"تقوم" - Traduction Arabe en Turc

    • yapıyorsun
        
    • bir
        
    • yapmak
        
    • sen
        
    • beni
        
    • onu
        
    • yapmanı
        
    • yapar
        
    • yapman
        
    • mi
        
    • yaparken
        
    • ediyor
        
    • için
        
    • ediyorsun
        
    • yapıp
        
    sen çok daha zorunu yapıyorsun. Dev dalgaların içinde kano kullanıyor! Open Subtitles .أنت تقوم بأشياء أصعب بكثير إنه يركب الأمواج على قارب شجري
    Ve sen bu pisliği yapıyorsun. Her gün evinin önünden geçiyorsun. Open Subtitles ثم تقوم بذلك العمل السيء تقود ماراً بمنزلها يوماً بعد الآخر
    Kişiselleştirilmiş veri ile başlamanız lazım, kişisel bilgi, bir bireye ait, sonra bunu o bireyin yaşantısı ile bağdaştırmanız gerekli. TED حسناً .. عندما تخصص المعلومات .. وتخصص النتائج التي تصدر من الافراد انت تقوم بهذه الحالة بربط هذه المعلومات بحياتهم
    Teknolojinin ne sıklıkla doğru şeyi yapmak zorunda olduğuna bakalım. TED لننظر كم في العادة يمكن أن تقوم التقنية صحيحة بالفعل.
    Buraya gelip beni uyandırmaya nasıl cüret edersiniz, sizi aptallar! Open Subtitles كونج , كيف تتجرأ ان تقوم باعمال الشر تحت اسمي
    sen benim kampanyamı yapıyorsun çünkü Hill'de bir bağlantın olmasını istiyorsun. Open Subtitles أنت تقوم بحمله لى.. اذن يمكن أن يكون لك أتصالا بجهنم
    - sen hep... böyle yapıyorsun. Nedenini bilmiyorum. Söyle de anlayayım lütfen. Open Subtitles تقوم بذلك , وأنا لا أعرف لماذا , لذلك أرجوك ساعدني لأفهم
    Her an baba olabilirim ve sen stand-up mı yapıyorsun? Open Subtitles أنا سأصبح أباً في أي لحظة و أنتَ تقوم بالسخرية؟
    Sadece kokpitten bir kaç tuşa basarsınız ve kanatlar ortaya çıkar. TED تقوم فقط بالضغط على بضعة أزرار في مقصورة الطيار، فيخرج الجناحان.
    bir kitapla başlıyorsunuz ve sonra onu tarıyorsunuz. Şimdi bir kitabı taramak TED إذن يبدأ الأمر بكتاب، ثم تقوم بمسحه وإدخاله. وعملية مسح الكتاب ضوئياً
    Birçok bitkiye bakmamızın bir diğer sebebi, en azından başında, şunu bulmak istedim: Aynı şeyi mi yapmak istiyorlar? TED والسبب الآخر للنظر إلى عدد من النباتات، على الأقل بشكل ابتدائي لأنني أردت معرفة هل تقوم هي بنفس الشيء؟
    Hey, kedi manyağı. beni görmezden gelmen için çağırmadım seni. Open Subtitles يا مجنون القطط, أنا لم أطلبك هنا لكي تقوم بتجاهلي
    Ayrıca, yapmanı istediğim diğer bazı işleri de yazma cesareti gösterdim. Open Subtitles أخذتُ الحريّة أيضاً في الإشارة لأعمالٍ اخرى أودّ أن تقوم بها
    Biliyorum bazen işleri karmakarışık eder ve büyük hatalar yapar. Open Subtitles أنا أدري أنها أحياناً تفسد الأمور و تقوم بالأخطاء الكبيرة
    Eğer bu ligde oynamak istiyorsan birkaç değişiklik yapman gerekecek. Open Subtitles إن أردت الوصول لهذا المستوى، فيجب أن تقوم ببعض التغييرات
    Şov suflen çok özensiz. Elmsley sayımı yaparken dudakların oynuyor. Open Subtitles طريقة خلطك لورق اللعب ضعيفة شفتاك تتحركان عندما تقوم بالعد
    Ve sonra, ateş ediyor olduğu fotoğrafı değiştirirsiniz. ve bu bir anda zalim ve ulaşılamaz bir hal alır. TED وبعد ذلك تقوم بتغيير الصورة التي يطلق عليها, وتصبح فجأة قاتمة نوعا ما, ويمكن أن تصبح أصعب في التصويب.
    dedim. Doğru: her şeyi kendi hâline bırakan Doğa Ana senin için ilginç ve yararlı bir yol açmayacak. TED وهذا صحيح: إذا ما تركت أمور الدنيا لوحدها، لن تقوم الطبيعة بنحت طريق مثير أو مفيد بالضرورة من أجلكم.
    Bu üniversiye içinde kabul etmen gereken kurallar var ve bu kuralları çiğnemeyi başarıp çiğnemeye de devam ediyorsun. Open Subtitles كان هناك قواعد و أنت وافقت عليه للقبول بهذه الجامعة و كنت تقوم بخرقها و كنتَ تتمادى في الأمر
    Bu durumda beklentiniz, atışınızı yapıp en iyisi olmasını ummaktır. Open Subtitles في هذه الحالات ماعليك سوى ان تقوم برميتك وتنتظر الأفضل

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus