| Böylece, hem bir şey kaybetmeyecek hem de duvarın çoğunu bedavaya getireceklerdi. | TED | بهذه الطريقة لن يخسروا شيئًا، بينما سيحصلون على معظم الجدار مبنيًّا بالمجّان. |
| duvarın öteki yanında onu yakalarım. Belki bu işe yarar. | Open Subtitles | سامسكها من الجانب الاخر من الجدار ربما يؤدى هذا الغرض |
| Biz çıkınca, açığı kapatın ve herkes duvarın arkasında dursun. | Open Subtitles | حينما نمضى، سدّوا هذا المسلك واجعلوا الجميع يرتدون خلف الجدار |
| Ama iyi ışık alabilmek için duvarın yanındaki sandalyede oturuyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أجلس على مقعد قبالة الحائط لكى ألتقط الضوء |
| O duvarın temelinde, bu dünyaya ait olmayan bir taş var. | Open Subtitles | فى قاعدة هذا الحائط صخرة ليس لها مثيل هنا فى ماين |
| Şimdi, duvarlardan bahsetmişken, sizinle Kahire'deki bir duvarın hikayesini paylaşmak istiyorum. | TED | الآن، وبالحديث عن الجدران, أريد أن أشارككم قصة جدار في القاهرة. |
| Eğer uygun noktalara delikler açarsak, duvarın yük taşıma kapasitesini, zayıflatırız. | Open Subtitles | إن حفرنا ثقوباً في أماكن معينة سنقلل من قوة حمل الجدار |
| Eğer uygun noktalara delikler açarsak, duvarın yük taşıma kapasitesini, zayıflatırız. | Open Subtitles | إن حفرنا ثقوباً في أماكن معينة سنقلل من قوة حمل الجدار |
| Eğer stratejik bölgelere delik açarsak, duvarın yük taşıma kapasitesini zayıflatırız. | Open Subtitles | إن حفرنا ثقوباً في أماكن معينة سنقلل من قوة حمل الجدار |
| Eğer stratejik bölgelere delik açarsak, duvarın yük taşıma kapasitesini zayıflatırız. | Open Subtitles | إن حفرنا ثقوباً في أماكن معينة سنقلل من قوة حمل الجدار |
| Benim en gizemli hikayem kör adam tarafından anlatılmalı bir duvarın arkasından, yeraltından. | Open Subtitles | قصتى يجب ان تقال بواسطة رجل اعمى من وراء الجدار من تحت الارض |
| Eğer bana kalmış olsa duvarın inşaatı bu kadar gecikmezdi. | Open Subtitles | كما تعرفون كل شيء متعلق بي بناء الجدار لن يعرقل |
| Ve duvarın önünde yatarken kaybettiği kan yaklaşık yarım litre. | Open Subtitles | والدمّ فَقدَ بينما وَضْع ضدّ الحائط كَانَ تقريباً نِصْف اللترِ. |
| duvarın içinden geçip arkasında bir şey olup olmadığına bakamaz mısın? | Open Subtitles | هل يمكنك الدخول الى الحائط ورؤيه الأشياء على الجانب الاخر ؟ |
| Ne kadar şanslısın ki yaptığın şeyden sonra, seni duvarın içinde bırakmadım. | Open Subtitles | أنتِ محظوظة أنني لم أترككِ تعلقين خلال الحائط بعد كل ما فعلتيه |
| Korkudan ölüyorum, bir fışkiyeye çarptım, duvarın içinden geçti gitti. | Open Subtitles | وأنا فزعٌ جداً واصطدمت ببراد الماء ورميت بها تجاه الحائط |
| Karl Lucas'a 1993'de şu duvarın karşısında elle muamele çekmiştim. | Open Subtitles | أعطيت كارل لوكاس مداعبة باليد عند ذلك الحائط عام 1993 |
| Sekiz tane İsrail ve Filistin şehrinde duvarın iki tarafına da yapıştırmaya karar verdim. | TED | قررت ان الصق في ثمان مدن اسرائيلية وفلسطينية وعلى جانبي الحائط. |
| Sonra, sanırım kaçmak istiyorsun. duvarın altından bir tünel belki. | Open Subtitles | اذن أعتقد انك تريد الهرب ربما ستحفر نفقا فى الجدران |
| Arka duvarın yanındaki barakanın boş araziye açılan bir kapısı var. | Open Subtitles | كوخ صغير بجانب السور الخلفي له باب يوصل إلى الحقول المفتوحة |
| duvarın arkasında bir vitrin mankeni gizli, ve ışığı kapıdan sektireceğiz. | TED | وهناك تمثال مخفي وراء حائط وسنقوم بجعل الضوء يرتد عن الباب. |
| duvarın ötesinden söyledikleri şarkıları duyabilirsin. | Open Subtitles | يُمْكِنُ أَنْ تَسْمعهم يَغنّونَ من خلال الحائطِ |
| Bu yeni olgunlaşma, var olan duvarın taneciğine karşı koyarak hücre duvarını da sağlamlaştırır. | TED | هذا النمو الجديد يعزّز جدار الخلية أيضًا بالتوجه في الاتجاه المعاكس للجدار الحالي. |
| Aletin ucu dokuya baskı yaptığında, mekanizma dışa doğru genişler ve duvarın tersinde elverişli bir yarık açar. | TED | إذا كان الرأس الحاد يضغط باتجاه الأنسجة الأداة تمتد للخارج والزوايا تلتصق بالحائط |
| Koridorla odamı ayıran tek duvarın inceliğini,benden daha iyi bilirsiniz. | Open Subtitles | الممر إن جاز القول منفصل عن مكان راحتي بجدار فقط |
| Ya bize iyi niyetinle yardım edersin ya da robotuma senle iskeletini duvarın öbür tarafına attırtırım. | Open Subtitles | أنظر، إما أن تُساعدنا بسبب طيبه قلبك أو سأجعل الروبوت الخاص بى يركلك أنتَ وبذلتك عبرَ الجِدار |
| Bu dört duvarın içinde birbirinize yabancı olabilirsiniz... ya da bir aile olursunuz. | Open Subtitles | مابين هذه الأربع حوائط بإمكانك أن تكون غريبا او تكون من العائلة |
| Burada duvarı yakın plan görüyorsunuz 10 yağmur mevsiminden sonra, ben nasıl yaşlandıysam, duvarın da bazı kırışıkları oluşmuş. | TED | وهذه نظرة قريبة للحائط بعد عشرة مواسم من المطر. وكما كبرت في السن قليلاً ظهر بعض التغصنات على الحائط أيضاً |
| duvarın arkasından bir çocuk kahkahası gelmeyecek. | Open Subtitles | أنا لا أسمع الفتى يضحك على الجانب الآخر للجدران |
| Çoğu zamanını zümrüt bir duvarın bakımıyla ilgilenerek geçirirdi. | Open Subtitles | مخلوقات أسطورية "لقد قضيت معظم وقتها تعتني بالجدار الأخضر" |
| duvarın gerisinde, dünyanın en gelişmiş ordularından biri vardı. | Open Subtitles | وخلف تلك الأسوار . كانت أحد جيوش العالم الأكثر تقدما |