| Biraz gergin efendim.Yeni birini aradığınızı düşünüyor efendim. Kesinlikle böyle davranmaz. | Open Subtitles | إنه متوتر يا سيدي فلقد سمع أنك تبحث عن مدير جديد |
| Bugünün yaşam tarzı sizi gergin ve sabırsız mı yapıyor? | Open Subtitles | هل نمط الحياة اليوم يجعلك متوتر و غير صبور ؟ |
| Anladım ki gergin olmasının nedeni online flört bağımlılığını ortaya çıkarmış olmammış. | Open Subtitles | ولكن بعدها إكتشفت أنه فقط متوتر لأنني إكتشفت إدمانه المواعدات على الإنترنت |
| Ben sadece başka birisi benden önce kedisinin resimlerini internete koyarsa hep ikinci adam olarak anılacağım için gerginim. | Open Subtitles | أنا فقط متوتر بأن شخصا ما آخر , يضع صور قطتهم على الأنترنيت أولا وثم سأعرف دائما بالرجل الثاني |
| Çağrı çubuğuyla adam öldüren ben değilim ama ben bile gerginim. | Open Subtitles | أنا متوتر على الرغم من أننى لم أقتل رجلاً بالمنادى الآلى. |
| Hadi ama, bir süredir kimseyle çıkmadığın için biraz gerginsin sadece. | Open Subtitles | بالله عليك, أنت متوتر لأنك لم تواعد فتاة لفترة طويلة |
| Mr. Dvorak's Heyecanlı olduğu için sürekli sigara içiyor. | Open Subtitles | مسكين هو السيد دفوراك، متوتر للغاية يدخن طوال الوقت |
| Kareli gömlek, çok gergin, belli ki daha önce hapse girmemiş. | Open Subtitles | قميصٌ منقش، متوتر للغاية، واضحٌ أنه لم يدخل السجن من قبل. |
| Ne kadar süreceğine emin değilim ama o biraz gergin. | Open Subtitles | لست مُتأكداً كم من الوقت سيستغرق لكنه يبدو متوتر قليلاً |
| Kim olursanız olun; Roanda'daki o sağlık çalışanı, Birleşik Devletler'de doğum yapan bir anne ya da onu bekleyen gergin bir baba... | TED | لعامل الصحة هذا في رواندا الريفية، أو لأم والدة وأب حديث متوتر في الولايات المتحدة. |
| Umarım kocam gergin değildir ve imzalı fotoğrafımı unutmam. | Open Subtitles | امل ألا يكون زوجي متوتر وألا ننسى توقيع الاوتوجراف |
| 4 milyon dolarlık kokain var ve kimse gergin değil. | Open Subtitles | ما قيمته 4 مليون دولار من الكوكائين لا أحد متوتر حتى الآن شاهد |
| Biraz gergin görünüyorsun, George. Birşey mi oldu? | Open Subtitles | تبدو متوتر قليلاً يا جورج أهنالك خطبٌ ما؟ |
| Biri uzun, kısa boylu, diğeri zayıf ve şişman. Çok gerginim, ne dediğimi bilmiyorum. | Open Subtitles | واحد طويل وقصير و الآخر نحيف وسمين أنا متوتر جداً ولا أعرف ماذا أقول |
| Affedersin. Biraz gerginim de. Bundan daha kibarımdır aslında. | Open Subtitles | أسف أنا فقط متوتر أنا رجل محترم أكثر من ذلك |
| Onlayken çok gerginim, kendime hakim olamıyorum. | Open Subtitles | أنا متوتر جداً معه, لا يمكنني إيقاف نفسي |
| - gerginsin. Tedirginim. | Open Subtitles | انت متوتر كلا انا مشدود و عندما اكون متوترا |
| Babam kalkıp, konuşma yapacağı için oldukça Heyecanlı. | Open Subtitles | أبي متوتر للغاية بشأن اضطراره للقيام و إلقاء كلمة |
| Hayır, sadece biraz heyecanlıyım. Her şey mükemmel olsun istiyorum. | Open Subtitles | انا متوتر فقط لاني اريد لكل شيء ان يكون مثاليا |
| Bu işe hiç girmemeliydim. Ben endişeli bir tipim.. | Open Subtitles | ما كان يجب عليَّ التورط في هذا أنا متوتر بطبعي |
| Randy'e de, benimle gelmesini söyledim. ama ziyaretlerin onu stresli yaptığını söyledi. | Open Subtitles | حاولت بأن أقنع راندي بالذهاب معي ولكن بمجرد تفكيره بالأمر جعله متوتر ومشمئز |
| Kim tahmin edebilirdi? Ana ligdeki bir maça bedava bilet ama izleyemeyecek kadar gergindim. | Open Subtitles | تذكرة مجانية لحضور مباراة رسمية، ولكنني كنت متوتر على الإستمتاع بالمباراة |
| Hiçbir şey. Annen polis olmak istediğini söylediğinden beri biraz sinirliyim. | Open Subtitles | لا شيء ، انا متوتر قليلاً منذ أن اخبرتني امك بإلتحاقها بالشرطة |
| Michael harika tamam da, olay zaten yeterince stresli ve o çocuk beni geriyor. | Open Subtitles | مايكل رائع .. ولكننى متوتر بوضع كهذا .. هذا الفتى سيجعلنى متوتر |
| Rahatlayamam. Üç bardak kahve içtim. Çok gerildim. | Open Subtitles | لا أستطيع، شربت الكثير من القهوة، وأنا متوتر جداً. |
| Başlama yerine çok tedirgin bir şekilde gidip beceriksizce birkaç atış alıştırması yapacaktım. | Open Subtitles | سأذهب الى نقطة اللعب و أنا متوتر و اقوم ببضع ضربات تدريبية خرقاء |
| Onun içine şeytan girdiğini düşündüğüm için stresliyim. | Open Subtitles | وأظن أن هناك شيطاناً قد استحوذ عليها لذلك فأنا متوتر بعض الشيء |
| stres altındayken beni tek rahatlatan şey oydu. | Open Subtitles | كان الشيء الوحيد الذي يهدئني عندما أكون متوتر |
| Ne kadar Sinirli olduğum belli oluyordur herhalde, herşey yolunda mı? | Open Subtitles | يبدو بأنك متوتر قليلاً دكتور هل كل شئ على مايرام ؟ |