"dinlenme" - Translation from Turkish to Arabic

    • الإستراحة
        
    • الراحة
        
    • الاستراحة
        
    • استراحة
        
    • راحة
        
    • للراحة
        
    • الاستدعاء
        
    • إستراحة
        
    • تستريح
        
    • التسلية
        
    • لترتاح
        
    • الإستراحةَ
        
    • الإستراحه
        
    • الإسترخاء
        
    • الاستجمام
        
    O halde dinlenme odasına gidip adam akıllı bir içecek bulalım. Open Subtitles هيا بنا أجل، فلنذهب لغرفة الإستراحة ونحتسى بعضاً من مياه المتسنقع
    dinlenme salonu hala aynı. Sadece eski birkaç eşyayı attı- Open Subtitles هي غرفة الإستراحة القديمة هم فقط أخذوا كل الاشياء القديمة
    "Neden bu çocuklara sağlık, spor, dinlenme ve sanat imkanlarını sağlıyorum biliyor musunuz? TED أتعلمون لماذا أوفّر خدمات صحيّة للأطفال و الرّياضة و فترة الراحة و الفنون؟
    dinlenme durumundayken ajanlarımız bir çocuk kadar savunmasız ve masumdurlar. Open Subtitles فى مناطق الراحة النشطاء يكونون فى غاية البراءة مثل الأطفال
    Her dinlenme arasında bebeği aldırması gerektiğini söylüyor. Open Subtitles خلال فترات الاستراحة تسألها لمَ لا تقومين بالإجهاض،
    İfadesinde saldırganın kendisini dinlenme tesisi tuvaletine götürüp kötü şeyler yaptığını söylemiş. Open Subtitles وفقا لبيانها جرها المعتدي عليها إلى حمام استراحة شاحنات وفعل أشياء سيئة
    Karargahla anlaştım. Sen ve adamların için üç gün dinlenme izni aldım. Open Subtitles كلا , لدى إتفاق مع السلطات هناك ثلاث أيام راحة لك ولرجالك
    Hatta dinlenme odasındaki adamlardan biri öğle yemeğine davet etti. Open Subtitles أحد الأشخاص في غرفة الإستراحة طلب مني الذهاب للغداء معه
    Judy ve çocuklar nasıl? Bayan Crawford kusura bakmayın ama dinlenme odasını özel parti odanıza dönüştüremezsiniz! Open Subtitles سيدة كروفرد، لا يمكنكِ تحويل غرفة الإستراحة
    Büyük ihtimalle de arkadaki dinlenme odasındaki yatakta uyuklayarak ve elbette ki stajyerlerden birini de yanına alarak. Open Subtitles تحصل على قيلولتك في غرفة الإستراحة في بعض الأحيان مع واحد من المتدربين في الخزانة
    Şu anda tek ihtiyacın olan şey dinlenme ironik olarak, tavuk çorbası ve beyaz yağ çiçeğinin iyileştirme gücü. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي تحتاجه هو الراحة في الفراش ومن السخرية، حساء الدجاج و قوى العلاج لـ زيت الورد الأبيض
    Ve şimdi, bir beş saniyelik daha dinlenme, benim mantram. Biçim ve işlev. TED وهذه خمس ثوان أخرى من الراحة هو شعاري, الشكل والوظيفة.
    Uzun süreli stres saç köklerini şoka sokan sinyaller gönderir ve onları aniden dinlenme evresine geçmeye zorlar. TED يمكن لفترات التوتر الطويلة أن تحرر إشارات صادمة للبصيلات، تجبرها على بلوغ مرحلة الراحة قبل الأوان.
    Saldırı mı? dinlenme odasında birkaç kez sarılmıştım sadece. Open Subtitles الاعتداء، يا رجل، أنا قمت بحملها هنا مرات قليلة في غرفة الاستراحة
    dinlenme odasında çörek olduğunu sakın söyleme. Open Subtitles لا تخبريها أن هناك كعك في غرفة الاستراحة
    Eskortlar için dinlenme salonu bu taraftan lütfen. Open Subtitles منطقة الاستراحة للضيوف المرافقين من هنا ،إن كنت لا تشعر أنك بخير.
    Ben yetimhane ya da sizler için dinlenme tesisi açmadım. Open Subtitles أنا لم أفتح ملجأ أو استراحة لكم جميعا - مفهوم
    - Telefon güney kesiminde bir dinlenme yerinden açılmış. Open Subtitles الاتصال كان من نقطة استراحة على الطريق السريع.
    Bayım, bu sabah kahvaltıdan sonra dinlenme olmayacak. Open Subtitles سيدي، بعد إفطار هذا الصباح لن يكون هناك راحة.
    Bu olayın şerefine birliklerinize bir gün dinlenme izni veriyorum. Open Subtitles وتكريماً لهذه المناسبة أعطيت قواتك يوم راحة
    Ben hastaların ne istediğini bilirim. dinlenme sessizlik ve huzur. Open Subtitles أنا أعرف ما يحتاجه المرضى انهم يحتاجون للراحة والسلام والهدوء
    dinlenme odası da uyumanız için, kilide ihtiyaç duyulan işleriniz için değil. Open Subtitles , غرف الاستدعاء للقيلولة و ليس من أجل أشياء تطلب باب مغلق
    İyi bir dinlenme, daha yararlı olabilir. Open Subtitles أعتقد أن إستراحة ليلة سعيدة قد تكون أكثر فائدة
    Düşündüm ki küçük Lulu'yla biraz ilgilenerek sana dinlenme şansı verebilirim. Open Subtitles أود أن تستريح قليلا وان احمل لولو قليلا لبعض الوقت
    Suçlu, cinsel suçlu Drew Leland hikaye zamanlarında o dinlenme merkezinde çalışıyor. Open Subtitles و المعتدى المحكوم عليه درو ليلاند يدير وقت القصة فى مركز التسلية
    Lakin senin dinlenme vaktin geldi, Lala! Open Subtitles ‫ولكن حان الوقت لترتاح يا مستشاري‬
    Sonra dinlenme odasında kahve içelim mi? Open Subtitles ونحن سَنَذْهبُ مسكةَ a كأس القهوة في غرفةِ الإستراحةَ.
    "News Dergisi muhabirleri Bitsey Bloom ve Zack Stemmons arabalarında bir sorun olunca dinlenme bölgesine girdiler. Open Subtitles مراسلو مجلة أخبار بيتسي بلوم وزاك ستيمونس يدخلون منطقة الإستراحه بمشاكل في السيارة
    Savaş alanları, mezarlıklar ve son dinlenme mekanları istemiyorum. Open Subtitles لا أريد زيارة ميادين المعارك و المقابر و الإسترخاء
    Ana salon, köprü, dinlenme odası, oyun odası, tuvalet beni ilgilendirmese hiç dert etmezdim. Open Subtitles لا يهمنى ان كانت الغرفة الرئيسية او المنصة او غرفة الاستجمام او غرفه الالعاب او المرحاض كل شىء هو شانى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more