"مضى" - Traduction Arabe en Turc

• oldu
• zamandır
• geçti
• zamanlar
• zaman
• gitti
• Bir
• geçmiş
• uzun
• önceydi
• olmuş
• en
• asla
• daha
• beri

Artık her zamankinden daha çok güç ağımızın Bir parçası oldu.
إنها حاليًا جزءاً من شبكتنا للطاقة أكثر من أي وقتٍ مضى.

Tam 20 gün 18 saat oldu. Orda neler oluyor?
مضى الآن 20 يوما و18 ساعة ما الذي يجري هناك؟

Bana bunca zamandır tek yapması gereken hislerini kapatmaktı mı diyorsun şimdi?
أتخبرني الآن أن طيلة ما مضى لم يتعيّن عليها سوى إخماد إنسانيّتها؟

Sonuçta adam gibi korsanlık yapmayalı epey Bir zaman geçti.
يبدو أنه مضى وقت طويل ولم نقم بعملية سرقة حقيقية

Oldukça hoş ve hızla yayılmaya başladı, bio çeşitliliği Bir zamanlar çok zengin olan Kuzeybatı Akdeniz'de aşırı büyümeye başladı.
هي جميلة جدا ولديها بداية سريعة لتنمو سريعا في ما مضى غنية جدا التنوع الحي في شمال غربي البحر المتوسط

Bu çok kötü. Seni çıplak görmeyeli uzun zaman oldu.
انه سيء جداًً,لقد مضى وقت طويل منذ ان رأيتك متعري

Nick, babanla en son konuştuğundan beri iki aydan fazla oldu.
لقد مضى أكثر من شهرين منذ أن تحدثت إليه اسمعي دايزي..

Bir erkek tarafından ziyaret edilmeyeli çok uzun zaman oldu.
لقد مضى وقت طويل منذ آخر مرة جاء رجل لزيارتي

O kadar çok gülmeyeli o kadar uzun zaman oldu ki...
مضى سنوات كثيرة منذ أن ضحكت كثيراً و جعلت عروقى تدمى

Fakat değiştim ve bence şunu diyebilirsin ki her şey çok başarılı oldu.
ولكن تجاهلت الأمر وأعتقد أنه بامكانك القول بأن كل شيء مضى بشكل جيد

Vakit yok. Bu adamlardan her biri ne zamandır bu işi yapıyorlar?
ليس هُناك وقت، هؤلاء الرجال، كمْ مضى على وُجودهم في ذلك المجال؟

Çünkü ne kadar zamandır hamileyim bilmiyorum ve senden mi onu bile bilmiyorum.
لأنّني لا أعلم كم مضى على حملي ولا أعلم حتّى إن كان ابنك

Çünkü çok uzun zamandır, büyük finansal aktörleri tek başlarına bıraktık.
لأنه مضى وقتٌ طويلٌ، على تركنا الفاعلين الماليين الكبار لوحدهم.

Yani son tartışmamızdan bu yana ne kadar zaman geçti?
حسناً , كم من الوقت مضى منذ آخر مشاجرة لنا؟

Hadi ama bunun üstünden en az Bir yıl geçti.
بالله عليك , لقد مضى على هذا أكثر من سنة

Kitaplar beni Bir zamanlar olduğum o içine dönük çocukluktan kurtardılar.
لقد أنقذت الكتب تلك الطفلة الانطوائية, الخجولة التي كنتها فيما مضى.

Ne kadar zaman sonra Quill'in barna gidip onu öldürdünüz?
كم من الوقت مضى قبل ان تذهب الى كويل وتقتله

Hepsi bu, çocuklar. Belli ki tepelere doğru gitti.
الأمر مؤكد يارفاق يبدو أنه مضى من فوق التلال

Geçtiğimiz sene Tunus'taydım. Orada çok küçük Bir caminin ihtiyar imamı ile tanıştım.
منذ عام مضى كنت في تونس، و قابلت إماماً لجامع صغير، رجل مسن

Bilgisayarlar gelmiş geçmiş her Bir şeyden daha hızlı şekilde ileriye gidiyor.
تتحسن أجهزة الكمبيوتر أسرع من أي شيء آخر من أي وقت مضى.

Kanan Baal'ın hizmetinde Bir Goa'uld olarak gizli çalışmış. Ne kadar önceydi bu?
كينين عمل متخفى كجواؤلد في خدمة بال كم من الوقت مضى عليه هناك؟

27 yıl olmuş. O sabah olanlar hâlâ gizemini koruyor.
مضى على ذلك 27 عاماً، وذلك الصباح ما يزال غامضاً

Binlerce yıl önce onlar bütün zamanların en iyi savaşçılarıydılar.
منذ ألف ، ألف قمر مضى هؤلاء كانوا أعظم المحاربين

Bu yüzden de, bizim aramızda asla Bir şey olmayacak.
لذلك لا شيء من أي وقت مضى ستعمل يحدث بيننا.