"hayatım" - Traduction Turc en Arabe

• حياتي
• عزيزي
• حبيبتي
• حياتى
• حبيبي
• حياة
• عزيزى
• حبيبتى
• ياعزيزتي
• عزيزتى
• الحياة
• بحياتي
• حبيبى
• حلوتي
• يا عزيزتي

Fakat yolculuğumun, büyüten ve rahatsız edici tek bölümü annemle evdeki hayatım değildi.
لكن حياتي مع أمي في البيت لم تكن الجزء الوحيد الشاق في حياتي.

Böylece tüm hayatım boyunca tamamen hayal ettiğim yolu çizebildim.
وبذلك كنت قادرة على أن أحلم أحلام اليقظة خلال حياتي.

Korkularımla yüzleşerek ve korkularımı aşacağım cesareti bularak hayatım olağanüstü bir hâl aldı.
عندما واجهت مخاوفي ووجدت الشجاعة التي تدفعني للأمام، أقسم بأن حياتي أصبحت استثنائية.

hayatım, niye aniden Whyte House'da balayı odasında kalmaya başladık?
عزيزي لماذا نَبْقى فجأة في جناحِ العرسان في بيتِ وايتي؟

Merak etme hayatım. Sana en iyi program çözücüyü bulup alırız.
لاتقلقي، يا حبيبتي.سَنَحْصلُ لك على أفضل مبرمج يُمْكِنُ أَنْ يَشتريه المال.

- Hayır baba. Küçük köhne bir ofiste hayatım boyunca tıkılıp kalamam.
لا أستطيع تقبل أن أكون محاصراً لبقية حياتي وراء مكتب صغير قذر

hayatım boyunca burada yaşadım. Adımı ve ailemi düşünmek zorundayım.
انا عشت هنا طوال حياتي لدي اسمي وعائلتي لأفكر بشأنهم

20 yaşındayım ve tüm hayatım boyunca bu şehirde yaşadım.
عمري 20 سنة, ولقد عشت في هذه المدينة كل حياتي

Yok, bu çocuğu saf bir şekilde sevdiğine hayatım üzerine bahse girerim.
لا، أراهن على حياتي على أنه يحب هذه الطفلة بطريقة نقية جداً

Yanılıyorsun ağabey. Kendi iyiliğim için evleniyorum ben. hayatım çok da kolay değil.
يا اخي انت مخطئ, أنا أتزوج لمصالحي الخاصة, لأني حياتي صعبة, وليس لأساعدك

"İşte, işte bu benim hayatım, nasıl da bu hale geldi?"
حسناً ، حسناً ، كذلك كانت حياتي التي تلاشت عني بالكامل

Bildiğiniz gibi hayatım Can sıkıcı değildi.Ama... ben gene de burda durup
كما تعرفون حياتي لم تكن قذرة ولو أني أفضل أن أسمع هتافاتكم

Boş ver hayatım. Nasıl olsa bir gün yanacağını söylemiştin.
لا عليك يا عزيزي لقد قلت بأنك ستحرقه يوما ما

hayatım,kadınsı yanını keşfettiğin için çok mutluyum ama benimkini unutmanı istemedim ki senden
عزيزي, انا مسرورة بأنك اكتشفت جزءك الأنثوي و لكنني لم اردك ان تنساني

-Gitmesi gerekmezdi. -Teşekkür ederim hayatım. Sen de çok iyi görünüyorsun.
ليس عليها ان تذهب شكراً يا عزيزي, تبدو بحالة جيدة ايضاً

Lizzie, hayatım, sen benim kızımsın, seni seviyorum, ama yanılıyorsun.
حبيبتي ليزي .. أنتي ابنتي وأنا أحبك ، لكنك مخطئة

"Belki bugün gelir hayatım da gerçek anlamda başlar" dedim kendime.
لكنى قد قلت لنفسى ربما ستأتى اليوم و ستبدأ حياتى حقاً

hayatım, seni ilaçlarla bu hale getirdiğimiz için çok üzgünüm.
حبيبي ، أنا آسفة إذ سببنا لك هذه الهلوسة العقلية

Şey, sanırım bir sürü insan benim çarpık bir hayatım olduğunu söyler.
حسنا ، أعتقد أن كثيرُ من الناس سيقولون أنني عشت حياة طائشة

Sevgili Jack, eğer hayatımı yeniden yaşama şansım olsaydı normal bir kız olup, normal bir hayatım olmasını isterdim.
عزيزى جاك ،اذا استطعت ان اعيش حياتى من اول و جديد لأردت ان اكون فتاه عاديه تحظى بحياه طبيعيه

- hayatım, annen ve babanız. - Bunu söylemeyin. Onlar olamazsınız.
حبيبتى أننا اباك وامك توقف عن قول ذلك , لا يمكن

hayatım, bana seni incitecek şeyler söyletmek zorunda mısın?
لماذا تدفعيني ياعزيزتي لقول أشياء ستكرهيني بسببها

Kalkmanı gerektirecek bir şey yok. Gidecek bir işin yok, hayatım.
لا داعى لتستيقظى مبكراً يا عزيزتى فليس لديكِ عمل لتذهبى إليه

hayatım boyunca hızlı olmaya değil, mükemmel olmaya çalıştım Martha.
لست أهدف للسرعة ، مارثا أهدف لتحقيق الكمال في الحياة

Sözleri hayatım hakkında daha önce düşünmediğim şeyleri gözden geçirmemi sağladı.
لقد جعلتني أتفحص الأشياء الموجودة بحياتي التي لم آخذها بعين الأعتبار.

Önemli değildi, hayatım. Kaçtık ama yakalayıp geri götürdüler.
لقد كان لا شئ حبيبى ، لقد أمسكوا بنا و أعادونا و هذا كل شئ

Her şey yoluna girecek hayatım. Her ne görüyorsan, bil ki gerçek değil.
الأمور ستكون بخير يا حلوتي أيّا كان هذا فهو ليس حقيقياً أتتذكرين ؟

Biz bir bataklıktayız, hayatım. Burada telefon ne arar ki?
نحن في مستنقع يا عزيزتي أين سنجد هاتف هنا ؟