediyorsanız bana güvenme ihtimaliniz yüksek. | TED | إذا شعرتَ أنني إنسانة صادقة، فيوجد احتمال أكبر لوثوقك بي. |
Ve ben bir gün eve giderken, kocasının arkadaşından bir telefon geldi bana, arkadaşına olanlardan dolayı neşesinin kaçtığından söz ediyordu. | TED | وكنت أقود السيارة إلى المنزل في أحد الأيام، وتلقيت مكالمة من صديق الزوج، إتصل بي لأنه كان محبطاً لما يجري لصديقه. |
Bütün gece bana vurup durdu. Çocukluk hali işte, bilirsin ya. | Open Subtitles | لقد كانت تتحرش بي طوال الليل، الأطفال يبقون أطفالاً، كما تعلم. |
Ve 21. yüzyılda yaşayan Amerikalı bir sanat tarihçisi olarak bana göre, resmin bana seslendiği an işte oydu. | TED | و بالنسبة إلي، كمؤرخة للفن الأمريكي من القرن الحادي عشر، كانت هذه هي اللحظة التي تحدثت فيها اللوحة إليّ. |
KB: O, hayır, hayır, hayır. bana sağ elle yapıp yapamayacağımızı sordu. | TED | كيث بارى: كلا. لقد طلب مني استخدام يده اليسرى، ولكن الأمر مستحيل |
bana güvenmediğin için aptalca bir şey yapmak zorunda kalıyorum. | Open Subtitles | هذا حمق، وشيئ غبي لكي يفعل، لأنك لا تثقين بي |
bana ne yaptığını anlamak için yüksek zekâ gerekli değil | Open Subtitles | لم ادرس الكثير من التعليم العالي لارى مالذي تفعله بي |
Biliyorum, buraya gelmek sizin için çok zor ama bana güven. | Open Subtitles | أعلم أنه صعب عليكما العودة إلى هنا ، لكن ثقي بي |
Siz aklınızı mı oynattınız? Bunu bana yapmanıza izin vermem! | Open Subtitles | هل أنتم يا رفاق مجانين لا يمكنكم فعل هذا بي |
Birdenbire, hiç sebep yokken ortaya çıkıverdi ve bana İngiltere'ye geldiğini ve ilgimi çekebilecek bir şeyler bildiğini söyledi. | Open Subtitles | فجأة قام بالإتصال بي , و أخبرني أنه وصل إلى البلاد و قال أن لديه شئ ربما سيثير اهتمامي |
İçgüdülerin çok iyi, bana 20 yıl önceki halimi hatırlattın. | Open Subtitles | غرائزك وردات فعلك رائعة جداً وتذكرني بي قبل 20 عاماً |
İçeri ve dışarı gitti ve teker teker her vuruşta sınıf arkadaşlarımın okurken dikkatleri dağıldı ve bana bakmaya başladılar. | TED | كان ذلك يجري داخليًا وخارجيًا، ومع كل ضربة، واحدة تلو الأخرى، توقف زملائي عن التركيز في القراءة وبدأوا بالنظر إليّ. |
bana bir baba gibidir. Hukuk fakültesinden mezun olduğumdan beri onunla çalışıyorum. | Open Subtitles | إنه أشبه بوالد بالنسبة إليّ أعمل لحسابه منذ تخرجي من كلية الحقوق |
Gerçi sır tutmak, bana pek de anlamlı gelmiyor artık. | Open Subtitles | برغم أن كتمان الأسرار قد فقد مغزاه بالنسبة إليّ الآن. |
Bilmiyorum. Seni çarpan şu serseri zaten bana çok kızgın. | Open Subtitles | لا أعلم , ذاك اللص الذي طعنك غاضب مني جداً |
Kitabı sadece okumakla kalmamış, aynı zamanda onu sahiplenmişti ve bana devamında ne yazacağımı söylerken, kendini ispat etmiş hissediyordu. | TED | أنها لم تقرأ الكتاب فقط، لكنها أتخذت وضع المالك له ولها مبرراتها في أن تخبرني ماذا أكتب في الجزء الثاني. |
bana bunu anlattı, ve anlatırken çok eğleniyor ve gülüyordu. | TED | لقد اخبرني هذه القصة وكان سعيداً بها و اخذ يضحك |
İki yıl önce bana evlilik teklif ettiğinde, hazır değildim. | Open Subtitles | وعندما تقدمت ليّ منذ سنتين، أنا فقط لم أكن مستعدة |
Hiçbir şeyi ondan saklamadım. O çok iyiydi. bana güvenirdi. | Open Subtitles | لم اُخفى عنه شيئا, لقد كان طيبا, وقد وثق بى |
sonra devam etti ve bana dönerek dedi ki, "Sen Amerikalısın, | TED | واستمر في الشجب .. ومن ثم استدار نحوي وقال أنت أمريكي |
bana gelince, tabi ki, vücut dilime tamamen inanmam lazım. | TED | و بالنسبة لي طبعا علي ان اثق تماما بلغة الجسد |
bana bir şans verdin ve bambaşka bir dünyaya girdim. | Open Subtitles | و تفتحت على هذا العالم المختلف عني لقد غيرت حياتي |
Bir öğrenci bana olan bir mektubunda onlara neden beyefendiler dediğimi anladığını yazmış: | TED | في احد رسائلهم الي ، كتب طالب انه يعرف لماذا اناديهم بالرجال النبلاء. |
bana söyleyecek bir şeyin yok, çünkü bu gerçek değil. | Open Subtitles | لا يوجد لديكِ شيء تخبريني به لأن ذلك ليس حقيقيًا |
Şu an derisi yüzülmüş... ...bu aslan pençesine bakıyoruz. bana korkutucu bir şekilde... ...bir insan elini hatırlatıyor. İroniktir ki onların kaderi bizim ellerimizdedir. | TED | وطبعاً عندما ننظر الى كف اسد .. تم سلخه .. يذكرنا ذلك .. بكف الانسان .. وهذا مثير للسخرية .. لان مصيرهم بين أيدينا |
bana karşı çok iyi, beni seviyor, benim için hayatını değiştirdi. | Open Subtitles | كان جيدًا جدًا معي و يحبني و غيّر حياته من أجلي |
Evet, benim için uygundur. En iyisi adresinizi bana veriniz | Open Subtitles | أجل، لا بأس بذلك معي من الأفضل أن تعطيني عنوانكِ |