Ve yaşamımızı şimdi yenilememize gerçeken ihtiyacı olan nesillere bakıyoruz. | TED | وننظر قُدما للأجيال التي تحتاج إلينا لإعادة تجهيز حياتنا الآن. |
Nemli alanları için kunduzlara ve belki daha başka şeylere ihtiyacı var. | TED | وهي تحتاج إلى القنادس لتصنع الأراضي الرطبة، و ربما أشياء أخرى أيضا. |
Savaşın parçaladığı Libya'nın barışa ulaşmak için umutsuzca ihtiyacı olan idealler bunlar olmalı. | TED | هذة هي المثل التي مزقتها الحرب في ليبيا في حاجة ماسة لتحقيق السلام. |
Gerry Kennedy'nin fazla söze ihtiyacı yoktu, o müziği tercih ederdi. | Open Subtitles | جيري كينيدي لم يكن يريد الكثير من الكلام أنه يفضل الموسيقى |
Bence bu çok önemli çünkü insanların yapılandırmaya ihtiyacı var. | TED | وأعتقد أن هذا مهم حقاً، لأن الناس بحاجة إلى بنية. |
Toparlanmak için birkaç dakikaya ihtiyacı var. Şimdi düzelir. Tamam... | Open Subtitles | كل ما تحتاجه هو بعض الدقائق لتستجمع ذهنها وستسرد عافيتها |
- Bir sürü şeyden. Hastaydı. Sürekli bakıma ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | العديد من الأسباب , انها عاجزة تحتاج إلى رعاية مستمرة |
Bu kızın yardıma ihtiyacı var. Bizi içeri alacak mısınız? | Open Subtitles | هذه الفتاة تحتاج إلى مساعدة أتركنا ندخل من فضلك ؟ |
Hindistan'ın kazanıp, İngiltere'ye üstün gelmesi için 2 puana ihtiyacı var. | Open Subtitles | تحتاج الهند إلى ركلتين فقط لتفوز , الضغط يزداد على انجلترا |
Şunu söylemeliyim ki, bu organizasyonun tam olarak ihtiyacı olan şey bu. | Open Subtitles | ومن واجبي أن أخبرك بأن ذلك ما كانت المؤسسة تحتاج إليه بالضبط. |
Şu anda ülkenin dikkatinizi LA'daki duruma odaklamanıza ihtiyacı var. | Open Subtitles | اما الان فالبلاد تحتاج الى اهتمامك بموقفنا في لوس انجلوس |
Birilerinin, belki Hadrian'ın, dahice bir yaratıcı vizyona ihtiyacı vardı. | TED | أشخاص أنفسهم، ربما هادريان، في حاجة إلى الرؤية الإبداعية الرائعة. |
Kültürel geçmiş veya dini inanca bakılmaksızın bir affedilme ihtiyacı var. | TED | بغض النظر عن الاعتقادات الدينية أو الخلفية الثقافية هناك حاجة للغفران |
Evet, ama kendi başına gidecek. Sanırım kafasını temizlemek için zamana ihtiyacı var. | Open Subtitles | نعم ، لكنه يقود سيارته بمفرده أعتقد أنه يريد بعض الوقت لتصفية ذهنه |
Bunun bir parçası olmana inanamıyorum. Yayıncımın bunlara ihtiyacı vardı, dün için. | Open Subtitles | لاأصدق ان تكوني جزء من ذلك لذا الناشر يريد هذه منذ الأمس |
Yaşlı kralın zamanı gelince... cennete gitmek için halıya ihtiyacı olmayacak. | Open Subtitles | وعند الساعة سيعود الملك القديم ولن أكون بحاجة إلى هذا البساط |
Bu tam da, bu ülkenin ihtiyacı olan bir şey, ama... | Open Subtitles | انا اعنى انه بالضبط النوع من الاشياء الذى تحتاجه هذه الدوله |
Bu çocuğu önemsediğini biliyorum, ama şu an yanımda olmana ihtiyacım var, ve babanın da ikimize ihtiyacı var. | Open Subtitles | اعرف انكِ تهتمين بهذا الفتى و لكنى بحاجه لكِ هنا الان و يحتاج اباكِ ان نكون هنا من اجله |
Onlara bir ev bulabildiğimiz için şanslıydık ama biraz tadilata ihtiyacı vardı. | TED | كنا محظوظين جدا أن وجدنا لهم بيتًا لكنه احتاج القليل من العمل |
Ama Lang'ın daha fazla bozukluğa ihtiyacı vardı. Garsonların birinden istedi. | Open Subtitles | ولكن لانج يحتاج الى الكثير من التغيير هو طلب احد الجارسونات |
Yardıma ihtiyacı bile olsa bizle irtibata geçmez, neden peki? | Open Subtitles | ولن تلجأ إلينا حتى لو احتاجت إلى مساعدتنا لأنك ماذا؟ |
Bizim hiç valizimiz yok yeni evliyiz. Kimin elbiseye ihtiyacı var ki? | Open Subtitles | ليس لدينا أية أمتعة ، نحن عروسين من الذي سيحتاج للثياب ؟ |
Yetişmendeki trajedilere bakılırsa bana senden çok ihtiyacı olan kimse yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد طفل يحتاجني إلا اذا كانت حالته سيئة مثل حالتك |
Zamanında sebebi ya da ihtiyacı önemsenmeyen pek çok adamın, istekli olmadığını anladım. | Open Subtitles | لقد إكتشفت ذلك مبكراً أن معظم الرجال بقض النظر عن السبب أو الحاجة |
- Babanla ilgilenmelisin. Onun sana ihtiyacı var. Benim yok. | Open Subtitles | يجب ان تتصرف مع والدك هو يحتاجك أما انا فلا |
Belki de havuz ailemizin ihtiyacı olan bir şey değildir. | Open Subtitles | ربما يكون المسبح من أحد الأشياء التي لا تحتاجها العائلة |
André'nın yatağa ihtiyacı yok. Biraz saman onu mutlu edecektir. | Open Subtitles | أندريه ليس بحاجةٍ إلى سرير انه سيكون سعيد ببعض القشة |