| Banyolarını kendim yapıyorum. kendime ait bir karanlık odam var. | Open Subtitles | أنا أيضاً أحمض الصور بنفسي ، لدي غرفتي المظلمة الخاصة |
| Uh, evet. güzel, Kalmaya karar verdim. Bakalım kendime ne gibi sorunlar çıkartıcam | Open Subtitles | اجل , لقد قررت البقاء لأرى كيف اتمكن من معالجة المشكلة الجديدة بنفسي |
| Ayrıca kendi kendime okumayaca başladığımda, tek kelimenin bile yalan olmadığını göreceğimi söyledi. | Open Subtitles | وقال اني عندما اتعلم القراءة بنفسي فلن يستطيع ان يقول كلمة واحدة كذب |
| Bu yüzden kendi kendime sordum: müzik bu durumda nerede? | TED | لذلك اجد نفسي اتساءل اين هي الموسيقا من كل هذا؟ |
| "Belki bugün gelir hayatım da gerçek anlamda başlar" dedim kendime. | Open Subtitles | لكنى قد قلت لنفسى ربما ستأتى اليوم و ستبدأ حياتى حقاً |
| Bunu anlayıp anlamayacağını bilmiyorum, fakat kendime dürüst bir adam gözüyle bakıyorum. | Open Subtitles | لا اعلم ان كنت ستفهميننى, لكنى اخذت على نفسى عهدا كرجل صادق |
| Ama sonra da, kendime tutarsız mesajlar verdiğimi fark ettim. | TED | ولكن ثم فكرت، ألا أقوم أنا بإرسال رسائل متضاربة لنفسي. |
| Ama önce sizlere bir bakıcı bulmam gerekiyor gibime geliyor. kendime bakabilirim. | Open Subtitles | لكن أولاً أشعر أنني يجب أن أحضر لكم جليسة أستطيع الإهتمام بنفسي |
| Paramı kazanıyorum, kendime ait bir dairem var yalnız başıma içiyorum. | Open Subtitles | أنا أكسب المال بنفسي وأنا أملك شقة خاصة بي أشرب لوحدي. |
| Ben hem kendime hem de geri kalan her şeye bakıyorum. | Open Subtitles | أنت رائع في الإعتناء بنفسك أنا أعتني بنفسي, وكل شيء آخر |
| Bu konuda beni hatırlamıyorsun. Ama kendime dikkat etmede baya iyiyim. | Open Subtitles | قد لا تتذكر هذا الشيء عنّي لكني بارعة في الإعتناء بنفسي |
| Ben bile kendime inanmazken o her zaman bana inandı. | Open Subtitles | كانت تؤمن بي دائماً حتى عندما لم أكن أؤمن بنفسي |
| kendime dikkat etmiyormuşum gibi konuşuyorsun ama ben bir doktorum. | Open Subtitles | أنتِ تتصرّفين و كأنّي لا أعتني بنفسي لكن أنا دكتورة |
| Artık kendi gerçeğimi kendim için ve kendi kendime yaşayamazdım. | TED | لم أعد أستطيع عيش حقيقتي من أجل نفسي ولوحدي فقط. |
| Sonra kendime bir numaralı inancımı hatırlattım: Tasarım dünyayı değiştirebilir. | TED | وبعدها ذكّرت نفسي بأولى قناعاتي: يستطيع التصميم الجرافيكي تغيير العالم. |
| Her sabah, kendime bunu daha ne kadar yapabileceğimi soruyordum. | TED | كل صباح، سألت نفسي إلى متى يمكنني أن فعل ذلك. |
| Çünkü aşık olmuştum. Ve bunu kendime itiraf etmekten korkuyordum. | Open Subtitles | لأنى كنت واقع فى الحب وخفت من الاعتراف بهذا لنفسى |
| Okul bursum ve kendime bişeyler yapabilmek için bir şansım vardı | Open Subtitles | . كان لدى منحة دراسية و لدى فرصة لأصنع شئ لنفسى |
| Sana karşı kendime dikkat etmem gerekecek, çünkü, ee, insanları oldukça iyi tanıyorsunuz. | Open Subtitles | لابد ان اكون حريصا مع نفسى امامك 'لأنك تفهم الناس بشكل جيد جدا |
| Üçüncüsü: Keşke kendime daha mutlu olmak için fırsat tanısaydım. | TED | الثالث: أتمنى لو أنني سمحت لنفسي أن أكون أكثر سعادة. |
| Onca yıl kendime ihanet etmişim de farkında değilmişim meğer. | Open Subtitles | كنت اوشى بنفسى كل تلك السنوات ولم اكن حتى اعرف |
| Ben sadece bir günü kendime ayırmak istiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | علاقتنا تسير على ما يرام، أريد 24 ساعة فقط بمفردي. |
| Ama dahası, robot yapmaya merak saldım ve kendi kendime donanım öğrenmeye çalıştım. | TED | لكن علاوة على ذلك بدأ اهتمامي بصناعة الروبوتات وكانت لدي رغبة لأتعلم بشكل ذاتي عن الروبوت |
| kendime ait bir şeyim olacaktı. | Open Subtitles | قال أنة سيعطينى منها شيئاً شيئاً لى وحدي |
| Onun bu yaptığının, kendime olan saygımı etkilemediğini görmesini istiyorum. | Open Subtitles | اردتها ان ترى ان ذلك لم يأثر على احترامي لذاتي |
| kendime geldiğimde ön torpidoda yangın çıkmıştı. | Open Subtitles | عندما أفقت ، كان هناك حريق في غرفة الطوربيد الأمامية |
| kendime sordum..suçlayacak biri var mı ? | Open Subtitles | لم أسأل نفسيّ أبداً هذا السُؤال هل أنا جاهز للعِب ؟ |
| Ben de kendime pek saygı duymam ama bunu sağlıklı yollarla ifade ederim bir kutu çikolatalı kek yerim. | Open Subtitles | أنا ليس لدي احترام للذات و لكني أُعبر عنه بطريقة صحية عن طريق تناول صندوق كبير من الحلويات |
| Kendi kendime kutlama yapmamak için iyileşmem hakkında açığım. | TED | أنا أصرح وأشارك قصة تعافيَّ ليس للتباهي أو تهنئة الذات. |