"فترة" - Traduction Arabe en Turc

    • süre
        
    • zaman
        
    • süredir
        
    • uzun
        
    • zamandır
        
    • biraz
        
    • çok
        
    • dönemi
        
    • süresi
        
    • daha
        
    • kadar
        
    • ara
        
    • dönem
        
    • zamanda
        
    • zamanlar
        
    Ve oldukça uzun süre önce ilk başarılı bilgisayar virüsünü yazdığımda başladı. TED وبدأ منذ فترة وجيزة عندما كتب أحدهم أحد أنجح فيروسات الحاسب الاَلي
    çok kısa bir süre içinde 18 cm yağmur yağdı TED 7 بوصات من المطر تساقطات على مدى فترة قصيرة للغاية.
    açık ağzılarına kurt bırakması için annelerine bağımlılar iki yıl kadar, ki bu bir kuşun hayatında çok uzun bir zaman. TED تعتمد على أمهاتها لتلقي بالديدان في أفواهها الصغيرة الفاغرة لفترة قد تصل إلى عامين، وهي فترة طويلة حقا في حياة طائر
    O yaz bir süredir hasta olan bir hemşiremiz vardı. TED في ذلك الصيف كانت لدينا ممرضة كانت مريضة منذ فترة.
    uzun süren tuhaf bir süre ardından, Steve sessizliği bozdu. TED بعد فترة طويلة بعض الشيء، و غريبة، ستيف كسر الصمت.
    Kısa bir süre önce Cape Town neredeyse susuz kaldı. TED أعني، كيب تاون، قبل فترة وجيزة، نفد منها الماء تقريبًا.
    Fakat bu şeyler bir süre sonra yok olur, yanlışlıklar temizlenebilir. TED ولكن هذه الأمور تتلاشى بعد فترة. يمكن للحالات الشاذة أن تُمحى.
    Sadece üç yıllık bir süre içinde 1785'ten 1788'e kadar, ABD Anayasası'nı düşündü, teorileştirdi, tasarladı, geçirdi ve yürürlüğe soktu. TED في فترة ثلاثة أعوام فقط، من عام 1785 إلى عام 1788، حدّد، وأصدر، وصممّ، ومرّر، وحصل على التصديق للدستور الأمريكي.
    Yapmamız gereken ikinci şey ise çok kısa bir süre zarfında ne kadar yol kat etdiğimize geri donüp bakmamız gerekiyor. TED الامر الثاني للذي علينا فعله هو علينا فقط ان ننظر الى الخلف الى اي مدى وصلنا في هكذا فترة زمنية قصيرة.
    Sadece 32 işaret, 30.000 yıl zaman boyunca ve tüm Avrupa kıtasında. TED 32 علامةً فقط طيلة فترة زمنية مدتها 30،000 سنة وقارة أوروبا بأكملها.
    Aslında, bilim insanları uzun zaman önce, hatta Natalia'nın keşfinden de önce, develerin kökeninin gerçekte Amerika'ya ait olduğunu biliyorlardı. TED حسنا، لقد عرف العلماء منذ فترة طويلة، كما تبين، حتى قبل اكتشاف ناتاليا، أن الجمال في الواقع من أصول أمريكية.
    Kısa zaman içinde rejim onun peşindeydi ve ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. TED بعد فترة قصيرة، أصبح مُلاحقًا من قِبل النظام، واضطُر إلى الهرب من البلاد.
    daha bugün tanıştık ama beni uzun süredir sevdiğini söylüyorsun. Open Subtitles تقابلنا اليوم ورغم ذلك تقول أنك احببتنى منذ فترة طويلة
    Hayır baba. Sevinerek söylüyorum ki hatırı sayılır bir süredir görüşmüyorum. Open Subtitles لا يا أبي، ليس منذ فترة و أنا سعيد لقول ذلك
    Harbatkin? Bir süredir kontrol noktasından geçmiyoruz efendim. Adamımı görecek misiniz? Open Subtitles لم نمر على نقاط التفتيش من فترة هل ستفحص رجلنا ؟
    McDonald'sa gittiler orada oturdular, uzun zamandır ilk kez birbirleriyle konuştular, birbirlerini dinlediler. TED ذهبوا إلى ماكدونالدز وجلسوا وتحدوثوا وسمعوا بعضهم البعض للمرة الأولى منذ فترة طويلة.
    Belki arada biraz gülümsemeyi öğrensen, o zaman belki insanlar senden hoşlanırdı. Open Subtitles والتر, ربما لو تعلمت ان تبتسم كل فترة ربما الناس قد يحبوك
    Kuluçka dönemi çok kısa. Vakalar tükendi. "Tehlikeli boyutlarda"yı yazmadın. Open Subtitles فترة الحضانة قصيرة يبدو أنه لن ينتشر إلى خارج القرية
    Tüm faydaları ve çalışmaları alabilecekleri 15 yıllığına tanımlı bir imtiyaz süresi var olduğunu düşünün. TED تخيلوا أن هناك فترة امتيازات محددة ربما في 15 سنة يمكنهم خلالها أخذ كل تلك الفوائد وتشغيلها.
    Buna rağmen uzun zamandır beklediğim her şeyden daha güçlü hissettim o an. TED مع ذلك، كان الشعور أقوى من أي شيء آخر توقعته منذ فترة طويلة.
    O dönemde her ikimiz de fena halde hamileydik ve ne kadar korktuğunu düşünerek onun için yüreğim sızlamıştı. TED لقد كنا في ذلك الوقت في فترة حملنا وقد انقبض صدري من اجلها تصوروا مدى الخوف الذي اعتراها حينها
    Gus, ara sıra değişiklik olsun diye bana sıkı sorular sormalısın. Open Subtitles جس، يجب أن تسألني سؤال صعب من فترة لأخرى فقط للمتعة
    Hayatındaki talihsiz, karanlık bir dönem yüzünden sorun yaşayan bir kadındı. Open Subtitles كانت إمرأة مضطربة التي كافحت.. خلال فترة سيئة الحظ ومظلمة بحياتها.
    - Yakın bir zamanda ateş edilmiş. - Evet. Birkaç tavşan avlamıştım. Open Subtitles ـ أستـُخدمت منذ فترة وجيزة ـ نعم ، قتلتُ بها بعض الأرانب
    Hamilelikler bir kadının hayatında mutlu ve doyurucu anlarla dolu zamanlar olarak bilinir. TED إن فترة الحمل من المفترض أن تكون سعيدة ومرضية في حياة أي امرأة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus