Bu gece inanılmaz bir Gol attın. Amma vurdun be, kardeş. | Open Subtitles | انت احرزت هدف رائع الليلة , احببته لقد حطمتهم , رائع |
Uzatmalarda bir Gol attılar. Acaba bir kez daha atabilirler mi? | Open Subtitles | لقد احرزوا هدفا في الوقت الاضافي هل بامكانهم احراز هدف اخر؟ |
Bu hayatta bir amacım olduğunu hissediyorum, o amacın ne olduğunu bilmiyorum, ama yönetim danışmanlığı olmadığından oldukça eminim." | TED | و أشعر أن لدي هدف فى الحياة ولكننى لا أعلم ما هو ولكننى متأكدة أنه ليس عملى كمستشارة إدراية |
Bu canlı bilgisayarın tanımı, beyin aktivitelerinin etkileşimi ve motor bir amacın gerçekleştirilmesidir. | TED | هذا هو تعريف الحاسوب الحيوي، تفاعل من خلال نشاط الدماغ وتحقيق هدف حركي. |
Bilirsiniz, futbolcular "Sayı" yaptıktan sonra birbirlerinin kıçına hafifçe vururlar. | Open Subtitles | اتعرف مثل لاعبى كرة القدم يصفعون بعض بعد كل هدف |
İniş hedefimiz burada. Bu yeteneklerle hedefe doğru yönelebilirler mi? Kertenkelemiz rüzgar tünelinde. | TED | فهذا هدف الهبوط. هل يستطيعون التوجه نحوه مع هذه القدرات؟ ها هو ذا في نفق الرياح |
Güzel Gol atmak zorunda değilsin. Her gole bir Sayı veriyorlar. | Open Subtitles | ليس عليك أن تسجل هدف خرافي هدف عادي سيحسب لنا أيضاً |
Son Gol pasını neredeyse... 40 metre kadar uzağa yolladın. | Open Subtitles | أنت رميت آخر تمريرة هدف من على بعد 43 ياردة |
Şu salaklara bak. Bir tane daha mı Gol yediler? | Open Subtitles | أنظروا إلى هؤلاء الاغبياء هل أحرزوا هدف آخر؟ |
Sana Gol attılar, şişko! | Open Subtitles | ماذا حدث؟ لقد أدخلوا فيك هدف أيها البدين |
Eğer böyle bir hata yaparsan... hayatın boyunca Gol atamazsın. | Open Subtitles | لا تَعْمل ْنفس الخطأ وتتزوج أنت لَنْ تَكُونَ قادر على إحْراز اي هدف لبقية حياتكَ |
Eğer böyle bir hata yaparsan... hayatın boyunca Gol atamazsın. | Open Subtitles | لا تَعْمل ْنفس الخطأ وتتزوج أنت لَنْ تَكُونَ قادر على إحْراز اي هدف لبقية حياتكَ |
Bazen, keşke hayatta daha fazla amacım olsaydı diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أحياناً أتمنى أن يكون لي أكثر من هدف في الحياة |
Babam her zaman "Tanrı tam zamanlı çalışma ekonomisi yürütür" derdi. Eğer ihtiyacı takip edersen hayatta hep bir amacın olur. | TED | أبي يقول دائمًا الإله يدير اقتصاد التوظيف الكامل، وأنه إذا فقط لبًّيت حاجة ما، لن تخفق في تحقيق هدف في الحياة. |
Ve sadece bir hedefimiz olacak sadece bir tane, bataryalar boşalmadan güneşin doğuşunu yakalamak. | TED | وسيكون على الطائرة تحقيق هدف واحد فقط ان تدرك شروق الشمس المقبل قبل نفاد البطاريات |
Dönüşüm öncesi her olayda çok açık bir hedefin vardı. | Open Subtitles | في كلّ حالة، كان لديك هدف واضح قبل أن تتحوّل |
Şu anın tadını çıkaramıyorsan bütün bu saçmalıklara... katlanmanın bir anlamı yok. | Open Subtitles | ليس هناك هدف من خلال كلّ هذه الترهات أنت لن تتمتّع بالجولة |
Bu paraların hangi amaçla nereye yollandığını öğrenmeliyiz. | Open Subtitles | هناك هدف من وراء هذا الكنز و يجب ان نعرفه |
61 metre koşu. Touchdown. Maç topu. | Open Subtitles | قطع 67 قدم, و هدف و ربح المباراة, أنا اقول لكم |
Fkat bu yarışa girmenin bedeli şu olurdu: şöyle diyebilirsiniz: Başkan'ın hedefini kullanalım. | TED | لكن السعر للدخول في هذه المنافسة سيكون، يمكنك فقط، القول، استخدم هدف الرئيس. |
Beni yanlış anlamayın. Bence mutluluk, çocuk için mükemmel bir hedef. | TED | ولا تفهموني بطريقة خاطئة أظن أن السعادة لأطفالنا هي هدف رائع. |
Belediye Sarayını solda sıfır bırakacak bir hedefim var. | Open Subtitles | فلدى هدف سيجعل مهمة قاعة المدينة تبدو فى حالة يرثى لها |
Genç bir kadın ise, hayatındaki hedefinin bir fast food restoranında çalışmak olduğunu söylemişti. | TED | أو امرأة شابة تخبرني بأنه يوجد لديها هدف لمدى الحياة ، بأن تعمل في مطعم وجبات سريعة. |
Belli bir amacı yok, zaten oyun oynamanın en güzel tarafı budur. | TED | ليس له أي هدف محدد, و هذا هو الأمر الرائع في اللعب. |
Bak, çok iyi bir amaç için, çocuk hastanesi için. | Open Subtitles | , هذا من أجل هدف نبيل من أجل مستشفى للأطفال |