Yoksa mahremiyetine saygı duymalı, itibarını korumalı ve Onu rahat mı bırakmalıyız? | TED | أم علينا أن نحترم خصوصيته ، نحفظ له كرامته ونتركه وشأنه ؟ |
Sanki içinize girmiş ve öldürülmesi gereken bir şey gibi. | TED | نحن نعامله كالشىء الذي وصل بداخلنا و علينا أن نقتله. |
Endişe etmemiz gerektiğini düşündüğüm bir başka konu daha var. | TED | هناك مشكلة أخرى أرى أنّه ينبغي علينا أن نهتمّ بها. |
Bu cihazın nasıl çalıştığını anlamak için, beyinlerimize bakmamız gerekecek. | TED | ولفهم كيفية عمل هذا الجهاز، علينا أن ننظر داخل أدمغتنا. |
Eğer Bu kurumun bizim için çalışmasını istiyorsak, bürokrasiyi çekici hale getirmek zorundayız. | TED | إن أردنا لهذه المؤسسة أن تعمل لأجلنا، علينا أن نعمل لجعل البيروقراطية جذابة. |
Ona şunu söylemek istedim ki size de bunu söylemek istiyorum, hastalıkların bizi hayallerimizden uzaklaştırmasına izin vermekten vaz geçmeliyiz. | TED | وارغب بأن اقول لها .. وأرغب بأن اقول لكم علينا أن لا نسمح للأمراض .. بأن تقوضنا عن تحقيق أحلامنا |
Tılsım neredeyse kontrolden çıktı. Çok geç olmadan Onu karanlığa gömmeliyiz. | Open Subtitles | التميمة خارج السيطرة علينا أن ندفنها في الظلام قبل فوات الأوان |
Biz hemen hemn Onu bulduk. Sizi yakalamak için bağlantıyı kesmeliydik. | Open Subtitles | لقد وجدناه فعلاً و لكن كان علينا أن نتوقف لكي نلتقطك |
Ama kabul etmeliyiz ki tüm olanlardan sonra, Onu tekrar yakalamamız mümkün değil. | Open Subtitles | ولكن علينا أن نواجه الواقع لم نستطع تكرار التجربة هنا بسبب كل ماحدث |
Eğer bir silahımız varsa ruhsal sağlığımızı korumak için oldukça özen göstermeliyiz, böylelikle hastalık durumunda tetiği çekmeye meyilli olmayalım. | TED | إذا كنا نمتلك سلاحًا، فيجب علينا أن نلتزم بصرامة بالحفاظ على استقرارنا النفسيّ. لكي لا نسحب الزّناد خلال أوقات المرض. |
Görüşmememiz gerektiğini biliyorum, ama her şeyin bir adabı var. | Open Subtitles | علينا أن نتجنب أحدنا الآخر,و لكن هناك طرقاً لتسوية الأمور |
- Biz gerçekten, bildiğiniz düzeltmek gerektiğini. - Hadi, kim peşinde? | Open Subtitles | يجب علينا أن نصلح هذا هيا ، من يسعى خلفك ؟ |
Genç bir subaya seni ata binmeye çıkarmasını emretmemiz gerekecek. | Open Subtitles | علينا أن نأمر احد الضباط شاب لطيف ليأخذك لركوب الخيل |
Elimizde bir mucize olmadığına göre DNA raporunu beklememiz gerekecek. | Open Subtitles | أن تحدث معجزة علينا أن ننتظر تقرير الدي أن آي |
Yani Arşimet'i incelemeye başlamadan önce, Bu kitabı parçalara ayırmak zorundaydık. | TED | قبل أن نبدأ تصوّر أرخميدس، كان علينا أن نحلّل هذا الكتاب. |
Sormamız gereken, ve de hemen cevaplamaya başlamamız gereken bir soru. | TED | إنه سؤال يجب أن نسأله و علينا أن نبدأ بالإجابة عنه |
Bu arada ona yardım etmek için elimizden geleni yapmalıyız. | Open Subtitles | في الوقت الحالي علينا أن نقوم بما في وسعنا لمساعدتها |
Yine de Bu buluşmaları en iyi şekilde örtbas etmemiz gerek. | Open Subtitles | رغم ذلك، يجب علينا أن نغطي تلك اللقاءات بأفضل ما يمكن |
Bak ne diyeceğim, eve dönmüş mü diye kontrol etsek iyi olur. | Open Subtitles | أتعلمين شيئاً؟ ربما علينا أن نتحقق إذا كانت قد عادت إلى المنزل |
Ama Bu ülkelerin kaç tanesinin Bu işte çalışması gerekiyor? | TED | لكن ما هو عدد الدول التي علينا أن نعمل عليها؟ |
Başka çocuk kalmamıştı, biz de yerine bir köpek ayarlamak zorunda kaldık. | Open Subtitles | لم يكن هناك مايكفي من الأطفال، فكان علينا أن نحصل على كلب. |
ama seçilmiş temsilcilerimizi aramalı ve Bu değişiklikleri talep etmeliyiz. | TED | يجب علينا أن نتكلم مع ممثلينا المُنتخبين وأن نطالب بالتغيير. |
Çok kasvetli. Küçük çocuk bacağına sarılmış, küçük hayalaletler etrafta uçuşuyor. Bu saçmalıklarından kurtulmamız lazım. hemen, baylar ve bayanlar. | TED | هو قاتم. هناك أطفال صغار يتكئون على ساقه، أشباح صغيرة تطير في المكان. علينا أن ننظف هذا بسرعة، سيداتي سادتي. |