Biliyorum. Sanırım yapabileceğim tek şey... o listedeki her ismi gözden geçirmek. | Open Subtitles | كلا أعتقد كل ما يمكنني فعله هو تفحص كل اسم في القائمة |
- Sanırım artık, kendime yapabileceğim iyilik, tüm gerçeği olduğu gibi anlatmak olacak. | Open Subtitles | أعتقد أن أفضل حل يمكنني فعله الآن ،أن أخبرك الحقيقة الحقيقة الناصعة المشرقة |
Eğer sizin için yapabileceğim herhangi bir şey olursa, yalnızca haberim olsun | Open Subtitles | إذا كان هناك أي شيء يمكنني القيام به من اجلك فقط أعلمني |
Sizin için yapabileceğim bir şeyler varsa bütün akşam ofisimde olacağım. | Open Subtitles | سوف أبقى طول المساء هل هناك شيء أستطيع أن أفعله لك؟ |
Merhaba sarışın, senin için yapabileceğim bir şey var mı? | Open Subtitles | اهلا ايتها الشقراء،هل يوجد اي شئ استطيع فعله من اجلك؟ |
Nefes almıyor, nabız yok, beyin aktivitesi yok. yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | لا تنفس, لا نبض, لا نشاط دماغي لا يوجد ما يمكنني فعله |
Yapma, bu gecenin potundan sonra en azından yapabileceğim bu. | Open Subtitles | بحقكِ، هذا أقل ما يمكنني فعله بعد كل مشاكل الليلة |
Bak, çok az bir zamanım kalmış olsa bile yapabileceğim birçok şey var. | Open Subtitles | أنظر، حتى وإن بقي لي القليل من الوقت فهناك الكثير مما يمكنني فعله |
Üzücü ama gerçek. Bu konuda yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | محزن لكنها الحقيقة لا يوجد شيء يمكنني فعله حيال ذلك |
Sen de biliyorsun ki köpek için yapabileceğim bişey yok. | Open Subtitles | كما تعلمين، ليس هناك شيء يمكنني القيام به حيال الكلب |
Şu anda servis yok efendim. Ama bakalım ne yapabileceğim. | Open Subtitles | ليس هناك الخدمة قبل يمكنني الاقلاع ما يمكنني القيام به |
Benim geride durup seyretmek dışında yapabileceğim bir şey yok efendim. | Open Subtitles | ، لا يوجد ما أفعله هناك بإستثناء التحديق في صناديق التعبئة |
Ben yatağa gittim, ve aralarını düzeltmek için yapabileceğim bir şeyler olsun istedim. | Open Subtitles | رغبة بالذهاب للفراش كان هناك شيء يمكن أن أفعله لحل الأشياء التي بينهم |
İşlemlere başladı ve onu durdurmak için yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | انه سوف يوقع عليه ، وليس هناك شيء استطيع فعله لاوقفه |
yapabileceğim şey bu. Yapamazsam 500 dolarım var, olur mu? | Open Subtitles | هذا كلّ ما بوسعي فعله لديّ 500 دولار اتّفقنا ؟ |
Yapamayacağıma göre, tek yapabileceğim size yardım etmek, Teğmen. | Open Subtitles | لكن بم أنه لا يمكنني فكل ما بيدي هو مساعدتك |
Çocuklarım işin kötü olduğunu söylemişti işte oradayken, benim yapabileceğim hiçbir şey yoktu. | Open Subtitles | اخبروني أولادي بأن العمل كان سيئاً وتعلمين من هنا لا أستطيع فعل الكثير |
Birini çıldırtmadan ve tırnaklarımı kırmadan yapabileceğim bir iş vardır. | Open Subtitles | يجب أن يكون هنالك شيء لأفعله ولن يكون هذا الشيء كتقليم أظافري أو إزعاج أحد ما |
Eğer filtreniz düzgün çalışmıyorsa, ki bence öyle, yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | حسنا، إن كان المرشِّح لا يعمل، ولا أظن أنه يعمل، فليس هناك الكثير مما أستطيع عمله |
Bütün emniyet bana söyleyeceğin şeyi beklerken benim tek yapabileceğim şey zavallıca, çökmüş bir şekilde beklemek. | Open Subtitles | وكل ما يمكننى فعله, هو الوقوف هنا كرجل شرطة, منتظرا فى ما ترغب ان تخبرنى به |
Arthur'u incitmek için yapabileceğim birşey varsa, yardım etmekten memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | أي شيء استطيع ان افعله لاضر بأرثر .. فأنا سعيده لمساعدتكم |
Bacağımdaki kas problemliydi ve bu konuda yapabileceğim hiçbir şey yoktu. | Open Subtitles | كان ينقصني عضلة في ساقي. ولا يمكنني فعل شيء حيال هذا. |
Soruşturmanız için yapabileceğim başka bir şey varsa hiç çekinmeyin. | Open Subtitles | لو كان هناك ما بإمكاني فعله للمُساعدة في تحقيقكِ، فإنّي سأفعله. |
Fikrinizi değiştirmenizi sağlamak için yapabileceğim bir şey var mı? | Open Subtitles | هل هناك أي شيء يمكنني عمله ليجعلك تغير رأيك ؟ |