| O çantayı nereye koyacağını Sana kaç kez söylemem gerek? | Open Subtitles | كم مرة علي أن أخبرك بالمكان الذى تضع به حقيبتك؟ |
| Bir fikrim var. Bunun için kamuflaj malzemesi gerek bana. | Open Subtitles | لدي فكرة, و لكن علي أن أحصل على بعض التمويه. |
| Aynı zamanda, nefes alırken kendi eserimi solumamaya dikkat etmem lazım. | TED | ويجب علي أن أكون حذرا ألا أستنشق عملي في ذات الوقت. |
| Bildiğini biliyorum. Babamla görüşmem lazım ve ne yapmamızı istediğini öğrenmem lazım. | Open Subtitles | اعلم انك تعلم بذلك ، علي أن اتصل بابي لأرى مايجب فعله |
| Ama şu soruyu sormam gerekiyor: Ya bu riski almak zorunda olmasaydı? | TED | لكن علي أن اسأل: ماذا إذا كانت لم تضطر لهذه المخاطرة أساساً؟ |
| Sonbahar'da tekrar Üniversite Seçme Sınavına girmem gerekiyor sonra Üniversite'de İşletme okuyacağım. | Open Subtitles | علي أن أجتاز اختباراتي ثانية في الخريف سأذهب للكلية وأدرس الأعمال التجارية |
| Gitmem gereken bir yer ve yapmam gereken bir şey var. Beni vurmadıkça veya tutuklamadıkça, ben gideceğim, Jack. | Open Subtitles | اسمع يا رجل لدي مكان علي أن أذهب إليه لدي شيء علي القيام به إلا إذا أطلقت علي النار |
| Hayır,hayır, bütün bu kağıtları toplamam gerek. Babam bir seçim yarışın... | Open Subtitles | لا لا علي أن أجمع هذا الورق أنها تصويتات لإنتخاب أبي |
| Müşterilerimi kaybettim. İşimden oldum. Şimdi de evimi ve arabamı satmam gerek. | Open Subtitles | خسرت موكليني و خسرت عملي و علي أن أبيع المنزل و السيارة |
| 4. katta boş bir daire var, ancak anahtarları aşırmam gerek. | Open Subtitles | هـنالك مكان فارغ بالـطابق الـرابع، لكنه يجب علي أن أسرق المفاتيح |
| - Benim gitmem gerek. - Hayır hayır finaldeyiz. Lütfen kal. | Open Subtitles | أتعلم, علي أن أذهب لالالا, إنها المباراة النهائية, أرجوك ظلي هنا |
| Seni eve götürmeliyim, sonra da bir gerekçeyi kontrol etmem gerek. | Open Subtitles | علي أن أوصلك إالي المنزل وبعد ذلك علي البحث عن عذر |
| Damarlarda hastalıklarla savaşıyor olmam lazım Burada tartar kontrolünde değil. | Open Subtitles | علي أن أقاتل الفيروس فى الوريد ليس هنا فى الحلق |
| - Tamam. Benim geceyarısına kadar arabaya gitmem lazım bu arada. | Open Subtitles | حسنا ، علي أن أعيد سيارتى بحلول المساء على أى حال |
| Beni hoş görün. Bu ceketleri 5'e kadar bitirmem lazım. | Open Subtitles | اعذريني أرجوك علي أن أنهي هذه السترات في الساعة الخامسة |
| Kesinlikle. Sadece oraya gitmeden evvel kimden nefret ettiğimizi bilmem gerekiyor. | Open Subtitles | اردت فقط معرفة من الذي ينبغي علي أن أكرهه قبل وصولنا |
| Cezayı bu gece ödemeniz gerekiyor yoksa sizi nezarete atabilirim. | Open Subtitles | يجب أن تدفع المخالفة الليلة, أو سيتوجب علي أن أحبسك |
| Billy Idol biletleri için şu herife ödeme yapmam gerekiyor. | Open Subtitles | علي أن أدفع لهذا الشخص من أجل تذاكر بيلي آدول |
| Bunu yapmaktan başka çarem yok. Bunu yapması gereken tek kişi benim! | Open Subtitles | لا يوجد طريقة غير هذه ، علي أن أكون من يقوم بهذا |
| Aslında Sana teşekkür etmem gerekirdi bana ihanet edip ölüme terk etmeseydin sizin gibi ben de lanetten payımı alacaktım. | Open Subtitles | بالرغم من ذلك أعتقد أن علي أن أشكرك إذا لم تكن قد خنتني كنت سأحصل علي نصيبي من اللعنة مثلك |
| Ve elbette, askerlerimin nezaretini aldığınız zaman yiyecek ve barınak ihtiyaçlarının karşılanması gerekecek. | Open Subtitles | علي أن آخذ مستحقاتي أنا وجنودي الإتفاقية يجب أن تحتوي على الطعام والملبس |
| -Berbat tekliflerini kabul etmeliyim ve bunu yaparken aptal gibi gülümsemeliyim. | Open Subtitles | علي أن أقبل بعرضهم التافه وأن أبتسم كالأحمق وأنا أفعل ذلك |
| Ve gece 4'de ev sahibini kaldırıp bir sürü hikaye uydurmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لذا في الـ4 صباحا، كان علي أن أوقظ صاحبة العقار وأغني لها وأرقص |
| İtiraf edeceğim ki bazı demir parçaları Kızılderililer'e satmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | ولكن علي أن أعترف.. لقد أجبرت على بيع بعض الحديد للهنود |
| - Seni öldürmem gerekir.... - Çünkü beni öldürmen gerekir. | Open Subtitles | يجب علي أن اقتلك و بعد ذالك يجب ان تقتلني |
| O yüzden diğerleri helikoptere doğru giderken ben kenarda beklemek zorunda kalmıştım. | TED | لذلك كان علي أن أتنحي جانبًا، بينما كان الآخرون يتقدمون نحو الطائرة. |
| Tamamen dürüst olmak gerekirse, buraya gelip bunları söylemek benim için gerçekten zor. | TED | ولأكون كليا صريحا معكم، أنه من الصعب علي أن أقف هنا و أقول |
| Sinsi : Üzgünüm Woody. Ama onlara hak vermek zorundayım. | TED | سلينكي: أنا آسف يا وودي لكن علي أن أوافقهم الرأي. |
| Bu para işinden bıktım. Sadece ne yapmam gerektiğini söyle bana. Pekala. | Open Subtitles | لقد سئمت من موضوع المال فقط أخبرني ما يجب علي أن أفعله |