| Öğrenmeyi gerçekten çok seviyordu ve haberdar olur olmaz okuluma gelmek istedi. | TED | لقد أحبّت التعلُّم حقًا، وأرادت أن تأتي إلى مدرستي حين سمعت عنها. |
| Eğer geceleyin bana gelmek istersen utanmayacağım, ve ne istersen onu yapacağım. | Open Subtitles | إذا أردت أن تأتي لي ليلاً لن أخجل سأفعل ما تأمرني به |
| Eğer gelmek isterseniz Pazar günü saat 7:00'de yola çıkacağım | Open Subtitles | ساغادر الأحدَ في 7: 00 صباحا اذا اردتم المجيء ؟ |
| Aslına bakarsanız, bu gece buraya gelmek için başımın etini yedi durdu. | Open Subtitles | في الحقيقه ، لقد كان تضايقني من أجل القدوم إلى هنا الليله |
| Gelecekle ilgili bir şeyler söylemek için eğitici konferanslara gelmek resmidir. | TED | الذهاب لمؤتمر تعليمي يتناول أي شيء عن المستقبل، هو أمر رصين. |
| Siz çıraklar gelmek ister misiniz? Seyirci bölümünde yer var. | Open Subtitles | أن أردتم الحضور هنالك الكثير من الأماكن في قسم التشجيع |
| Neden biri çağırdığında gelmek yerine sürekli etrafta gizli gizli dolaşıyorsun. | Open Subtitles | لماذا لا تأتي عندما يناديك أحدهم بدلا من تسكعك بكل الأرجاء |
| Parka gidiyorum, gelmek ister misin diye soracaktım. Güzel bir sabah. | Open Subtitles | أنا ذاهب للمنتزه، إذا أردت أن تأتي معي، إنه صباح جميل |
| Tammy bu gece şehir dışında. Bana gelmek ister misin? | Open Subtitles | ، تامي خارج المدينة الليلة هل تريد أن تأتي ؟ |
| İlk fırsatta da laf etmekten fazlası olur... çünkü buraya gelmek%90 onun fikriydi. | Open Subtitles | وأكثر من الكلام في أول فرصة فهو من اقترح فكرة المجيء إلى هنا |
| Kalmak istediğin bir kasaba bulana kadar benimle gelmek ister misin? | Open Subtitles | هل تريد المجيء معي حتى نجد بلدة يمكنك البقاء فيها ؟ |
| Gurpreet'in sponsorluğundan sonra sana sponsor olabilirmiş neden buraya gelmek istemiyorsun? | Open Subtitles | قال بعد ضمان غربريت المالي هو سيتبنّاك لماذا تريد المجيء هنا؟ |
| Ben de seni görmeye gelmek üzereydim, ama beni görmek istediğinden emin değildim. | Open Subtitles | كنت على وشك القدوم لرؤيتك لكني لم أكن متأكد إذا كنت تريدين رؤيتي |
| Azalan zamanı da hesaba katarak, en iyisinin size gelmek olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | نظراً لأنّنا لا نملك وقتاً طويلاً، فكّرتُ أنّ من الأفضل القدوم إليكم. |
| Amerika Birleşik Devletleri sınırına sığınmacı olarak gelmek zorunda kalmazdılar. | TED | لن يضطروا إلى القدوم كملتمسي لجوء إلى حدود الولايات المتحدة الأمريكية. |
| Pekala, kim benimle, yeni ödünç arabamla gezmeye gelmek ister? | Open Subtitles | الآن، والذي يريد الذهاب لركوب معي في بلدي القمري الجديد؟ |
| Bak, gelmek istediğini veya en azından biraz beni düşündüğünü biliyorum. | Open Subtitles | انظري, أعلم أنكِ تريدين الذهاب أو على الأقل تفكّرين بي قليلاً. |
| Önümüzdeki birkaç hafta içinde restorana yemeğe gelmek ister misiniz? | Open Subtitles | هل تريدان الحضور لتناول العشاء في المطعم في الأسابيع المقبلة؟ |
| Bugün buraya gelmek, böylece Tozlu bir Noel deneyim olabilir | Open Subtitles | ان آتي اليوم حتى يتسنى لداستي ان يجرب عيد الميلاد |
| Koca ülkemizdeki bir sürü alışveriş merkezi içinden o gelmek için burayı seçiyor. | Open Subtitles | من كل المجمعات في البلد العظيم الذي لنا اختار ان يأتي الى هنا |
| gelmek istiyorsanız, o zamana kadar hesaplarınızı düzenleseniz iyi edersiniz. | Open Subtitles | لو أردت أن تأتى عليك أن ترتب نفسك من الاّن |
| Bu gece buraya gelmek istemedim. Ama korkuyorum ve onun olmak istemiyorum. | Open Subtitles | لم ارد المجئ الى هنا الليلة ولكنني خائفة لاأريد ان اكون ملكه |
| Gerçekten cenazeye gelmek istiyordum ama onun mesajını hiç almadım. | Open Subtitles | لقد اردت المجيئ للجنازة حقا لكني فقط لم اتلقى رسالته |
| Çaylak, öğrenecek çok şeyi var. İçeri gelmek ister misiniz? | Open Subtitles | متدرب، ما زال لديةِ الكثير ليتعلمة هل تود الدخول ؟ |
| Daha erken gelemezdim, çünkü kaçıp gelmek öyle kolay değil. | Open Subtitles | لم أستطيع الوصول إليك مبكراً لأن الهروب لم يكن سهلاً |
| Eğer benimle gelmek istersen, hemen şimdi gidip alalım onları. | Open Subtitles | إذا أردت مرافقتي ، فلنذهب لإحضارهم الآن هذه اللحظة |
| gelmek zorunda değildin, Hawes. Bu, benimle Jason arasında. Biliyorum. | Open Subtitles | ما كان عليك المجىء يا هاز هذا بينى وبين جيسون |
| Yani, buraya gelmek için onca şeyi almayı bahane mi ediyordun? | Open Subtitles | إذاً إشتريتي كل هذه الأشياء حتى تجدي عذراً للقدوم إلى هنا؟ |