- Bu ev kederle dolu. - Bir de bana sor. | Open Subtitles | ــ هذا المنزل مليئ بالحزن ــ أخبرني عن ذلك |
Olmaz, Ezra'ya zaten yalan söyledim. Bir de hırsızlık yapamam. | Open Subtitles | لا، لقد كذبت على ايزرا لا أريد أن اسرقه ايضاً |
Wallmart'a gidip beyaz kadın bluzu satın aldım... Bir de kadın çantası. | Open Subtitles | ذهبت إلى محلات وولمارت، واشتريت قميص نسائي أبيض وايضا حقيبة يد بيضاء. |
Kazara ölmek vardır, kendini öldürmek vardır, Bir de başkasını öldürmek vardır. | Open Subtitles | فثمة حادث موت عرضية و ثمّة انتحار و أيضاً ثمة جريمة قتل |
Bir de her şeyi kontrol eden bir Yapay Zekâmız vardı. | TED | ومن ثم كان لدينا الذكاء الصنعي الذي يتحكم في كل شيء. |
Bir de, bir kutu eldivenimiz kaldı ve tedarik dolabının anahtarını bulamıyorum. | Open Subtitles | وأيضًا لقد نفذت لدينا القفازات وأنا لا يمكنني العثور على مفتاح الخزانة |
O, Bir de kitabın son ve gerçek baskısını kimsenin okuduğuna inanmıyorum. | Open Subtitles | بالإضافة إلى هذا، لا أظن أن أحداً منا قرأ كل شيء يعد |
Bir de canlıyken daha kolay yutuluyor, | Open Subtitles | عدا عن ذلك حين يكون حيا لن يكون بلعه صعبا |
- Bir de o küpeyi merak ediyordum. - Hangi küpe? | Open Subtitles | ـ انا ايضا اتسائل عن ذلك القرط ـ اي قرط؟ |
- Bir de bana sor. - Çok güzel olmuş. | Open Subtitles | ـ أخبرني عن ذلك ـ يبدو لطيفاً, لقد قمت بعمل رائع |
Ve herkesi işin içine katmak burada çok önemli. Çünkü bu sadece onlara bilgi vermekle ilgili değil, onlara harkete geömek için Bir de imkan sunmak. | TED | بصورة تفاعلية مثل ما رايتم لان اعطاء المعلومات ليس وحده المحور بل اعطاء الخيارات وفرص التصرف ايضاً |
Bir kovalanan olduğunda Bir de kovalayan olduğunu biliyor olmalısınız. | Open Subtitles | يجب أن تكونى قد أدركت أن هناك تعقب و أنه هناك ايضاً متعقب |
Bir de sanırım Otto Bellman ile ilişkimi kıskanıyordu. | Open Subtitles | وايضا,اعتقد انه غيور جدا بشأن علاقتي مع سالفك اوتو بيلمان |
Bir de başımın üstünde dev bir fil duruyormuş gibi. | Open Subtitles | و أيضاً و كأن هناك فيل ضخم يقف فوق رأسى |
Bir de kızgın olanlarla tanıştım, ve kızgınlık şiddete dönüşebilir, ve hepimiz buna aşinayız. | TED | ومن ثم إلتقيت بعضهم من الذين كانوا غاضبين، والغضب الذي تحول إلى عنف، وجميعنا مطلع على ذلك. |
Bir de kâr amacı olmayan iyi bir ortak lazım. | TED | وأيضًا ستكون بحاجة لشريك رائع وغير ربحي. |
Fren koruyucusundan asbest, kurşunlu benzin tamirci tezgahı, Bir de ayrıca anne bir jeneratörün ürettiği yüksek akımla elektrik verildi. | Open Subtitles | حرير صخري من أجمة مبطنة غازولين مشبع بالرصاص مقعد ميكانيكي تعرف بالإضافة إلى أن الأم تم صعقها بالكهرباء باستخدام تيار |
Ve Bir de, üretilen tuzlu su çoğu kez denize geri pompalanır. | TED | كما أن الأجاج الناتج غالباً ما تتم فقط إعادة ضخه إلى البحر. |
Kocama bunun neden olduğunu açıklamak zorunda kalmamayım Bir de. | Open Subtitles | وآخر ما أحتاجه هو أن أشرح لزوجي سبب حدوث ذلك. |
Şöyle ki, Bir de mahkemeye gitmediğim için hakkımda yakalama emri varmış. | Open Subtitles | حسناً ، كان هناك أيضاً أمر قضائي بينما لم أحضر إلى المحكمة |
Bir lastik al, sonra Bir de sopa sokakta döndür dur. | Open Subtitles | أحضري إطار , و بعدها أحضري عصا و اركضي بالشارع بها. |
Bir de ben soğuk karşılandım sanıyordum. | Open Subtitles | وأنا من كنت أظنّ أني حظيت باستقبال بارد. |
Bir de iyi tarafından bak. Yeni bir gücün var. | Open Subtitles | حسناً، أنظري إلى الجانب المشرق فلقد حصلتِ على قدرة جديدة |
İnsanlar "Kız çocuklar küçükken harikadır ama Bir de genç olunca gör." derlerdi. | Open Subtitles | وكان الناس يخبروني أن البنات رائعات وهن صغيرات لكن انتظري حتى تصبح مراهقة |
Şimdi Bir de bu gizemli ikinci halkayı açıklamamız gerek. | TED | أما الآن، علينا أيضًا أن نفسر هذه الحلقة الأخرى الغامضة. |