| Biz de insanların gerçek şifrelerinde de aynı yolu kullanıp kullanmayacaklarını bilmek istedik. | TED | وأردنا معرفة ما إذا كان الناس يتعاملون بالطريقة نفسها مع كلمات مرورهم الحقيقية |
| Ve tıpkı balonun üstüne bir resim çizmişiz de onu şişiriyormuşuz gibi, resim hâlâ aynı resim ama mürekkep tanecikleri birbirlerinden uzaklaşmış hâlde; | TED | ومثل رسم صورة على بالون، ومن ثم نفخ البالون، فإن الصورة هي نفسها ، ولكن جسيمات الحبر قد تحركت بعيدا عن بعضها البعض. |
| Şeker ve sakız herkes için aynı, her ne kadar yanında sızlanan çocuklar olan aileler için işe yarasa da. | TED | والحلوى والعلكة هي نفسها للجميع، حتى ولو كانت غالباً تنجح فقط بالنسبة للناس الذين معهم أطفال صغار ملحّون إلى جانبهم. |
| Bu ve benzeri pek çok şekilde, müşteri ve müşteri adaylarının gözünde şirketinin değerini ve kendi değerini düşürüyordu. | TED | بهذه الطريقة وعدة طرق متواضعة أخرى، كانت تقلّل من شأن شركتها في أعين العملاء المحتملين، وتقلّل من شأن نفسها. |
| Burası McMurdo'nun kendisi. Yazın burada bin kadar insan çalışır, ve kışın 200 kadar burası altı ay boyunca tamamen karanlık iken. | TED | هذه ماكموردو نفسها. حوالي ألف شخص يعملون هنا في الصيف، وحوالي 200 في فصل الشتاء عندما تكون مظلمة تماما طيلة ستة أشهر. |
| Su ile kurulan aynı sistem, 10.000'e yakın bir Reynolds sayısına sahiptir. | TED | وبالمقابل فإن العيّنة نفسها من الماء تتمتّع بقيمة رينولد تصل إلى 10,000. |
| Arazilerin hepsi aynı: Toprak aynı, yağış aynı -- her şey aynı. | TED | وكل تلك القطع متشابهة؛ التربة نفسها والأمطار كذلك لا تختلف في شيء، |
| Bu an aynı zamanda kendini bundan resmen ayırdığı an. | TED | ولكن تلك هي اللحظة التي تنتزع نفسها جراحيا من ذلك. |
| Farkındasın ki iki avcı aynı avın peşinden peşinden koşarsa bu iş birbirlerini vurmalarıyla neticelenir, böyle olsun istemeyiz. | Open Subtitles | كما تعلم عندما يقصد صيادان الفريسة نفسها ينتهيان باطلاق النار على بعضهما من الخلف و نحن لا نريد ذلك |
| Bunca zamandır buradayız ve ben hala aynı işi yapıyorum. | Open Subtitles | إننا نعيش هنا منذ زمن ومازلت أعمل في الوظيفة نفسها |
| Alfabeler aynı olabilir, ama bu tamamen farklı bir dil. | Open Subtitles | الابجديه قد تكون نفسها لكنها تختلف عن اللغة الاصلية تماماً |
| Sadece bir sürü insan daha iyi olması için çok çalışırsa gelişir ve bence kendi kendine kalırsa geriler. | TED | لا تتطوّر إلا إذا عمل الكثير من الناس بجد ليجعلوها أفضل، وفي الحقيقة، أعتقد أنها ستتراجع من تلقاء نفسها. |
| ..ve Dünya'yı yokeden silahın insanların kendi icadı olduğunu tahmin ediyorum. | Open Subtitles | وأظن أن السلاح الذي دمر الأرض هو من صنع البشر نفسها |
| Bizle, kendi lanet sistemimizle konuşuyorlar. Yakınlarda bir yerlerde olmalılar. | Open Subtitles | انهم يتحثون الينا عبر انظمتنا نفسها لا بد انها نغلقة |
| Wal-Mart gibi yapın, kendisi için tedarikçileri için ve tüketicileri için yeşile dönün. | TED | افعلها كما فعل وول مارت ، ابذل جهدك لعملاؤك ، ولموردينك ولمؤسستك نفسها. |
| EB:Eğer paraşütü çok erken açarsak, paraşütün kendisi başarısız olabilir. | TED | إذا قمت بإطلاق المظلة باكراً، فيمكن أن تتلف المظلة نفسها |
| Bir noktada, değerlendirme formuna insanlara kendilerini yüzde 1 gey ile yüzde 100 gey arasında konumlandırmalarını isteyen bir soru koydum | TED | في مرحلة ما اضفت سؤال الي استمارة السماح بالنشر انني سالت الناس لتقيّم نفسها من واحد الي مئة في المئة مثلي |
| Ve Morissette ise muhtemelen Morrissey hayranıydı ve kendisine Morissette demeye karar verdi. | Open Subtitles | وموريسيت المؤسسة الدولية للعلوم ربما أنها كانت مروحة موريسي وقررت استدعاء نفسها موريسيت. |
| Bunca yıl boyunca mektuplarında kendinden ne kadar da az bahsetmişti. | Open Subtitles | هكذا قليلاً أخبرتْني عن نفسها في كُلّ رسائلِها كُلّ تلك السَنَواتِ |
| O zaman ne yapmalı? Belki de cevap favela ve gecekonduların kendisinden gelecek. | TED | ما العملُ إذًا؟ حسنًا، رُبّما تأتي الإجابة من الأحياء الفقيرة وأحياء الصفيح نفسها. |
| Aldığım cevapların yanlış olduğuna inanmamak mümkündü, soruların da yanlış olduğuna inanmak da. | TED | من الممكن أن الإجابات التي كانت لدى خاطئة، أن الأسئلة نفسها كانت خاطئة. |
| O da senden bir ay sonra intihar etti. Bunu bildiğini sanıyordum. | Open Subtitles | لقد قتلت نفسها بعدك بشهر كنت أتوقع أنك تعلم عن هذا الأمر |
| Yani bir anlamda, kendini korumaya çalışan canlı sistemler gibi davranıyor. | TED | إنها تتصرف إذن كخلية حية، نوعاً ما، محاولة الحفاظ على نفسها. |
| Genellikle keme yılanı gibi büyük yılanları tüketirler; hatta kobraları bile yerler. | TED | وعادة ما يأكلون الثعابين الكبيرة مثل الثعابين الفئران، او حتي الكوبرا نفسها |
| Ve ben, çalıştım ve sorunlar ile uğraştım, ta ki resmin içinde mücadele ettiğim ufacık minik savaşlar kendiliğinden çözülmeye başlayana dek. | TED | وعملت وعملت على حل المشاكل حتى المعارك الاولى التي كنت اقاتلها داخل الصورة بدأت في الحل من تلقاء نفسها |
| Yalan söylüyor olabilir, kendisinin bile orada olduğundan nasıl emin olabiliriz ki? | Open Subtitles | قد تكون كاذبة, و من قال بأنّها هي نفسها كانت هناك ؟ |
| Aslında protein, hücrenin kendisini hücreyi daha dirençli kılmak için değiştiriyor olabilir. | TED | و في الواقع, يمكن أن يغير الخلايا نفسها .لتجعل نفسها خلايا مقاومة |