Diyelim ki, Ed Bailey'nin çizmesinde... ufak bir tabanca sakladığını sana söyledim. | Open Subtitles | ماذا لو أخبرتك أن إد بايلى معه مسدس صغير مخبأ فى حذائه |
Dün gece söyledim ya, bunlar Direnişçiler için şifreli mesaj. | Open Subtitles | كما أخبرتك من قبل هذه رسائل بالشفرة إلى رجال المقاومة |
Ona tüm eski dosyaların kutulanıp belediye binasına götürüldüğünü söyledim. | Open Subtitles | قلتُ بأنّ جميع الأغراض القديمة مخزّنة بصناديق بقبو مبنى البلدية |
Ona bu akşam oldukça önemli bir mevzu konuşacağımızı söyledim. | Open Subtitles | أخبرتها أنني سأتحدّث إليها عن مسألة مهمة جدًا هذا المساء. |
Daha öncede söyledim ! Orayı kiraladım, karımdan da ayrıldım. | Open Subtitles | لكنني اخبرتك اني استأجرت تلك الشقه لانني فصلت عن زوجتي |
Onun bu adamla kişisel bir ilgisi olduğunu sana söyledim. | Open Subtitles | أنا أقول لك، انها لديها مصلحة شخصية مع هذا الرجل |
Buna izin vermemeliydiniz. Benim suçum değil. Sir Wilfrid'a ceza davası almamasını söyledim. | Open Subtitles | انه ليس خطأى ، لقد قلت لسير ويلفريد بوضوح ، لا قضايا جنائية |
Söylediğim şey, bu soruya cevap olarak, Snowden'a karşı herhangi bir hafifletici eylem ile ilgili tartışmaların gülünç olduğudur. Konuşmaya değer olduğunu söyledim. | TED | ما قلته في الحقيقه, كرد على سؤال هل سترد على اي نقاش حول تخفيف العقوبات على سنودين, قلت نعم, يمكن الحديث حل الامر, |
Kafayı yemişsin sen. Sana defalarca söyledim, bunu yapmış olamazlar. | Open Subtitles | أنت مجنون.لقد أخبرتك مرارا وتكرارا أنهم لا يمكنهم فعل ذلك. |
Ne fark eder ki? Size nerede ve hangi zamanda olduğumuzu söyledim. | Open Subtitles | و فيم كان سينفعك ذلك ، لقد أخبرتك أين أنت و متى |
Jim, kim olduğunu söyledim sana... American Express'in başkan yardımcısı. | Open Subtitles | جيم لقد أخبرتك من هو إنه نائب مدير أميريكان أكسبريس |
Sana elimden geleni yapacağımı söyledim. - Adını yarışmacı listesine soktum. | Open Subtitles | أخبرتك بأنّني سأبذل جهدي، وقد فعلت قمت بوضع اسمك في القائمة |
Sana yüz defa söyledim, balkabağı teslimatlarını Cadılar Bayramı'ndan önce yapmalısın. | Open Subtitles | أخبرتك مئة مرة ، يجب بيع اليقطين قبل الهلوين ، قبله |
Hayır, onu öldürdüğümü söyledim ki öldürdüm. Ustaya, adamı nerede bulacağını söyledim. | Open Subtitles | كلاّ، قلتُ أنني قتلته، وهو ما فعلتُه أخبرتُ السيّد بمكان إيجاد الرجل |
Ona bunu halletmek zorunda olduğumuzu söyledim ve o bunu kaldıramadı. | Open Subtitles | قلتُ له بأنّنا أبرمنا اتّفاقاً بذلك، و لم يستطع التعايش معه. |
Ona ölürken söyledim. Ailenin buraya varmak zorunda olduğunu söyledim. | Open Subtitles | أخبرتها بينما كانت تحتضر أخبرتها بأن العائلة يجب أن تمر |
Lütfen, geri çekilin. Gerçi çekilmeniz gerektiğini iki kere söyledim | Open Subtitles | من فضلك فولكس تراجع لقد اخبرتك للتو مرتين ان تتراجع |
Size söyledim, beni daha çok dinlerseniz daha uzun yaşarsınız. | Open Subtitles | كنت دائماً أقول لك إستمع إليّ أكثر تعيش مدة أطول |
Kilosu hakkında aptalca şeyler söyledim ve sanırım onu birazcık üzdüm. | Open Subtitles | لقد قلت تعليقاً غبياً حول وزنها وأعتقد أني لربّما أزعجتها قليلاً |
Ve Debra hakkında söylediğime gelirsek, yalan söyledim, tamam mı? | Open Subtitles | وما قلته عن ديبرا كان كذباً ، حسناً؟ أنا كذبت |
Sana daha önce de söyledim, önemli olan sözler değil, hisler. | Open Subtitles | ، لقد أخبرتكِ من قبل، الموضوع لا يتعلّق بالكلمـات بل بالمشـاعر |
Ona Pago Pago'ya gideceğini ve bu yüzyılın sonuna kadar geri dönmeyeceğini söyledim. | Open Subtitles | لقد اخبرته انك سافرت الى باجو باجو وغير متوقع عودتك حتى نهاية القرن |
Hayır, Debra'ya geri ödemesi gerekmediğini söyledim. O da aileden. | Open Subtitles | أخبرتُ ديبرا هي ما كَانَ عِنْدَها لإنتِقام منني، هي عائليةُ. |
Jessi'ye sana anlatmayacağımı söyledim ama tüm bunlar beni biraz ürkütüyor. | Open Subtitles | لقد اخبرت جيسي اني لن اخبرك لكن الموضوع كله افزعني للغايه |
söyledim size. Şimdi lütfen hepiniz beni rahat bırakır mısınız? | Open Subtitles | لقد أخبرتكم ، الآن هل يُمكنكم تركى بمفردى فقط ؟ |
Dr. Gillman'a bir gün izne çıkmasını söyledim o da çıktı! | Open Subtitles | لقد أخبرت الدكتور جيلمان بأن آخذ عطلة فقالت خذ عطلة إذاً |
O yüzden ona 3 gün boyunca onu cinayet yüzünden sorguladığımızı söyledim. | Open Subtitles | لهذا قُلت لها أننا قمنا بإستجوابه لمدة 3 أيام بتهمة القتل العمد |
Benimle nerede iletişim kurabileceğini bilmesi gerekiyor. Ona aylar önce söyledim. | Open Subtitles | وكان يجب أن تعرف كيف تتصل بي لقد اخبرتها منذ أشهر |