"yeme" - Translation from Turkish to Arabic

    • تأكل
        
    • أكل
        
    • تأكلي
        
    • تأكلني
        
    • تناول
        
    • تأكلها
        
    • لأكل
        
    • تأكله
        
    • اكل
        
    • تاكل
        
    • لاتأكل
        
    • تأكليها
        
    • الاكل
        
    • الغذائي
        
    • تأكليه
        
    Benimle yemek yeme şansına nadiren ulaşıyorsunuz biliyorum ama fazla heyecanlanmayın, Yüzbaşı. Open Subtitles أعرف أنه نادراً ما تأكل معي أيها النقيب، لكن لا تتحمس كثيراً
    Hayır, hayır, hayır. Hayır, onu yeme. Kötü bir şey. Open Subtitles ،كلا، كلا، لا تأكل هذا ذلك سيىء، سوف تؤذي نفسك
    Bu yüzden bakterilerin plastik yeme süreci aslında doğal bir süreç. TED لذا فإن عملية أكل البكتيريا للبلاستيك هي عملية طبيعية في الواقع.
    Çok fazla yeme. Biliyorsun demir oranları... Biraz daha? Open Subtitles . لا تأكلي كثيراً ، أنتِ تعرفين أننا متقشفون أتريدين القليل ؟
    Oh, tanrım, beni yeme! Beni yeme! Lütfen beni yeme! Open Subtitles يا إلهي، لا تأكلني لا تأكلني أرجوك لا تأكلني
    Çoğu insan bana noodle yeme deneyiminin büyük bir kısmı, höpürdeterek yeme sesidir. TED الكثير قالوا لي أن الجزء الكبير من تجربة تناول المكرونة هو صوت إرتشافها.
    Yalnızca ne yediğiniz değil, yiyeceklerin dokusu, yeme zamanınız ve yeme miktarınız da öneme sahip. TED وهو ليس فقط ما تأكله، ولكن أيضا تركيبة الغذاء عندما تأكله والكمية التي تأكلها.
    Ve Allah'ını seversen, abur bucur yeme. Bu seni mahveder. Open Subtitles و لأجل الرب ، لا تأكل هذا الهراء ، سيقتلك
    Seni tren tuttu galiba! yeme, yoksa kusarsın. Open Subtitles انت تشعر بالدوران من القطارات لا تأكل شيئا والا ستتقيأ
    Bunların verdiği hiçbir şeyi yeme. Yerine dön. Open Subtitles لا تأكل اى شئ يعطوك اياه ارجع حيثما يجب ان تكون
    Evet, annem de "domuz yeme" derdi. Open Subtitles أمي كانت تقول ذلك دائما ً . لا تأكل لحم الخنزير
    Evet, annem de "domuz yeme" derdi. Open Subtitles أمي كانت تقول ذلك دائما ً . لا تأكل لحم الخنزير
    Eğer portakal yiyen bir adam görmek isteseydim, portakal yeme dersine girerdim. Open Subtitles لو كنت أريد أن أرى رجل يأكل برتقال لألتحقت بفصل أكل البرتقال
    Bayan Latimer' ölüyken yemek yeme kuralını zaten çiğnemiştiniz. Open Subtitles السّيدة لاتيمير، إنكسرنَا لا أكل بينما قاعدةَ ميتةَ،
    "Capollo" yeme, büyükanne. Sırf yağ. Open Subtitles لا تأكلي الكابيكولو يا جدتي لا يوجد فيها شيء غير الدهون و النيترات
    Ben kontrol edinceye kadar hiç bir şey yeme. Hoşcakal,anne. Open Subtitles ـ لا تأكلي اي شيء قبل ان اتفحصه ـ الى اللقاء امي
    Bu, benim "beni yeme" olarak adlandırdığım dalış kıyafeti. TED إذن هذه ما أسميها بذلة سباحة "لا تأكلني".
    Eve dönerken pasta yeme yarışmasına katıldım. Hadi yatağa gidelim. Open Subtitles شاركت بمسابقة تناول الفطائر في طريق عودتي والآن لنأو للفراش
    Hmmm, almıştım, bir süre önce, ve kapının önüne bırakmıştım, yani bayatladı, sakın yeme. Open Subtitles أجل، ولكن قبل مدة طويلة وتركتها على عتبة بابك لذا فهي قديمة لا تأكلها
    Kendini nasıl hissediyorsun? Pasta yeme yarışmasına girmeye hazır değilim. Open Subtitles أَعني أنا لست على وشك دخول أي مسابقات لأكل الفطيرة
    Kahrolasıca, Hayır, aptal. İşte sana 10 dolar yeme parası. Open Subtitles لا يا غبي ، هذه قسيمة لشراء اكل بعشرة دولار
    Bu parayı 5 dk içinde bulurum. Sakın yeme. Open Subtitles سوف آتي لك بهذا المال خلال خمس دقائق ولا تاكل المزيد حتى آتي
    - yeme içme yok, uyku yok, yıkanmak yok, kimsenin dokunmasına izin vermiyor ve konuşmuyor. Open Subtitles لاتأكل لا تشرب لاتنام لا تستحم ولاتدع أحد يلمسها أو يتفوه بكلمة
    Hepsini yeme, birazını satması için kardeşime getirdim. Open Subtitles لا تأكليها كلّها، بعضها لأخي لكي يبيعها.
    Daha sık görülen tür ise aşırı yeme durumu. TED وهو في الحالات العامة الاكثار من الاكل وتجاهل اصدار امر التوقف الى الدماغ الرئيسي
    Ayrıca hayatınız düzensizleşirse örneğin yemek yeme alışkanlıklarınız değişirse hormonal dengeniz yavaş yavaş alt üst oluyor, ...ve vücudunuz erkekleşebiliyormuş. Open Subtitles عندما تصبح حياتك فوضى بعض الشيء على سبيل المثال اختلال نظامك الغذائي عندها التوازن الهرمون الخاص بك قد يتلخبط
    Ama henüz yeme, çünkü Grille'de ikimiz için akşamüstüne rezervasyon yaptırdım. Open Subtitles ولا تأكليه الآن لأني حجزت لنا حجزاً مبكراً في المطعم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more