| Tanıdığımız biri olmalı, kapalı bir yerde kar maskesi giyiyor. | Open Subtitles | ، عليه أن يكون أحد من معارفنا يرتدي القناع بالداخل |
| bu adam bir mont giyiyor. Ben asla yaşlı olmuycam. | Open Subtitles | هذا الرجل يرتدي حفاضات يا الهي،لا أريد أن أصبح عجوزة |
| Dediğim yere doğru bak. Sağındaki mavi yün tişört giyen adam. | Open Subtitles | الآن أنظر إلى الرجل في جانبك الأيمن الذي يرتدي قميص أزرق. |
| Seyit Ali halen hayatta. Baştan aşağı siyah giymiş bir Orta Doğulu arıyoruz. | Open Subtitles | سيد علي حي ، نحن نبحث عن شرق اوسطى يرتدي طقما اسود اللون |
| Hatta bir domuz şapka takıyordu, insanların aşina olduğu bir şapka. | TED | وكان هناك خنزير يرتدي قبعة، قبعة كان يعرفها الناس. |
| Bu da benim işe giderken bayrak rozeti takan bir adamla son çıkışım. | Open Subtitles | وهذه هي المرة الأخيرة التي أخرج فيها بموعد مع شاب يرتدي علما للعمل |
| O Davey Crockett ve ben rakundan şapka giyiyor olurdum. | Open Subtitles | أمم، هذا هو ديفي كروكيت أعتاد أن يرتدي قبعة الراكون |
| Joey 60 yaşında ve hâlâ aynı Bugs Bunny pijamalarını giyiyor. | Open Subtitles | جوي بعمر الـــ 60 ولا يزال يرتدي نفس بجامة ,باغز باني |
| Yaşlı bir adam. Siyah bir takım giyiyor, kır saçlı. | Open Subtitles | إنهُ رجل عجوز يرتدي بدلة سوداء و لديه شعر أبيض |
| Ayrıca her törende lanet acil servis teknisyeni üniformasını giyiyor. | Open Subtitles | كما أنه يرتدي زي المسعفين في كل تظاهرة وكل عرض |
| Dediğim yere doğru bak. Sağındaki mavi yün tişört giyen adam. | Open Subtitles | الآن أنظر إلى الرجل في جانبك الأيمن الذي يرتدي قميص أزرق. |
| - Haklısın, dostum, tuvaletini yaparken... - ...pantolon giyen tek hayvan erkektir. | Open Subtitles | أنت محق ياصديقي، فالإنسان هو الكائن الوحيد الذي يرتدي ملابسه أثناء الإخراج |
| Sakalını kesmiş. 1.90 boylarında ve denizci üniforması giymiş şerefsiz. | Open Subtitles | ،لقد حلق لحيته، بطول 6.5 قدم واللقيط يرتدي مثل البحرية |
| Üşüyor. Islanmak üzere. Mayosunu giymiş, elinde havlusu. | TED | إنه يشعر بالبرد، إنه بصدد أن يتبلل. إنه يرتدي رداء للسباحة، حصل على منشفة. |
| Baba İsa figürlü haç takıyordu .Belki İspanyol veya Portekizli bir çiftçidir. | Open Subtitles | الأب كان يرتدي الصليب. لا بُد أنه مزارع بورتوريكي أو اسباني |
| Sonra biri gelip kurtardı seni, şapka giyip maske takan biri. | Open Subtitles | و من ثم أتى شخص لإنقاذك. شخص يرتدي قبعة و قناع. |
| Ama katil muşta ya da yüzük gibi bir şey takmış. | Open Subtitles | لكن القاتل كان يرتدي سوار نحاسي أو نوع ما من الخاتم |
| Lucretia'nın polise ona tecavüz edenin kovboy şapkası giydiğini söylediğini hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكرين ان ليكريشا قالت للشرطه ان الرجل الذي اغتصبه يرتدي قبعة كاوبوي |
| Tüm katılımcılar ritüele uygun bir biçimde giyinmiş olarak... koridorda hazır bulunacaklardır. | Open Subtitles | جميع المشاركين وسوف يرتدي بشكل مناسب، وسوف تقع على الأرض مثل الحيوانات. |
| Lobby'ye git ve benim bedenimde beyaz gömlek giyinen birini bul. | Open Subtitles | أذهبي إلى الرواق، وأبحثي عن شخص بحجمي الذي يرتدي قميص أبيض. |
| Elleri kancaydı. Çizgili bir mahkum kıyafeti giymişti. | Open Subtitles | خطاف في يده و كان يرتدي قميص المساجين المخطَّط |
| Kendimi savunmam gerekirse, inşaat alanında kim kravat takar ki? | Open Subtitles | في دوري الدفاعي من يرتدي ربطة عنق في موقع البناء؟ |
| Düşündük de, ona bir takım elbise bulsak fena olmayacaktı. | Open Subtitles | اتفقنا على أنه سيكون من السلوك البارع أن يرتدي بدلة |
| - Kadın elbisesi giymiyor. Onu görme sıran geldiğinde ayrıntıları öğrenirsin. O kitabı yazma. | Open Subtitles | لا يرتدي الفساتين، وستعرف كل التفاصيل عندما يحين دورك لرؤيته |
| Tanık, suçluyu tam olarak görmemiş ama koyu renk bir eşofman giyiyormuş. | Open Subtitles | الشهود لم يروا المجرم لكن قالوا أنه كان يرتدي بزة رياضية قاتمة |
| Ama kameradan bir görüntü elde ettik, üzerinde kıyafet varmış. | Open Subtitles | لكننا حصلنا على صورة من الكاميرا لقد كان يرتدي ملابس |