Daha da önemlisi, kapitalizm tarafından yönlendirilen sadece ekonomik büyüme değil. | TED | والأهم من ذلك، لم يكن النمو الإقتصادي هو الوحيد المُتأثّر بالرأسمالية. |
Nerde yaşar, nerde çalışır, ve en önemlisi, şu anda nerede olduğu. | Open Subtitles | أين يقطن ويعمل والأهم من كل ذلك أين يمكن أن يكون الآن |
Bizi desteklediğin için sağol,ve herşeyden önemlisi zafen için teşekkürler | Open Subtitles | نحمدك على خروجنا سالمين والأهم من ذلك نحمدك على الفوز |
Bizi desteklediğin için sağol,ve herşeyden önemlisi zafen için teşekkürler | Open Subtitles | نحمدك على خروجنا سالمين والأهم من ذلك نحمدك على الفوز |
Dahası, senin onu sevdiğini ve istediğini hissedebilir. | Open Subtitles | والأهم من ذلك و يسمح لها بالشعور بأنها مرغوبة و محبوبة منك |
Bunlar yasal konular ve daha da önemlisi bu sadece kaba taslak. | Open Subtitles | هذا غير قانوني، والأهم من ذلك أنه ليس من التهذيب في شيء |
Daha da önemlisi, kural tanımaz davranışlarını durduracak ve yok edeceksin. | Open Subtitles | والأهم من ذلك انه يجب ان توقف وتكف عن اعمال التنظيات |
Ve daha da önemlisi, hasta olduğumdan beri onlarla konuşmadım. | Open Subtitles | والأهم من ذلك، أني لم أخاطبهما منذ أن كنت مريضة. |
Sizin merhametinizi hak etmiyor, her şeyden önemlisi bu tacı hak etmiyor. | Open Subtitles | ولا تستحق عطفكم والأهم من كل هذا أنها لا تستحق هذا التاج |
Hayatlarını uzatma, onlara güç verme, ve en önemlisi, onları gördüğünde unutmanın yolu. | Open Subtitles | وجدوا سُبُلاً لإطالة أعمارهم وإكتساب القوة والأهم أنهم يجعلونك تنسى أنك رأيتهم يوماً. |
En önemlisi de Müdür Jo bugün adama para vermiş. | Open Subtitles | والأهم من ذلك، يقولون أنّ المدير جو أعطاه المَال اليوم. |
Daha da önemlisi berbat bir kart oyuncusu. Bana borcu var. | Open Subtitles | والأهم من ذلك، فهو رديء لاعب بطاقة . انه مدين لي. |
Bunun şarjı sonsuza dek sürüyor ve en önemlisi aynasızlar takip edemezler. | Open Subtitles | كما ترى فإن البطارية تدوم للأبد والأهم أن الشرطة لاتقدر على تعقبك |
Eşsiz daha önemlisi doğal bir şekilde boyandı. | TED | لذلك فهو فريد من نوعه، والأهم من ذلك أنه مصبوغ بمواد طبيعية. |
Daha da önemlisi, erkekler başarıları için kendilerine pay biçerlerken, kadınlar dış faktörleri etken olarak görüyorlar. | TED | والأهم من ذلك، يعزي الرجال نجاحهم لأنفسهم، بينما تعزيه النساء الى عوامل خارجية. |
ama hepsinden önemlisi demokrasi için nasıl çarpışıtığımıza. | TED | والأهم من ذلك كله، في الطريقة التي حاربنا بها من أجل الديمقراطية. |
Ama daha da önemlisi, buradaki metabolik oran olan 0,75 oranına benzer katsayı "1" den fazla ve yaklaşık 1.15 - 1.2 arasında. | TED | والأهم من هذا الشيء الدليل على أنه تناظرية الثلاث أرباع لمعدل الأيض هي أكبر من واحد , هي حوالي 1.15 الي 1.2 |
Yenilikçilere, yeni pazarlar yaratmak, ve en önemlisi başta bahsettiğimiz halkla ilişkiler sorunlarını ortadan kaldırmak suretiyle fayda sağlar. | TED | إنه يفيد المبتكرين من خلال منحهم سوقًا جديدًا، والأهم من ذلك، عن طريق التغلب على مشاكل علاقاتهم العامة التي بدأنا بها. |
Her şeyden önemlisi bunu söylüyorum çünkü, bir kişiye görünürde seçenek sunmak her zaman o kişiye teklif sunulduğu veya onun cesaretlendirildiğini göstermez. | TED | والأهم من ذلك، أنا أتكلم لكم عنه فإن كان الأمر يبدو اختيارًا يعطى للشخص، فذلك ليس دائماً معروض للأشخاص ومُشجع عليه. |
Ve daha da önemlisi, merdiven gerçekse, bu bize modern hayattaki daimi tatminsizlik eğilimini açıklar. | TED | والأهم من ذلك ، لو أن ذلك الدرج الصاعد كان حقيقياً ، لفسّر لنا الإستياء المستمر والمتنامي في الحياة المدنية. |
Dahası, çocuklar var. Siz de sağlığınıza dikkat etmelisiniz. | Open Subtitles | والأهم من ذلك يوجد أطفال هنا ويجب عليك أن تهتم بصحتك أيضاً |
Bİr önemli nokta da; birkaç uzmanı, beceri kazandırma ve denetim amacıyla görevlendirmeliyiz. | TED | والأهم من ذلك، نحن بحاجة إلى إعادة توزيع الأخصائيين القليلين الذين يقومون بعدة أدوار مثل بناء القدرات والإشراف عليها. |