"bu kadar" - Translation from Turkish to Arabic

    • كل هذا
        
    • لهذه الدرجة
        
    • جداً
        
    • بتلك
        
    • بهذا القدر
        
    • جدا
        
    • هذا كل ما
        
    • مثل هذه
        
    • لهذا الحد
        
    • إلى هذا الحد
        
    • بهذا الشكل
        
    • كثيراً
        
    • كل تلك
        
    • للغاية
        
    • من هذا
        
    Olağanüstüydü ve bize bu kadar çok güvendiği için... ...kendimizi minnettar hissettik. TED وكان امراً استثنائيا .. شعرنا بالامتنان انها تثق فينا كل هذا الحد
    Banka bu kadar parayı tutmak için yeterince güvenli mi? Open Subtitles تعتقد ان المصرف آمن كفاية لدرجة يحتوي كل هذا المبلغ
    bu kadar işimiz varken, bu yaptığın tek kelimeyle sorumsuzluk. Open Subtitles النوم ونحن منشغلون لهذه الدرجة هذه هي عدم المسئولية بحق
    Bunun bu kadar hızlı olmasının nedeni mobil işbirliği nedeniyledir. TED السبب أنه يحدث بسرعة جداً هو بسبب التعاون بتقنيات الموبايل.
    Ama bu kadar basit olsaydı hepimiz her şeyi aynı şekilde görürdük. TED لكن لو كان الأمر بتلك البساطة، لكنا رأينا الأشياء كلها بنفس الطريقة.
    Birinin kızarmış patatesten bu kadar hoşlandığını ilk kez görüyorum. Open Subtitles لم أر في حياتي شخصاً يحب البطاطس الناشفة بهذا القدر.
    Sonuçta; bilinç gibi bir şey hakkında insanların fikrini değiştirmek çok zordur, ve bunun neden bu kadar zor olduğunu sonunda anladım. TED إنه من الصعب جدا أن نغير عقول الناس عن شيء ما مثل ا لإدراك و تبين لي بشكل نهائي السبب في ذلك
    Ben birkaç soru sorarım, sen birkaç soru sorarsın, bu kadar. Open Subtitles سأسأل بعض الأسئلة، وستسأل بعض الأسئلة هذا كل ما في الأمر
    Öğrencileri bu kadar erken sahaya götürmek... senin o kötü fikirlerinden birine benziyor. Open Subtitles أخذ الطلاب إلى مجال العمل يعتبر مبكراً جدا كل هذا بسبب أفكارك الرديئة
    Ama bu kisi Amerikan olursa bu kadar parayi isviçre'ye transfer edemez. Open Subtitles و لكن مخبأ أموال أمريكي لن يصل لسويسرا مع كل هذا المال
    bu kadar paran varken, neden sürekli bir kayalıktan atlamak istermiş gibi duruyorsun? Open Subtitles مع كل هذا المال, لماذا دائما يبدو عليك كانك ستقذف بنفسك من المنحدر
    Şimdi madem bu kadar yakın arkadaşlarsınız neden onu eve götürmedin? Open Subtitles الان، لو أنكما صديقين لهذه الدرجة لم لا تتبعها إلى البيت؟
    Madem bu kadar kibirlisin,bana sana harcadığım şeyi geri ver.İki gece. Open Subtitles إن كنت متكبر لهذه الدرجة فأعد إلي إذاً ما أمضيته معك
    Keşke özgürlüğe, kendi gezegenimde de bu kadar değer verilse. Open Subtitles لو أنهم فقط كانوا يقدرون الحرية لهذه الدرجة على كوكبي
    Doğduğunda, Bayan Scarlett da çok güzeldi, ama bu kadar değil. Open Subtitles بالطبع، السيدة سكارليت كانت جميلة جداً عند ولادتها، لكن ليس مثلها
    "Yaşayan canlılar yaratmak bu kadar kolaysa, neden kendimizden birkaç tane yaratmayalım?" TED إذا كانت صناعة الكائنات الحية بتلك السهولة، لما لا تصنع بعضها بنفسك
    Bizden niye bu kadar nefret ettiklerini hâlâ anlamış değilim. Open Subtitles و لكنني ما زلت لا أفهمه لماذا كرهونا بهذا القدر
    Anlattığı o korkunç hikâye kadar hiçbir şeyin beni bu kadar etkilediğini bilmiyorum. Open Subtitles لا ادرى كم شعرت بالأعجاب جدا بالطريقة التى روت بها هذه القصة المريعة
    - bu kadar, tek bir iş! - Jim, yapma, sakin ol. Open Subtitles هذا كل ما فى الامر جيم , هيا يا رجل , اهدأ
    İçimden gelerek söylüyorum, bana eşlik etmenizden hiç bu kadar zevk almamıştım. Open Subtitles التى لم أكن لأتوقعها أشعر بأننى لم أستمتع بصحبة مثل هذه أبداً
    Neden bu kadar çok bozulmuş bir bedene dönmek isteyeyim ki? TED لم أريد العودة إلى ذلك الجسم الذي تحطم لهذا الحد ؟
    Niçin bu kadar önemli olduğunu anlamıyordum. Hala da öyle. Open Subtitles لم أفهم سبب أهمية كرة السلة الكبيرة إلى هذا الحد
    Hangi fiyattan olursa olsun, hiç bir reklam, zekice hazırlanmış pazarlama kampanyası bu kadar fazla iyi niyet yaratamaz veya üretemezdi. TED ولا يوجد أي كم من الدعايا أو حملة تسويقية بارعة مهما كانت تكاليفها تستطيع أن تنتج تلك الإرادة القوية بهذا الشكل
    bu kadar sevdiğim adamın izin verirsem beni öldüreceğini fark ettim. TED أدركت أن الرجل الذي أحببته كثيراً كان سيقتلني لو سمحت له.
    bu kadar soruna girdiğine göre Joey'yi çok seviyor olmalısın. Open Subtitles انت بالتأكيد تحب جوى كثيرا للذهاب الى كل تلك المشاكل
    Çok gizli efendim, bence, yüzbaşının bilmesi gerekenler bu kadar. Open Subtitles إنها سريةٌ للغاية, سيدي، وأظن أن النقيب ليس بحاجةٍ لمعرفتها.
    Bu sene 1 Haziran, Monson Kasırgası'nın birinci yıl dönümüydü. Ve toplulumumuz daha önce hiç bu kadar birbirine bağlı ve güçlü olmamıştı. TED شهد 1 يونيو من هذا العام الذكرى السنوية لاعصار مونسون. و لم يكن مجتمعنا ابدا أكثر ارتباطا أو قوة أكثر من تلك اللحظة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more