Öyle de olabilir ama Sanki bu dünyada bana söylemediği ve yarım kalan bir işi varmış gibi hissediyorum. | Open Subtitles | قد يكون هذا جزئا ً من السبب لكن أشعر بأن هناك بعض الأعمال الغير منتهية والتي لا تخبرني بها |
Şu an kendimi dev bir mavi top gibi hissediyorum. | Open Subtitles | كما تعلمون، أنا أشعر بأن واحد عملاق أزرق الكرة الآن. |
Bunca zaman sonra, bunca çalışmadan sonra birden garip bir duyguya kapıldım Sanki hiç bir şey elimde değil. | Open Subtitles | وبعد كل هذا الوقت وبعد كل هذا العمل بدأت فجأة أشعر بأن ليس بيدى أى من ذلك لا شئ |
Sanki bir oyun oynanıyor ve ne olduğunu bilmeyen tek kişi de benim | Open Subtitles | أشعر بأن هنالك هذه اللعبة الدائرة وانا الوحيدة التى لا تعرف ما هى |
Evet, onu hiç görmedim ama aramızda garip bir cinsel ilişki olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | -نعم, أنا لم أره أبداً لكنني أشعر بأن لدينا هذه العلاقة الحميمية بغرابة |
Bence bu güzel bir haber, çünkü Orta Çağ'dan çıkmamızı sağlayacak bir fırsat sunuyor, ki Bence bu konu oralardaydı. | TED | ولذلك أعتقد أن هذا خبر جيد، لأنه يتيح لنا فرصة للخروج من العصور الوسطى، الذي أشعر بأن هذا الحقل يقبع فيها. |
Ne zaman mutfak masasına otursak biri eksik gibi geliyor. | Open Subtitles | وفي كل مرة نجلس فيها أمام طاولة المطبخ أشعر بأن هناك شخص ناقص |
Neden bu iş Sanki çocukken daha eğlenceliymiş gibi hissediyorum? | Open Subtitles | لمَ أشعر بأن هذا كان ممتعاً أكثر حين كنا صغاراً |
Zıt duyguların ani bir iç fırtınasındayım. Öfke ve aşağılanmanın birleşimiyle terler içinde kalıyorum. Sanki bütün mağaza bana bakıyormuş gibi hissediyorum, | TED | أتصبب عرقاً ناتجاً عن الغضب والشعور بالإذلال، أشعر بأن كل المتجر يحدق بي، وفي نفس الوقت أشعر بأني خفية. |
Seninle çok rahat konuşa biliniyor. Sana her şeyi anlatabilirmişim gibi hissediyorum. | Open Subtitles | يسهل التكلم معاك أشعر بأن بإمكاني إخبارك أي شيء |
Nedense bütün bunlar bizim hatamız gibi hissediyorum. | Open Subtitles | بطريقة ما ، أشعر بأن كُل ذلك كان خطأً منَّا |
Bu aptalca gelecek ama biz beraber olduğumuzda Sanki sana bağlıymışım gibi hissediyorum. | Open Subtitles | قد أكون سخيفاً ولكن لكن عندما أكون معكِ أشعر بأن هناك صلة وثيقة بيننا |
Ama bunu yapmaya devam edemem. Tek yaptığımın senin gelmeni beklemek olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الإستمرار بفعل هذا أشعر بأن كل ما أفعله |
Hayatlarımızın sandığımızdan daha az tesadüfi olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بأن حياتنا ليست عشوائية بقدر ما نعتقد |
-Evet. Ona biraz da iyi haber vermeye uğraşalım Bence. | Open Subtitles | أشعر بأن علينا محاولة جلب أنباء جيدة لها |
- Bana silah doğrulttuğunuzu düşünürsek Bence beni iligilendirir. | Open Subtitles | بالنظر إلى أنك موجهةٌ سلاح عليّ أشعر بأن الأمر كذلك |
Eroin kullanmamanın hiçbir zararı olmazmış gibi geliyor bana sadece. | Open Subtitles | أشعر بأن الأمر غير مؤذ ألا تكون مُدمناً للهيروين. |
Henüz maske bir parçammış gibi hissetmiyorum. | Open Subtitles | لا أشعر بأن القناع جزء منّي بعد |
Daha az şey yapmayı yapmak zorunda olduğumuz bir şeymiş gibi hissettim. | TED | أشعر بأن انجاز القليل هو يتوجب علينا القيام به. |
Kilolarımın eridiğini hissedebiliyorum. | Open Subtitles | أستطيع أن أشعر بأن الأرطال قد بدأت بالذوبان |
Terapiden gelmiş bir insan seziyorum. | Open Subtitles | وأنا أشعر بأن شخص ما , كان يخضع لعلاج نفسي |
Bazen bütün bir günü tek bir krakerle geçirirdim ve midemin büzüstügünü hissetmek, o harika his... zihnimdeki hafiflik, kafam güzelmis gibi... | Open Subtitles | بعض الأيام كنت أتناول قطعة بسكويت واحدة طوال اليوم و كنت أشعر بأن معدتي تتسطح و أنه لدي هذه الحاسة الرائعة من الرشاقة, هذا الإنتشاء الرائع |
Öyle hissediyorum ki Sanki... canını yaktığım tüm insanlara tek tek gidip onlardan özür dilemeliyim. | Open Subtitles | أشعر بأن عليّ أن أذهب إلى جميع من أسأت إليهم وأخبرهم بأسفي. |