"قرب" - Traduction Arabe en Turc

• yakınında
• yanına
• yakınındaki
• yanındaki
• yakınlarındaki
• orada
• kenarında
• civarında
• yakınına
• doğru
• yakında
• etrafında
• kadar
• önünde
• oradaki

Sör Charles, Preston yakınında bazı işleri için bana görev verdi, ...ertelemeden gitmem gerekiyor ve yaklaşık bir hafta dönmeyeceğim.
سير تشارلز تعهد إلي بالإهتمام ببعض الأعمال ,قرب بريستون وعلي أن أذهب دون تأخير و لن أعود قبل أسبوع تقريباَ

Şimdi, sarayın yakınında küçücük fakir yalnız bir kadının yaşadığı bir kulübe varmış.
قرب القصر كان يوجد كوخ حيث كانت تعيش فيه إمرأة فقيرة ، لوحدها.

Bu ikisini köpeklerin yanına bile yaklaştırmayın. Daha kendilerine zor bakıyorlar.
لا تترك هاتان الأثنتان قرب الكلب فهما بالكاد يستطيعان إطعام أنفسهن

Girit yakınındaki denizaltı depremi konuşunda son bilgileri alabilir miyim?
أيمكنك أعطائى المزيد من المعلومات حول الهزة الارضية قرب كريت

Parayı tren istasyonuna getir ve erişte dükkânının yanındaki çöp kutusuna bırak.
ضعه في قاعة محطة القطار وضعه في صندوق القمامة قرب مطعم المعكرونة

Şanghay yakınlarındaki bu Budist tapınağının ilginç bir hikâyesi var.
هذا المعبد البوذي قرب شنغهاي له قصة إستثنائية إرتبطت به

Yükleme istasyonunun orada eski bir ambarda üsleri var. Oldukça sıkı korunuyor.
لديهم قاعدة في مستودع قديم قرب سفن الشحن، و عليها حراسة مشددة

Cuma günü nehrin kenarında ölü bulunan kızın adını öğrenmeye çalışıyorum.
أبحث عن إسم الفتاة التي وجدّت ميتةً قرب النهر بالجمعة الماضية

Varykino'da, Yuryatin civarında çiftliğimiz vardı.
لدينا .. نمتلك عقار في فريكنا قرب نيوراتن

Ayrıca, Patron, geçen bahar Kabil yakınında bir olay olmuş.
أيضا لقد كان هناك حادث قرب كابول فى الربيع الماضى

Mulholland Çıkmazı yakınında bir dizi eve zorla giriş olmuş.
لقد كان هناك سلسله من عمليات السطو قرب طريق مولهولاند

Özünde, Oakland'da benim yaşadığım yerin yakınında çok çeşitli restoranlar var.
في الأساس هناك كل أنواع المطاعم في أوكلاند، قرب بيتي

Ahırın yakınında durarak aslanları kandırmaya çalışıyordum
كنت أحاول أن أخدع الأسود بأنني واقف قرب الحظيرة.

Irina Derevko'yu yanında bir tek sen varken altı nükleer silahın yanına göndermem.
لست حول لترك إرينا دريفكو قرب أسلحة سلكس النووية أشرف على فقط بواسطتك.

Eğer o masaların ben olmadan yanına bile yaklaşırsan,seni bacağından vururum.
إذا تَذْهبُ قرب تلك المناضدِ ثانيةً بدوني، أنا سَأَضْربُك في الساقِ.

Kötü adamlar tanımlanamayan bir anormali Kartosuro yakınındaki yeraltı mağaralarına kadar takip ediyorlar.
الأشخاص السيئين يتتبعون مخلوق خارق مجهول الهوية في الكهوف تحت الأرض قرب كارتوسورو

Senin tutuk altına alındığın yer altı barının yanındaki köprünün altındaki yer işte.
هل تعلمين، ذلك المكان تحت الجسر قرب حانة حيث حصلت على قيد الاعتقال

En son, babanın ada yakınlarındaki bir şilepte olduğunu duymuştum.
آخر ما سمعتُه أنّ والدكَ على متن ناقلة قرب الجزيرة

Adam telefon kutusunun orada 20 dakika kadar park halinde bekledi.
تذكرت الرجل وقف هناك قرب الهاتف العمومي لمدة 20 دقيقة تقريبا

Havuz kenarında yürürken beni tesadüfen gören bir kız tarafından kurtarılmıştım.
أخيرًا أنقذتي فتاة كانت تتمشى قرب حوض السباحة التي نظرت صدفة تحت قدميها فرأتني

- Parça kalbinin civarında bile değil. - Bu önemsiz.
ـ لكنها ليست قرب القلب ـ اعلم، حالته بسيطة

Bizi yerlilerin yakınına getirdiğin için. Harika fotoğraflar çekeceğim.
لأخذنا قرب الهنود أنا سوف التقط بعض الصور الرائعة

Savaşın sonuna doğru alman güçleri Afrika'dan çekilmek zorunda kaldı.
قرب نهاية الحرب العالمية الأولى عندما إنسحب الألمان من أفريقيا

Bir kanguruyu yakında görmek isterdim. Bir anne kanguruyu.
كم أود رؤية كانجارو عن قرب احدى أمهات الكانجارو

Cesedin etrafında hiç kan yok. Bu görüp görebileceğin en garip şey.
ما من دم قرب الجثّة على الإطلاق، إنّه أغرب أمر رأيتَه أبداً

Arkaya atla Dexter. Tam hoparlörün önünde olacaksın. Bası iliklerine kadar hisseceksin.
اصعد في الخلف، ستكون قرب المكبّر، ستشعر بالصوت الجهير في عمودك الفقري

"Şehir çöplüğünün oradaki ağaçların arasında bulunmuş."
وجدوا يعيشون معاً في .الغابة قرب المستنقعات