| Bunun sonucu olarak, şu acayip durum var ki, seçkinler seçmenlerin kontrolünden çıktı. | TED | ونتيجة لذلك لدينا هذا الوضع الغريب الذى خرجت فيه النخبة عن سيطرة الناخبين. |
| Bir nöbetçinin kapıyı açtığını düşünüyoruz, ve o da yürüyerek çıktı. | Open Subtitles | نعتقد أن حارس معين قام بفتح البوابة وهي فقط خرجت مبتعدة |
| Yani bir arkadaşıyla bir kez çıktın diye bu büyütülcek bir şey değil. | Open Subtitles | وماذا لو خرجت بموعد واحد مع أحد اصدقائها ، لن تكوّن مشكلة بالضرورة |
| Yani kafa dağıtacağı kişiyle çoktan çıkmış ve ona planladığım gibi çıkma teklifinde bulunsaydım şimdi benimle mi âşk yaşardı diyorsun? | Open Subtitles | أنتظر, أذن هي قد خرجت مع فتى العلاقة العابرة و لو كنت قد طلبتها كما كنت أريد لكانت الان منجذبه لي؟ |
| En son ne zaman sinemaya ya da biriyle buluşmaya gitti, ha? | Open Subtitles | متى ذهبة لمشاهدة فيلم آخر مرة أو خرجت في موعد , إيه؟ |
| Hayır. Anlattım ya. Şekerli menüden sinek çıktı ve beni soktu! | Open Subtitles | كلاّ، لقد قلت لك، لقد خرجت بعوضة من وجبة الطعام وقرصتني |
| Bütün maçları kazanmıştı ama bir top kazayla dışarı çıktı. | Open Subtitles | فاز بكل مُبارياته لكن حين خرجت الكرة بسبب خطأ ما |
| Yaptığın şey için minnettarım, Şerif. Ama bu kasaba kontrolden çıktı. | Open Subtitles | أقدر ما فعلته أيها المأمور، لكن هذه البلده خرجت عن السيطرة. |
| Bu veletler, bu çete, birdenbire ortaya çıktı. Vahşi hayvanları andırıyorlardı sanki. | Open Subtitles | حسنٌ، هؤلاء الأطفال، هذه العصابة، خرجت من لا مكان، وبدّت كالحيوانات البريّة. |
| Anlamıyorsun, değil mi? Görevin dışına çıktın. Bu yaptığın büyük bir hataydı. | Open Subtitles | كان ينبغى أن لاتفعل ذلك, أنت خرجت عن المهمة, هذا خطأ فادح. |
| Yani hapisten yeni çıktın ve bizi soymaya mı geldin? | Open Subtitles | اذا انت خرجت من السجن من قريب وتحاول ان تسرقنا؟ |
| Bu arada konusu açılmışken nasıl oldu da o Kubbe'den çıktın? | Open Subtitles | بما أننا نُفصح بما في قلوبنا، كيف خرجت من تلك القبّة؟ |
| ...kuru gecede, sogukta dışarıya... ...çıkmış bir kadın ve hayatının... ...kötü izlerini bırakmak için... ...çayırda derin derin... ...nefes alıyor. | TED | خرجت في ليلة باردة جافة وأخذت تشهق وتزفر فوق العشب لتترك لتترك علامة على وجودها علامة نَفَسها |
| Çekip gitti, ben de gitmesine izin verdim, ama vermemeliydim. | Open Subtitles | لقد خرجت , وتركتها تذهب و ما كان على ذلك |
| Bir keresinde, bütün akşam üç boyutlu gözlük takan bir adamla çıkmıştım. | Open Subtitles | ذات مرة، خرجت مع رجل كان مرتدياً نظارات 'ثلاثية الأبعاد' الليلة بأكملها. |
| Uyuyamadım, o yüzden çalışıp, biraz hava almaya dışarı çıktım. Yani... | Open Subtitles | لم أستطع النوم ، ولذلك خرجت للحصول على بعض الهواء والدراسة. |
| -Babam dışarıda olduğumu bilmiyor bu yüzden bende içeri sessizce girmeliyim. | Open Subtitles | لا يعلم أبي أنني خرجت لذا يجب أن أتسلل للداخل مجدداً |
| Gördün mü, onun buradan eli boş çıktığını düşünmesini sağladım. | Open Subtitles | أترين، زرعت الفكرة التي جعلتها تعتقد أنها خرجت خالية اليدين |
| Adam o kadar bağırdı ki, ne oluyor diye çıkıp baktım. | Open Subtitles | و هذا الرجل صاح بصوت عال و أنا خرجت لأتفقد الأمر |
| Ve ben oradan çıkıp gittim ama şimdi o haklı çıktı. | Open Subtitles | وبعدها خرجت من هناك ولكن الآن اتضح لي أنها على حق |
| Demek buraya üstünü degismek için geldi ve sonra yine çikti. | Open Subtitles | إذن أتت هنا لتبدل ملابسها ثم خرجت مجدداً السؤال هو، أين؟ |
| Odasından çıkıyor olabilirdi. Sizi gördü ve geri döndü. | Open Subtitles | ربما خرجت من غرفتها, وعندما رأتك, استدارت وعادت الى غرفتها ثانية |
| Beklemekten sıkıldım, ben de ayrıldım. | Open Subtitles | لقد مللت من الإنتظار في ذاك الضريح الضيق لذا خرجت |
| Adamın biriyle tanıştım ve dışarı çıktığımda, beni işin içine soktu. | Open Subtitles | فقابلتُ ذلك الموزّع هناك، وعندما خرجت بدأت أعمل معه في الأرجاء. |
| Geçen geldiğimde beni rahat ettirdi bende çıkınca karşılığını verdim. | Open Subtitles | جعل حرية إقامتي أكثر متعة وعندما خرجت ، تبادلنا الأدوار |