Gazı serbest bırakmak için başka bir yol bulduğumuzdan emin olmadan, olmaz. | Open Subtitles | لا تفعل إلا بعد أن نتأكد أن هناك طريقة أخرى لاطلاق الغاز |
Gururumu okşuyorsun, ama eminim ikiniz başka bir yol bulursunuz. | Open Subtitles | رغم أني أشعر بالإطراء، أؤكد لك أننا سنجد وسيلة أخرى |
Onlar bile o kadar aptal olamaz. Ama başka bir yol olabilir. | Open Subtitles | هما ليس أغبياء لهذه الدرجة لكن ربما هنالك طريقة آخرى |
Tamam ama 50.000 dolar bulmak için mutlaka başka bir yol vardır. | Open Subtitles | حسنا، يجب ان يكون هناك طريقة اخرى للحصول على خمسون الف دولار. |
Burdan geri dönmeliyiz ve..ve.. başka bir yol bulmalıyız | Open Subtitles | اذا يجب ان ننزل طابق واحد ونجد طريق اخر لصعود |
Lütfen, yalvarırım, başka bir yol bulun. | Open Subtitles | من فضلك، أتوسل إليكم، العثور على طريقة أخرى. |
Lantash ikinci halka odasına giden başka bir yol biliyor mu? | Open Subtitles | هل يعرف لانتيش إذا كان هناك طريق آخر لغرفة الحلقات الثانوية؟ |
Sana ölümüme gittiğimi söylemiştim. Ama başka bir yol buldum. | Open Subtitles | قلتُ لكِ أنّي ذاهبٌ إلى حتفي لكنّي وجدتُ طريقةً أخرى |
Yalvarıyorum, Krallığın iyiliği için başka bir yol daha olmalı. | Open Subtitles | أتوسل اليك لمصلحة المملكة لا بد أن هناك طريقة أخرى |
Belki de onları teker teker öldürmekten başka bir yol vardır. | Open Subtitles | ربما هناك طريقة أخرى غير اطلاق النار عليهم واحدا تلو الآخر |
Belki, ahlaki çerçevemizde sayıları temel alarak kullanabileceğimiz başka bir yol vardır. | TED | ربما هناك طريقة أخرى لإستخدام الأرقام كإطار أخلاقي أساسي. |
onun hayatını kurtarmak istiyorsan, başka bir yol yok. | Open Subtitles | ليست هناك وسيلة أخرى إذا أردتِ إنقاذ حياته. |
Bu kadar proteini saklamak için başka bir yol var. Bunu doğal olarak yapmak. | Open Subtitles | هناك وسيلة أخرى لاستنباط كميو كبيرة من البروتين وهي الطريقة الطبيعية |
Peki ya ben hariç hiç kimsenin işe bulaşmayacak olduğu başka bir yol bulursam? | Open Subtitles | ماذا لو عثرت على وسيلة أخرى للتعامل مع هذا الأمر هذا لن يدين أحد إلا أنا؟ |
Tamam, bu sigarayı bırakmam için başka bir yol mu? | Open Subtitles | حسناً إذا كانت تلك طريقة آخرى لحملي على أن أُقلع عن التدخين؟ |
Eğer başka bir yol olsaydı... ama jimmy'nin ölmesi senin ölmenden daha iyi. | Open Subtitles | لو كان هناك طريقة اخرى لكن من الافضل ان يموت جيمى عنك |
Farklı seçimler yapsaydım, ya da başka bir yol seçseydim, yalnız ölen ben olabilirdim. | Open Subtitles | اذا كان لى ان اختار خيارات مختلفه او اختيار طريق اخر انا اكون الشخص الذى يموت وحيدا |
Eğer gelmek istemezseniz, katkıda bulunabileceğiniz başka bir yol bulun çünkü herkesin kendine çalışması işe yaramayacaktır. | Open Subtitles | إن لم تريدوا المجيء، اعثروا على طريقة أخرى للمساهمة. إن فكر كل واحد بنفسه فلن ينجح الأمر. |
Eğer heykeli parçalayamıyorsak o halde belki başka bir yol vardır. | Open Subtitles | إذا نحن لا نَستطيعُ تَحْطيم التمثالِ، ثمّ لَرُبَّمَا هناك طريق آخر. |
Bunu çözeceğimiz başka bir yol olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ و أنّ هنالك طريقةً أخرى لتسوية الوضع |
Yine parçalarlar. başka bir yol düşün. | Open Subtitles | . سوف يقومون بخربها مرة أخرى فكر بطريقة أخرى |
Kuzenim bütün işlerini yalnız yapardı başka bir yol olduğunu bilmiyordu. | Open Subtitles | قريبي، منهمكٌ جداً في أن يكونَ وحيداً ولا يعرِفُ طريقاً آخر. |
Bu nedenle, mahkumların zamanın unutmalarına yardımcı olmak için başka bir yol düşündüm. | Open Subtitles | ولذلك قمت بعمل طريقه أخرى لمساعدة المساجين على تحمل الوقت |
Hayır, başka bir "kıç öpme yarışması" olmayacak. başka bir yol olmalı | Open Subtitles | لا لن نقوم بمسابقة تقبيل المؤخرات لا بد من وجود طريقة أخرى |
Buradan çıkmak için tek bir yol var. başka bir yol yok! | Open Subtitles | فلا يوجد سوى طريق واحد للخروج من هنا فليس ثمة طريق أخر |
Bundan kurtulmanı başka bir yolu var. başka bir yol olmalı. | Open Subtitles | ثمّة سبيل آخر للخروج من هذا المأزق حتماً ثمّة طريقة |
Bu yüzden bana soracak olursan... bütün gücünle başka bir yol bulmayı, denemeliydin... | Open Subtitles | لذلك ، إذا طلبت منى فهذا يعنى أنك قد حاولت بكل قوتك أن تجد سبيلاً آخر |