Sonia Jasmin adındaki hasta kendisine saldıran doktor hakkında şikayet dilekçesi verdi | Open Subtitles | مريضة تدعى سونيا جاسمن حررت شكوى ضد الدكتور الذي قام بالاعتداء عليها |
Luthor Şirketi Henry Small'a karşı bir şikayet davası açıp şirketinden kovdurmuş. | Open Subtitles | قدمت شركة لوثر كورب شكوى ضد هنري سمول جعلته يطرد من شركته |
Kimse onun için endişelenmiyor diye şikayet edemez en azından. | Open Subtitles | حسناً، هو لا يستطيع الشكوى ولا يجد من يقلق عليه. |
Yapacak bir sürü işim vardı, yine de fazla şikayet etmiyordum. | Open Subtitles | كان لديّ طن من العمل لاقوم به لذا لم أشتكي كثيراً |
Bunca önemli şey olup biterken halimden pek şikayet edemem. | Open Subtitles | أعتقد في المخططِ الكبيرِ من الأشياءِ لا أَستطيعُ التذمر أكثر |
Biliyorsun, sen her zaman birbirimizi görmüyoruz diye şikayet edersin. | Open Subtitles | تعرفى، دائماً ما تشتكي من أنّنا لا نرى بعضنا البعض |
Chih-hao, bir yıl boyunca şikayet etmeden... kendi başına sıkı çalıştın. | Open Subtitles | هاو شية، زاولت بشدة لوحدك بدون شكاوى لمدة سنة. |
Bir yerlerden başlaman gerek, Santiago. Parası iyi sonuçta. şikayet etmemen gerek. | Open Subtitles | عليك ان تبدا من مكان سانتياغة انها نقود جيدة , لا تتذمر |
Komşu ilçede Karen Foley'nin verdiği bir şikayet dosyası buldum. | Open Subtitles | وجدت شكوى مرفوعة من قبل كارين فولي في المقاطعة المجاورة |
Eğer sorunlu bir aileyi şikayet etmek istiyorsan kendi ailenden başla. | Open Subtitles | إن كنتِ تريدين شكوى ضد عائلة ملخبطة ينبغي أن تعمليها ضدنا |
Aldığımız en büyük şikayet onlar hakkında, yalnızca tahmin ediyorum. | Open Subtitles | إنها أكبر شكوى نتلقاها، لذا أنا نوعا ما أتوقع هذا. |
Üç saat içinde tasarıyı kabul ettirdim. şikayet etmeyi kes! | Open Subtitles | لقدد نجح الإعلان في غضون ثلاث ساعات توقفي عن الشكوى |
Eyalet sınırlarını aşana dek koltuk hakkında şikayet etmeyi bırakmanız lazım. | Open Subtitles | ما أن تعبر حدود الولاية تكف عن الشكوى بخصوص المقعد الأمامي |
Hayır, hayır yolunda değil ama şikayet etsem ne olacak ki? | Open Subtitles | لا لا , لا ليس كذلك لكن ما فائدة الشكوى ؟ |
Meyve kokteyline vodka koyan ben değilim ama kesinlikle şikayet de etmiyorum. | Open Subtitles | انا لست من وضع الفودكا في العصير لكنني لا أشتكي من الامر |
Tanrım, baban düzgün hareket edemiyor diye bana mı şikayet ediyorsun. | Open Subtitles | اللعنة، تريد التذمر لي بشأن عدم تفكير والدك بالأمور مليّاً؟ أنت؟ |
Yeni başhemşirenin tanık olduğu şeyden sonra yaparsam Washington'a şikayet eder. | Open Subtitles | ان عينتك جراحا رئيسيا بعد ما رأته الممرضة المسؤولة فسوف تشتكي لواشنطن |
O kadar gürültü yapmasaydınız, şikayet de olmazdı. | Open Subtitles | لو لم تحدث صخباً . لم تكن لتحدث أية شكاوى |
O her zaman her şeyi kendisi yapmaktan şikayet eder. | Open Subtitles | انها تتذمر دوما من انه عليها فعل كل شيء بنفسها |
Ama bazı vakalarda, hasta bacağını kestirdikten sonra mesela, olmayan bacağın acısından şikayet ediyordu. | TED | ولكن في بعض الحالات بعد القيام ببتر ساق مريض كان المريض لايزال يشكو من الألم في القدم الغير موجودة. |
Tanrım, üzgünüm. şikayet etmek istemiyorum. Kötü sözler söylemek için gelmedim. | Open Subtitles | رباه، أنا آسفة، لا أريد أن أتذمر لست هنا لأقسو عليك |
Sanırım çalışan bir annenin hakları hakkında da... bir şikayet vermiş, bu senin işten çıkarılmanı da içeriyor olabilir. | Open Subtitles | أظن أنها كتبت ملف ملاحظات لبعض الشكاوي عن كونها أماً عاملة ولذا أنت ربما أيضاً يجب أن تكون شاهداً |
Hayır, şikayet etmiyorum. Bu oldukça yüksek bir meblağ. | Open Subtitles | لا ، إننى لا أشكو إنه قدر ضئيل من النقود |
Çok garip. Sigara içmemeden hep şikayet ederdi. | Open Subtitles | هذا أمر مضحك دائماً ما تشكو عندما أدخن السيجار |
Restoran kamyonlarından gelen iğrenç kokulardan şikayet aldık. | Open Subtitles | لدينا شكاوي من الروائح الكريهة عن شاحنتان في مبنى المطعم |
Evde gürültülü bir kavga olduğuna ve şiddet olduğuna dair şikayet... | Open Subtitles | نحن فقط هنا لأجل الشكاوى للتعامل مع الإزعاج الصادر من المنازل. |
Bir beyefendi, Tanrı'ya şikayet etmez ve yanlışları için diğerlerini suçlamaz. | Open Subtitles | إن الشريف لا يتذمر من أحكام السماء، لكنه يتحمل ضغائن الناس. |